Elinde kılıcıyla minbere çıkan ve başkanı olduğu Diyanet İşleri’nin kurucusu Atatürk’e hakaretler yağdıran Ali’den bahsedelim. Bu kişi, FETÖ’nün kilit isimlerinden Adil Öksüz’ün doktora jürisinde yer almış, Fethullah Gülen’in vakıflarında yöneticilik yapmış, İncil ve Kuran’ı karıştırarak Hz. İsa’nın öldüğünü iddia eden, operasyoncu ve anti-müslüman bir figürdür. (İncil’e göre Hz. İsa ölmüştür, Kur’an-ı Kerim’e göre Hz. İsa ölmemiştir.)Ali, kılıcıyla minbere çıktığında, birçok kişi haklı olarak şu soruları sormaya başladı: "Bu kılıcı kime çekti? Bu adamın kıblesi neresi?” Zira Ali’nin Fethullah Gülen’in en önemli projesi olan Dinler Arası Diyalog hareketine olan desteği, onun hala hangi yöne hizmet ettiğine dair ciddi şüpheler doğuruyor.Gülen’in gözbebeği olan ve onu etkili bir elebaşı haline getiren bu diyalog projesinde Ali de aktif bir rol üstlenmişti. Şimdi ise, kıblesinin hangi tarafa dönük olduğu ve kılıcı kime kaldırdığı konusunda zihinlerde ciddi bir karmaşa var.Ali, Michel Lelong’un "İslam’la Yüzleşen Batı” isimli kitabını Türkçeye çevirdi. Kitabın önsözünde, "Bu çeviriyle Dinler Arası Diyalog’a bir nebze olsun katkıda bulunmuşsak kendimizi bahtiyar hissedeceğiz” diye yazıyor. Peki, Lelong’u Türkiye’ye kim tanıttı? Yine Ali.Ali’nin çevirdiği kitapları basan yayınevi ise Gülen’in kitaplarını basan Ufuk Yayınları. Bu yayınevinin FETÖ ile doğrudan bağlantılı olduğu biliniyor.Ali’nin 2006’da Diyanet İlim Dergisi’nde yayınlanan "İslam’ın Temsil ve Takdiminde Doğru Tutumların Belirlenmesi” isimli makalesinde, birçok hataya imza atarken, FETÖ’ye yakın isimlerden Graham Fuller’e de atıfta bulunuyor. Fuller, 15 Temmuz darbe girişimiyle doğrudan bağlantılı bir isim.Ali, makalelerinde sık sık tartışmalı isimlerden alıntılar yapıyor. AK Parti İzmir eski milletvekillerinden Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın yazılarını da kaynak gösteriyor. Aydın, Vatikan misyonerlerinden Montgomery Watt’ın doktora öğrencisi olup, Dinler Arası Diyalog’un savunucularından biri. Aydın, bir yazısında, "Avrupa Birliği’ne girecekseniz, Müslüman bir kadının Hıristiyan bir erkekle evlenemeyeceğini söyleyen bir ayeti Batılılara izah edemezsiniz. Bu sorunu çözmek lazım” diyor. İşte, bu da FETÖ’nün bir başka figürü.FETÖ, yok olmadı; fikirleri hala sahnede ve el değiştirerek devam ediyor. Ortodoks başpapaz artık “ekümenik” sıfatıyla anılıyor. Sümela’da, Tecavüz Adası’ndaki (Akdamar) ayinlere dünya çapında katılım artıyor. ‘İnanç turizmi’ adı altında Batı’ya, "Burası sizin medeniyetinizin beşiği, biz burada misafiriz” mesajları veriliyor.Eh Ali, şimdi sen misin Müslüman?FETÖ’nün 40 yıldır sızdığı Diyanet’in başındaki "sütten çıkmış ak kaşık” da sen misin?Ali’nin elindeki kılıçta leke aramayan, milyarlarca lira kaynağın emanet edilmesinde sıkıntı görmeyenler, Atatürkçü subayların elindeki kılıçta sıkıntı arıyorlar. O kılıcın kime ve ne sebeple çekildiğini çok iyi biliyorlar aslında.Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelenek haline gelmiş kılıç kaldırma ritüelini bugün tehdit unsuru olarak görenler bu vakte kadar gerçek bir Türk askeri görmeye cesaret edememişler demektir.İmamından emir alanların, 15 Temmuz’da bilinçli şekilde kullandıkları Atatürk emareleri de bugünlerin yaşanacağını bildiklerinden ötürüdür. Kendilerini bugünler için; "Yurtta Sulh Cihanda Sulh Komitesi” diye tanıttılar. Bugüne gölge düşürmeye çalışmaları da ta o gündendir. Başarısızlık üzerine kurgulanmış darbe girişimlerinde vermeye çalıştıkları en derin etki; bugün "Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlere dil uzatabilmek içindi.Atatürkçü, milliyetçi ve cumhuriyetçi askerleri üstü kapalı Fetullahçı veya darbeci göndermesi yapanlara yazıklar olsun. Ona alkış tutan tarikatçılara yazıklar olsun. Teğmenlerin ellerindeki kılıç bugün ilk kez kalkmadı. Ancak siz de biliyorsunuz ki o kılıçlar şah damarınıza hiç bu kadar yaklaşmadı."MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ”