Yeni Haber gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Tevfik Tortamış’ın “10 Soruda Haftanın Sohbeti” programının bu haftaki konuğu Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu.Tevfik Tortamış sordu, Seferihisar Belediye Başkanı ve CHP’nin Seferihisar Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer cevapladı.Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer görevdeki 5 yılını değerlendirdi, önümüzdeki döneme yönelik düşüncelerini anlattı.Seferihisar Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, 5 yıllık görev süresince yerel üretim ve yerel üreticiyi destekleyerek, Seferihisar’ı Türkiye’ye ve dünyaya çok anlatarak, kentin artı değerini yükselttiklerini, bunun da halka kazanç olarak yansıdığını belirtti.Seferihisar Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile beş yıllık hizmet dönemini, adaylık sürecini ve geleceğe yönelik projelerini konuştuk. Tüm sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Soyer, Seferihisar’ı bir bütün haline büyütmek için yola çıktıklarını, ilk beş yılda bu konuda büyük mesafe kat ettiklerini, halkın kendisine yeniden görev vermesi halinde bu konudaki gayretlerini sürdüreceklerini kaydetti.Tortamış:Sizi Seferihisar Belediye Başkanı olarak bütün Türkiye tanıyor. Ama kişi olarak Tunç Soyer kim? Nerede doğdu. Nerede büyüdü. Hayata nasıl hazırlandı? Soyer: 1959 Ankara doğumluyum. Ardından kısa bir süre Kütahya’da geçen çocukluk yılları. 4 yaşından itibaren de 50 yıldır İzmir’deyim. Asker bir babanın, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde hakimlik, sıkıyönetim mahkemelerinde başsavcılık yapmış bir babanın oğluyum.Annem de aslında hukukçu. Kardeşim hukukçu. Küçük kızım da hukukçu olma yolunda ilerliyor. Ankara’da Hukuk Fakültesi yılları boyunca tiyatro ve gazetecilikle bir hayli ilgilenme fırsatım oldu.Özdere’deki Sultan Otel’de 5 yıl yöneticilik, İsviçre’de Uluslararası Ticaret konusunda master yaptım. Ondan sonra aile olarak Sığacık’ta bir tesisin işletmeciliğine başladık. Bir süre sonra da kiraya verdik. Bu arada ikinci masterimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde AB konusunda yüksek lisans yaptım.Tortamış: Seferihisar’a belediye başkanı olma fikri nasıl gelişti. O süreçte neler yaşadınız?Soyer: Gençliğimizde Türkiye’yi hatta dünyayı kurtarmaya kararlıydık. Bunun için de siyaset yapmak gerekiyordu. Yurtdışında yüksek lisans yaparken kendime bir hedef koydum. 40 yaşına kadar ailemin ekonomik anlamda güçlü olmasını sağladıktan sonra siyaset yapacaktım.İş ile ilgili hedefi me ulaş tıktan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde danışmanlık yaptım, İzmir Ticaret Odası’nda görev aldım. İzmir’in EXPO 2015 adaylığı sürecinde genel sekreterlik görevinde bulundum. İzmir Milano’ya karşı kaybedince Sığacık’taki, Seferihisar’daki dostlarım Seferihisar Belediye Başkanlığı’na aday olmamı istedi. Bu teklif bana çok cazip geldi. Seferihisar’a yararlı olabileceğimi düşündüm. Halkımız da destek verince belediye başkanı seçildim.Tortamış: Beş yıl nasıl geçti?Soyer: Çok çabuk, çok keyifli geçti. Bu makama oturuşum sanki dün gibi. Her gün sabah 08.00 akşam 08.00 yoğun bir tempoda çalışırken nasıl geçtiğini fark etmeden 5 yılı tamamladık.Tortamış: İkinci kez adaylığınızın kesinleşme