Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde sanatçı ve lider olabilmek farklılık gerektirir. Öncelikle kullandığınız cümleleri halk da kullanmalı, geniş kitleler, lider veya sanatçının davranışlarını beğenmeli ve onun yaşantısına özenmelidir.
Ancak bunu yapabildiğiniz zaman lider veya sanatçı olabilirsiniz.
Ajda Pekkan, 1970’li yıllarda naylon terlikle sahneye çıktı, o terlikler ülke genelinde yıllarca “Ajda terlikleri” adı altında satış rekorları kırdı.
Süleyman Demirel’in kendine özgü ifadeleri günümüzdeki politikacılar tarafından da zaman zaman kullanılıyor. Konunu iyi tarafı, merhum siyasetçinin meşhur deyimlerini kullanırken iyi ki, “ Demirel’in de dediği gibi...” cümlesini vurgulamayı ihmal etmiyorlar.
TV dizileri ve filmler için de aynı durum geçerli; ortaya öyle bir cümle koymalılar ki halk senaryoda geçen ifadeleri kullanırken, hem o film veya dizinin reklamı yapılsın hem de o sözler benimsensin.
Son aylarda, sorunların çözümünü kaba kuvvette gören bir dizi izleniyor; ‘’Şevkat Yerimdar.’’Ne kadar izleniyor bilemiyorum ama argoya kaçan sözleri güncel hayatta kendine yer buldu. “Şefkat Yerim dar..” Hemen her gün birinin ağzından duyuyorum. “Şefkat Yerim dar’’, ‘’Ahmet gelme üstüme”, ‘’Ben şimdi sana gösteririm’’ türünden ifadeleri. Toplumumuzun yaşamında bu cümlenin ne işi var Allah aşkına?..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “metal yorgunluğu..” diye bir deyim attı ortaya…
Şu anda Türk siyasetinin hatta ticari hayatın içinde olanlar sık sık bu sözü kullanır oldu. Sadece bu söz değil; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ananı da al git’’, ‘’Tıksırıncaya kadar içsinler’’ , ‘’Metal yorgunluğu var..” gibi cümleleri sevilerek de sevilmeyerek de olsa çoğu kişi tarafından günlük yaşamda kullanılıyor mu?
Kullanıyor.
Peki, CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun kullandığı tek bir kelime bugüne kadar günlük yaşantımıza girdi mi?
Girmedi.
Gün görmedik bu deyim veya cümleleri lider kendisi mi buluyor sanıyorsunuz?
Hayır!
Bu ifadeleri, yakın ekibi bulup liderinin önüne sürüyor. Bazen de lider çok akıllı ve halk deyimiyle ‘ağzı iyi laf yaptığı için’ kendisi tarafından o anda kullanılıyor.
Tıpkı rahmetli Süleyman Demirel’in yaptığı gibi…
İşte lider veya sanatçı olmak kolay değil, önce ekibiniz zeki olacak, sonra da ani sorular karşısında kendi becerinizi kullanacaksınız…
Bu cümleleri niçin yazma gereği duydun derseniz…
Liderliğe soyunan insanlar öncelikle ekibini akıllı insanlardan seçecek, ekibi vefalı olacak ve en önemlisi de liderini iyi yönlendirecek.
SEFERİHİSAR’IN TEFECİKLERİ!
Son aylarda Seferihisar’da ufak ufak tefeciliğe başlayan, para satan insanlar olduğunu duymaya başladık. Hem de aleni bir şekilde…
Kanıt isterseniz başta belediye çalışanları olmak üzere kamu kurumlarında çalışan bazı kişilerin maaşlarını alır almaz bankanın karşısındaki kahvehaneye nasıl koştuklarını izleyin. Kim veya kimlerin tefecilik yaptığını çok iyi görür veya tanıyabilirsiniz…
Bu tefeciler şimdilerde üç beş bin lira ile bu işi yapıyorlar ama olay önlenmezse gelecekte tehlikeli boyutlara ulaştığına tanık olabiliriz. Bu konuda bildiklerimi istendiği takdirde polise veya savcılığa anlatabilirim. Bilmediklerini de onlar takibe alır ve kimliklerini birer birer ortaya çıkarır.
