Kanka demek, arkadaş; dahası yakın rkadaş demek. Yakın arkadaş, her zaman güvenebileceğiniz, özel hayat veya güncel konularla ilgili düşünceleri rahatlıkla paylaşabileceğiniz kişi demektir. Dahası ortak ticari bağlarınızı güçlendirebilecek düzeyde de güvenilir olması gerekir. Anlatacağım ‘kankalık’ da buna benzer bir konu.Arkadaşımız belediye meclisinin eski üyesi… Ancak sahil yağmasına öncülük eden ve basında sıkça adı geçen kişilerin yakın arkadaşı olan muhterem zat, yeni dönemde belediye meclisi üyeliğine aday gösterilmeyince kendisine yeni hedefler arar ve yeni meclis üyeleriyle yakın ortaklıklar kurmaya ve kankalıklar oluşturmaya başlar.Kendisi, ailenin en zekilerindendir.Yakınları genelde ayrı partileri desteklerler ve hangi partinin adayı kazanırsa hepbirlikte, aynı ortamda buluşurlar. Böylece de menfaatlerine hiçbir zaman zeval gelmez. İlçede sürekli olarak aynı politikayı yürüttükleri için bu tutumlarını duymayan, bilmeyen yoktur.Hani dedim ya; "Kim kazanırsa kazansın onlar daima kazanır” diye… Ailenin bu ileri zekalı çocuğu nedeniyle maddi imkanları fena değildir.ÜÇ ÜYE İLE DE ORTAK İŞYeni dönemde belediye meclisine giremediği için kendisine yeni hedefler belirleyen bu zeki arkadaşımız, belediye meclisine yeni seçilen üç yeni üyeyi şimdiden kollarının altına almış bile… Biriyle ortak inşaat yapıyor, diğeriyle ortak lokanta açıyor, bir diğer meclis üyesine de inşaatının projelerini yaptırıyor.Nasıl plan ama!..Geçtiğimiz günlerde çarşı kenarında bulunan geniş ofisine konuk oldum ve duvarda asılı Atatürk fotoğrafının kenarına sindim ve içerideki sohbete kulak verdim.Muhterem zatın yanına gelen, biraz da çok konuşan geveze arkadaşına anlatıyordu, "Benim belediye meclisi olup olmamam önemli değil ki! Şu anda üç meclis üyesi asla benim sözümden dışarı çıkmaz! Önümüzdeki günlerde CHP’li iki meclis üyesiyle daha bir başka dalda ortaklık yapmayı düşünüyorum. Gerçekleştiğinde benim her istediğim karar belediye meclisinden çıkar mı çıkmaz mı?…”Geveze arkadaşı yılışarak cevap verdi; "Vallahi patron, ben bu ilçede senin kadar akıllı ve de zeki başka bir insan bulamadığım için senin yanına takılıyorum…”Gururu okşanan eski meclis üyesinin koltukları kabarıyor… Karşılıklı çaylar içiliyor içilmesine de; zeki eski meclis üyesi, çayların parasını geveze arkadaşına verdirtmekten geri kalmıyor…BAŞKALARINA RUHSAT YOK, ONLARA VARPeki, yeni meclis üyesiyle ortaklaşa yaptıkları inşaat nerede?Konu ilginç ama bir başkasının kolay kolay inşaat ruhsatı alamayacağı bir bölgede… Üstelik aynı sırada…Burada yeni meclis üyelerine bir sözüm yok…Ancak henüz çiçeği burunda, birisi gelecek vaat eden, birisi genç ve dinamik yapısıyla Seferihisar’a yıllarca hizmet edebilecek özellikte olan, birisi de mesleğine çok saygı duyduğum bu 3 arkadaşımız, kısa sürede bu sicili kabarık muhterem zat ile nasıl kanka olurlar anlamak zor… Aslında sorunun cevabı; muhteremin çok zeki bir insan olmasında yatıyor.Ayrıca diğer arsa sahiplerinin inşaat izni alamadıkları bir bölgede kolayca inşaat izni almaları da eski meclis üyesinin beyninden zeka fışkırmasından kaynaklanıyor.Üç yeni belediye meclisi üyesinin bu ortaklıklara neden, niçin girdiklerine ve ‘peki’ dedikleri hususlara girmek istemiyorum!Çünkü üç meclis üyesi de benim için birbirlerinden değerli… Ancak gelecekte ne olur, ne gibi icraatların içine girerler, şimdiden bilemiyorum.Belediye meclisinin bu zeki eski üyesiyle bir olup ona benzerler mi bunu zaman içinde hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Ben her zaman olduğu gibi köstebek halimle gelişmeleri araştırmaya devam edeceğim.Şimdilik bu kadar…