DOLAR

32,3609$% 0.12

EURO

34,9770% -0.3

STERLİN

40,9736£% 0.2

GRAM ALTIN

2.324,17%0,22

ÇEYREK ALTIN

3.996,00%0,02

BİTCOİN

2279084฿%1.34524

İzmir AÇIK 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Bir millet göç ediyor, Samos’ta mülteci dramı yaşanıyor

Bir millet göç ediyor, Samos’ta mülteci dramı yaşanıyor
0

BEĞENDİM

Ege’deki tüm Yunan adalarında olduğu gibi Samos adasında da göç dramı yaşanıyor.
Adanın daha önceki gezilerimizde görmediğimiz kuzeydoğu ve güneydoğu bölgelerini ziyaret etmek ve ‘Ölüm Yolu’ diye adlandırılan Ege’nin azgın dalgalarını aşarak adaya ulaşabilen mültecilerin dramına tanık olmak için Samos yolculuğuna çıktık. Mezhepçiliğe dayandırılarak ortaçağ kafasıyla yaratılan ve silah kartelleri tarafından körüklenen savaştan kaçıp Avrupa’ya geçmeye çalışan Suriyelilerin yürek yakan hikayelerini dinlemek ve Samos adasına ayak basar basmaz nelerle karşılaştıklarına tanık olmak için arkadaşım Yahya Koca ile birlikte Kuşadası’ndan tekneye bindik.

Haber ve fotoğraflar Mustafa Karabulut

DSC_7184

İLK ADIMIMIZ ADANIN PİSAGORA ŞEHRİNE
Daha önce rezervasyon yaptığımız Pisagor şehrinin yat limanına 100 metre mesafedeki iskele manzaralı odalarımıza saat 13.00 sıralarında yerleşiyoruz. Bölgede her şey sakin. Ortalıkta bir tek Suriyeli veya başka bir ülkeden göçmen göremiyoruz. ‘’Botlarla denize açılan ve bu adaya ulaşabilen yüzlerce göçmen nerede olabilir?..” diye kendi kendimize soruyoruz.
Ziyaretimizin ilk gününde çevrede küçük bir gezinti yaptıktan sonra daha önceki gidişlerimde keşfettiğim Remataki isimli restorana oturup adanın ünlü deniz mahsullerinden tadıyoruz. Bu sırada bizi Samos’a götüren teknenin kaptanı Hasan Bey yanımıza geliyor.
İLK SOHBETİMİZ SEFERİHİSAR-SAMOS SEFERLERİ BAŞLAYACAK MI? BAŞLASA DA TUTAR MI? ÜZERİNE
Hasan Bey aynı firmada 27 yıldan beri çalışmış. Tayfa olarak atıldığı denizcilikte kaptanlığa kadar ulaşmış. Firması da büyüdükçe büyümüş ve şu anda patronları temsil eder bir konuma gelmiş. İşini sorduğumuzda, ‘‘Ben makinistlik yapıyorum’’ diyor.
Hasan Bey’e soruyorum:
‘’Seferihisar Sığacık’tan Samos adasının Karlovasi kentine yapılması planlanan seferler ne durumda. Böyle bir proje kalıcı olabilir mi?’’
Hasan Bey bunun kesinlikle tutmayacağını söylüyor ve masaya getirttiği kağıt kalem ile hesap yapmaya başlıyor.

Mazot şu kadar, kaptan ve tayfa gideri şu kadar. O seferler kalıcı olabilmesi için teknenin her seferinde en az 90 yolcusunun olması gerekir. Ayrıca bir Yunan firması Kuşadası-Samos arasına yeni bir feribot koydu. Bu feribot 35 dakikada sefer yapıyor. Biz de patronla konuştuk ve 4 milyon 500 bin liraya yeni feribot siparişi verdik. Önümüzdeki sezonun başlangıcında hizmete sokacağız.’’
Hasan Bey, kısa cümlelerle Sığacık-Karlovasi seferlerinin kalıcı olamayacağını, bu konuda yapılan açıklamaların da hayale dayanan birer spekülasyon olduğunu söylüyor.
Sohbetimizin konusunu değiştirip sözü can pahasına deniz yoluyla adaya göç eden insanlara getiriyorum.
‘’Hasan Bey, bu adaya Türkiye’den her gün yüzlerce göçmen geliyor. Nerede bu insanlar, üç saattir bir tek kişi göremedik.’
Hasan Bey, ‘Mustafa Bey konakladığınız otelin önündeki limanda sabahları yüzlerce göçmen görebilirsin. Ayrıca üşenmezseniz yarın sabah adanın kuzey bölgelerini gezin. Aracınızla gidebildiğinizkadar gidin. Sahilleri gezin, o insanların bu adaya hangi şartlarda geldiğine yakından tanık olursunuz.’’