Her zaman belirttiğim gibi; Seferihisar’da ne mafyacık ne de tefecilik yapan isim görmek, ilçemizin asayişini asla ve asla bozdurtmak istemiyoruz…
KOCAOĞLU İLE DANS ETMEK!
Geçtiğimiz haftalarda Aziz Kocaoğlu ve Kocaoğlu’nun ezeli kankası Alaattin Yüksel, CHP’nin Seferihisar’daki bir grup sempatizanı ile Bademler bölgesinde bir araya gelirler.
Konuya düz bakıldığında bu görüşmenin nedeni delege seçimlerine bağlanabilir. Biraz daha derinlemesine bakıldığında ise, ‘’Bu toplantı acaba Tunç Soyer’in altını oyma girişimi mi’’ diye düşünülebilir.
CHP ve Tunç Soyer kanadından herhangi bir açıklama yapılmadığı için iki kanaat oluşuyor! Bu söylenenlere inanmak veya inanmamak!..
Ama şu soruya da cevap bulunmalı:
Seferihisar Belediye Meclisi’nin bazı üyelerinin ve teşkilat mensuplarının Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ile bir araya geleceklerinden Tunç Soyer’in niçin haberi olmadı?
Şimdi Seferihisar CHP’nin başı çıkar; ‘Ben o yemekte bulunmadım’ da der…
O zaman adama sormazlar mı: Fotoğraftaki masada duran iki boş sandalyenin önündeki yarısı boş bardaklar kime ait?
Haydi fikir yürütün bakalım. Toplantıda, ‘’Tunç Soyer tekrar Seferihisar’a belediye başkanı olmayacak, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday da olmayacak! Dahası siyasetten çekilip evinde oturup kendi işini yapacak!..’’ mealinden değerlendirmeler yapıldı mı yapılmadı mı?
İyi ama söz açıldığında niçin ”Biz Seferihisar’da bir aile gibiyiz” denebiliyor?
Bu yemeğe giderken Tunç Soyer’e bilgi verildi mi dersiniz?
Yani Soyer’in karşısına çıkılarak veya telefon edilerek, ‘’Sayın Başkanım, biz Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ile bir araya geleceğiz. Seferihisar için hangi konuları gündeme getirelim’’ adına ne hizmetler yapılması gerekir?” diye niçin fikir alınmadı:
Ayrıca Aziz Kocaoğlu şimdiye kadar sizin hangi sözünüzü yerine getirdi?
Hanginizin bir ricasıyla bir kişiyi Büyükşehir Belediyesi’ne aldı?
Soruyorum, sizin hanginizin bir ricasını yerine getirdi?
Seferihisar’ın sözde CHP’li yöneticileri,
Sizin hepiniz bir araya gelse bir tek Osman Ürkmez kadar olamazsınız!
Osman Ürkmez, şu ana kadar en az yüzün üzerinde işsiz genci Büyükşehir Belediyesi’ne aldırdı.
Ya siz?
Siz, ancak “Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ile beraber olduk” diye havalara girmekle yetinirsiniz. Sizden çok affedersiniz ama bir ‘halt’ olmaz.
Adama sorarlar, “Büyükşehir Belediyesi’nden Seferihisar’a hangi hizmeti aldınız? Hangi hizmetleri istediniz de ŞIP diye yerine getirdi?
Bu arada size küçük bir tavsiyem: Tunç Soyer, Seferihisar’a veya Büyükşehir’e aday olmaz ise Soyer gibi vizyonu tavan yapan ve Seferihisar’ı da Seferihisar yapan, dahası ev hanımlarından tutun da ilçenin yedisinden yetmişine kadar birçok kişiyi iş ve ekmek sahibi yapan bu ismi partinin genel merkezi yalnız bırakmaz, en üst kademelere alır götürür…
Her şey bir yana, insanların en tehlikelisi ‘VEFASIZ’ olanlardır…
Ağzımı açtırmayın, bu toplantıya katılanların her birisi de Tunç Soyer’in kime ne yaptığını, ne kariyer verdiğini çok iyi biliyor.
Yazık, hakikaten çok yazık….
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
Çevre