süreci biraz uzun sürdü. Nedeni Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığında adınızın geçmesi miydi?Soyer: Türkiye’deki siyaset kültüründe adaylık müracaatı için belirli bir takvim veriliyor. Başvurunuzu yapıyorsunuz. Bu benim siyaset kültürüme çok uygun değil. Sonuçta 5 yıl başkanlık yapmışım. Yaptıklarınız başarılı görülüyorsa, takdir ediliyorsanız size yeniden görev verilir. Bu arada büyükşehir belediye başkan adaylığı gibi bir durum söz konusu oldu.Böyle bir olay benim için de Seferihisar için de gurur vericiydi. Adınız hem Türkiye’de hem de uluslararası medyada fazla geçiyorsa, bazı insanlar sizi bir yerlerde görmek istiyor. Türkiye’de Cittaslow hareketini başlattık. TBMM Başkanlığı’ndan büyük bir ödül aldık. Kültür ve Turizm Bakanlığı geçtiğimiz dönemde Seferihisar’a önemli destek verdi. Bunlar ismimizi hep gündemde tuttu.Ben yurtsever bir insanım ve yurtseverliğimi nerede ortaya koyacaksam orada görev almaya her zaman hazırım. Benim için koltuğun büyüklüğü, küçüklüğü hiç önemli değil. Koltuk olmasa da olur. Ben yine de yurtseverliğimin gereğini yaparım. Genel Merkezimiz de bana Seferihisar’da yeniden görev verdi. Belediye Başkanlığı’na ikinci kez aday oldum.Tortamış: Başkanlığınız süresince yaptığınız ve ilçenize yararlı olduğunu düşündüğünüz çalışmalarınız nelerdir? Planladığınız, ancak tamamlayamadığınız projeleriniz var mı?Soyer: Olağanüstü özellikle olan bir memlekette yaşıyoruz. Müthiş bir doğamız, zengin bir kültür birikimimiz, jeotermal kaynaklarımız, mandalina bahçelerimiz, üzüm bağlarımız, enginar tarlalarımız var. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde dünyanın çok az bölgesinde görülebilecek bir meziyete sahip olduğumuz gerçeği ortaya çıkıyor. Ama bu kadar çok meziyete rağmen bu toprakların sunduğu nimetlerden yeterince yararlanamıyorduk. Seferihisar bu durumu hak etmiyordu.Ben öncelikle bu zenginliği, bu hazineyi ortaya çıkarmaya çalıştım. Her yerde bunu anlattım. Filmler yaptık, belgeseller çektik. Broşürler, kitaplar bastık. Yatırımcıları, sanatçıları davet ettik. Yol haritamızın omurgasını Sakin Şehir oluşturdu. Yaptığımız her şeyi bu omurganın üzerine oturttuk.Temel çıkış noktamız yerel üretimin, yerel üreticinin desteklenmesi oldu. Günümüz toplumu sadece tüketici durumunda. Halbuki bu topraklar çok bereketli. Yerel üreticiyi destekleyen uygulamalarımız ile insanlarımızı yerel üretime teşvik ettik. Seferihisar’da üretim yaygınlaştı. Bölgemizde daha önce hiç üretilmemiş ürünler bile artık yetiştiriliyor.Bizim çıkış noktamız da bu, yani yerel üretimin desteklenmesiydi. Bu topraklardaki hazine gün ışığına çıktıkça değeri daha da büyüyecek. Nitekim, emlak, gayrimenkul, toprağın değeri, yatırımcıların sayısı arttı. Daha da artacak. Muazzam sayıda işyeri açma ruhsatı veriyoruz. Kentler değer yaratırlar. Yöneticinin asli görevi de yönettiği kentin toplam değerini yükseltmek, adil paylaşımı sağlamaktır.Biz bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bugün Seferihisar Türkiye’nin, dünyanın gündeminde yer alan bir kent olarak büyüyor ve bu durum insanlarına artı değer olarak yansıyor. Biz proje belediyeciliği yapmıyoruz, vizyon belediyeciliği yapıyoruz. Ortaya bir hedef koyduk ve o hedef doğrultusunda kooperatiflere, üretici