 

Sohbet derinleşiyor ama feribotunun Kuşadası’na hareket saati geldiği için Hasan Bey yanımızdan ayrılıyor. Biz de kısa Pisagora gezimizden sonra istirahatımıza çekiliyoruz.
SABAH SAAT 07.00’DE UYANDIĞIMIZDA GÖRDÜKLERİMİZE İNANAMIYORUZ:
Bir gün önce sakin gördüğümüz ve Gümrük işlemlerinin yapıldığı limanın etrafı ana baba gününe dönmüş. Yüzlerce insan kucaklarında çocukları ile gölge bir yer arıyor, yaşlı insanlar üstleri başları perişan halde ayakta kalmaya çalışıyor. Bazılarının üzeri limana yüzerek gelmişler gibi sırıl sıklam olmuş.

DSC_7184
Yanımızdaki odada kalan İngiliz aile birbirine yakın masalarda kahvaltı yaparken, genç karı-kocanın konuştuklarını anlayamıyoruz ama gözlerinin yaşardığına, genç bir İngiliz kızın gözyaşlarını sildiğine tanık oluyoruz
Kısacası hiçbir vicdan sahibinin görmeye tahammül edemeyeceği bir dramı izliyoruz. İnsanlığın tükenmişliğini, bir ulusun özgür bir yaşam uğruna çaresiz mücadelesini gözlemliyoruz.

DSC_7165
KAHVALTIMIZDAN SONRA ADANIN KUZEY DOĞUSUNA, YANİ SEFERİHİSAR-KUŞADASI TARAFINA BAKAN BÖLGESİNE HAREKET EDİYORUZ.
Pisagor şehrinden 10 kilometre uzaklıktaki başkent Vati’ye doğru yola çıkıyoruz. Kıvrım kıvrım, dar bir yolu aşarak ilerlerken çoğunluğu Suriyeli, bir kısmı da Iraklı mültecilerin kafileler halinde Vati’ye yürüyüşlerine tanık oluyoruz. Aç, susuz, takatleri tükenmek üzere olan yüzlerce kadın, çoluk. çocuk, yaşlı, bitkin bir halde umuda ulaşmaya çalışıyor.

DSC_7158
Biz aracımızla yanlarından geçerken üzerimize dönen bakışlar ve el işaretleri sadece su istiyor.
Saat 10.00 civarıydı. Vati şehrinden adanın Kuzey-Doğusuna doğru 15 kilometrelik bir yolda ilerlerken yeni yeni göçmen kafilelerini görüyorduk. Adada görevli Yunan jandarması ve sağlık ekipleri de hasta, çocuk ve yaşlılara öncelik vererek mültecilere yardımcı olmaya çalışıyordu. Bulaşıcı hastalık riskine karşı ağız ve burunları maskeli görevliler, umuda göç eden bu insanlara su veriyor, araçlara bindirip Vati şehrindeki toplama merkezine götürüyordu.

DSC_7110
ÖNÜMÜZDEKİ YAZI: GÖRDÜKLERİMİZE İNANAMIYORUZ… TÜRKÇE KONUŞAN SURİYELİ BİR GENÇ NE DEDİ?  DRAM DOLU VE SAMOS GEZİMİZİN DEVAMI ÇARŞAMBA AKŞAMI YAYINDA…

DSC_7077

 

DSC_7134Jandarma karakolu bitişiğinde fotoğraf çalışması yaptık ama hiçbir komutandan ‘siz kimsiniz? Niçin fotoğraf çalışması yapıyorsunuz? sorularıyla karşılaşmadık… 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.