birliklerine destek olmayı sürdürüyoruz. Yenilerini kurmaya da devam edeceğiz.Bu arada Seferihisar’da artık üniversite kurulması zamanının geldiğini düşünüyorum. Turizmi 12 aya çıkarmamız gerekiyor. Beş yılda turizme yönelik yatak sayısı 1500’den 3 bin 500’e çıktı. Önümüzdeki iki yılda 6 bine ulaşacak. Önümüzdeki 5 yılın ana konularından ve en önemlilerinden birisi jeotermal ve termal turizm olacak. Görev yaptığımız 5 yılda jeotermal kaynaklarla ilgili her türlü altyapı çalışmasını, imar planlarını yaptık. Bölge, termal yatırıma hazır hale getirildi.Ayrıca yol kenarına sıralanan çeşitli sektörlerdeki imalatçı işletmelerin toplanacağı bir Organize Sanayi Bölgesi’ni planlarımıza işledik. Doğanbey ve Ürkmez’in 5 yıl sonrası olağanüstü olacak. Sakin Şehir olayı Ürkmez ve Doğanbey’e ters değil. Cittaslow ve turizm iç içe, birbirini destekleyen unsurlar. Böyle olduğu için de Türkiye’de pek çok kent Cittaslow üyesi olabilmek için çabalıyor, bize başvuruyor.Tortamış: Size yöneltilen eleştirilerden haberdar mısınız? Örneğin kent dışına, özellikle de yurtdışına gereğinden fazla çıktığınız yönünde eleştirileri var?Soyer: Bu gezme meselesi entresan. Ben geçmişte yaptığım görevler nedeniyle dünyanın hemen her yerini defalarca gezdim. Pekin’den Paris’e Türkiye’ye uğramadan uçtuğum günler oldu. Gezmekle ilgili bir beklentim hiç olmadı. Seferihisar kendi kabuğu içinde kalmıştı.Bu kabuğu kırarak ilçemizi insanlık ile buluşturmak için ciddi çaba gerekiyordu. Yurtdışı gezilerimin temel nedeni de buydu. Varşova’daki İklim Konferansı’na da Türkiye’den davet edilen tek belediye olduğumuz için katıldık. Toplantıda artık hükümetlerin yeterli olamadığı küresel ısınma ile ilgili sorunların çözümünde yerel yönetimlerin neler yapabileceği konuşuldu.Zetan BM de bu sorunların aşılmasında yerel yönetimlere önemli görev düştüğü gerçeğinden hareket ediyor. Yurtdışına çıkışlarımız ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin bir tespiti var. Beş yılda makamda bulunmamız gereken sürenin sadece yüzde 14.27’si kadar bir süreyi dışarıda geçirmişim.Oysa ben 5 yılda izin kullanmadım. İzinlerimi kullansaydım bu sürenin çok daha fazlasında makamıma gelmemiş olacaktım. Gezileri ise Seferihisar için katıldım, oralarda hep ilçemi, bölgemi, insanlarımızı ve yerel ürünlerimizi anlattım, tanıttım.Tortamış: Partinizin Büyükşehir adayı Aziz Kocaoğlu ile ilişkileriniz nasıl? Kocaoğlu Seferihisar’a nasıl bakıyor?Soyer: Hiçbir sorun yok. Başkanımız Aziz Bey bize her zaman destek oluyor. Çok güzel, ortak hayallerimiz var. Seferihisar-Sığacık arasında yaya ve bisiklet yolunu da birlikte yapacağız.Tortamış: Başlangıçta partili belediye meclisi üyelerinden bazıları ile sorunlar yaşadınız. Şimdi meclis üyeliği adaylarını kim belirleyecek. Arkasında il yönetimi ve Kocaoğlu’nun olduğu iddiasıyla şimdiden kontenjan, birinci sıra adaylığı kutlaması yapanlarla yola devam edecek misiniz?Soyer: Arkadaşlarımızla ortak akılla belirleyeceğiz. Bu konuda sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. Meclis üyelerimizi ilçe olarak biz belirleriz.Tortamış: Son sözleriniz?Soyer: Beş yıl çok çabuk geçti. Hep birlikte büyük keyif aldık. Bundan sonra da bir dakikamızı boş geçirmeden halkımıza gurur verecek çalışmaları birlikte yapacağız.