CHP Seferihisar Taban Hareketi, bildirge yayımladı
Cumhuriyet Halk Partisi Seferihisar Taban Hareketi, Türkiye’de eşi benzeri olmayan özgün bir bildirge yayınladı. Bildirge’de; cumhuriyetin kurucu değerlerinden asla ödün vermemek, Seferihisar’da gerçekleşecek delege seçimleri, liyakat ve CHP Seferihisar İlçe yönetiminden beklenen tutum gibi konulara yer verildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Seferihisar Taban Hareketi Başkanı Dr. Orhan Kısa ve üyeler tarafından hazırlanan bildirgede:
”Değerli Parti Üyelerimiz ve Saygıdeğer Halkımıza,
Ülkemizde 28 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turu sonrası tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de seçmen kitlemiz ve parti üyelerimiz nezdinde geleceğimiz ile ilgili haklı endişeler oluşmuştur. Dünyada bir başka örneği bulunmayan bir asırlık engin birikime sahip olan partimizi geleceğin aydınlık yarınlarına taşımak, halkımıza ve değerli partililerimize yeni umutlar verebilmek, Seferihisar’da partimize taze kan katabilmek ve aynı zamanda tabanın sesinin daha net duyulmasına yardımcı olabilmek amacıyla Seferihisar Cumhuriyet Halk Partililer olarak “Seferihisar Taban Hareketi’ni” başlatmış bulunmaktayız.
Seferihisar Taban Hareketi’nin Siyasal Görüş ve Amaçları,
Temel hedefimiz, partimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri ışığında, cumhuriyetimizin kurucu değerlerinden asla ödün vermeden bizlere emanet edilen vatan toprağını, bizden sonraki kuşaklara da aynı değerler bütünselliğinde teslim etmektir.
Seferihisar’da gerçekleşecek delege seçiminin siyasi iradeyi elinde bulunduran erklerin iradelerinin emrivaki yoluyla işaret edeceği yol yöntem ve kişilerle değil, bizzat parti üyelerimizin geniş katılımlarıyla belirleyeceği delegelerle yürütülmesi önemlidir.
Ayrıca şu anda halihazırda görev başında bulunan ilçe yönetiminin tarafsız tutum sergilemesi de çok çok önemlidir. Parti tüzüğümüzün ifade ettiği şekliyle gerçekleşeceğini ümit ettiğimiz kongre sürecinin ülkemize tüm kurumsallığı ile demokrasi anlayışını hâkim kılmak isteyen partimize çok yakışacağına inanıyoruz.
Liyakate dayalı ve halkımıza hizmet esasını temel alan şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla, akraba, eş, dost, ahbap ilişkisine dayanmayan, tüm partililerimizi ve halkımızı kucaklayan, parti yönetiminde söz sahibi olmalarını sağlayan siyasi bir yönetim uygulamasının ilçemizde var olan tüm sorunların çözüme ulaşması noktasında çok değerli olacağına inanmaktayız.
Bireyin değil toplumun menfaatlerine yönelik eylem ve bütünlük içerisinde yer alarak, yaşanılası bir bölge olma özelliğini gün geçtikçe yitiren Seferihisar’ımızın doğal ve tarihi dokusunun bozulmaması amacıyla çok geç olmadan ivedilikle güçlü bir siyasi duruş ve kamuoyu desteği yaratılması gerektiğini düşünüyoruz.
Seçmenlerimizi bilinçlendirerek ve demokrasiyi hâkim kılarak tüm halkımızın söz sahibi olacağı, bir siyasi yapının ve alanında uzman siyasi kadroların kurulması ve işbaşına getirilmesi zamanının artık geldiği kanaatindeyiz.
Hep birlikte, bütünsellik içinde çıktığımız bu yolda her düşünceye sonuna kadar saygı duyan hiç kimseyi ötekileştirmeyen ve yapıcı eleştirilere tümüyle açık olan Cumhuriyet Halk Partisi Seferihisar Taban Hareketi’ne tüm partililerimizi destek vermeye, güç katmaya çağırıyoruz. Partili yol arkadaşlarımıza ve değerli halkımıza saygılarımızla.” ifadelerine yer verildi.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ SEFERİHİSAR TABAN HAREKETİNİ DESTEKLİYORUM.
Bize katılın, Mutlu Seferihisarı birlikte inşa edelim. Dr. Orhan Kısa
Siyasi Parti Üyelik Haklarımızı Biliyor muyuz?
Üyeler Nitelikli Seçimler Yapmadığı Sürece Şikayetler Bitmeyecek!
Üyeler siyasi partilerin temel unsurları olmakla beraber her iki yılda bir normal olarak düzenlenmesi gereken ilçe delege kongre seçimlerinde kendilerini temsil edecek delegeleri belirleyerek ilçeden ile ilden, genel merkeze kadar olan yapılanmayı belirleme gücüne sahiptir.
Eğer bir parti üyesi liyakat sahibi delege ve temsilciler seçerse ilçesinden başlayıp Türkiye Cumhuriyeti’nin liyakatli yöneticiler tarafından idare edilmesini sağlayacaktır.
Parti üyesi önceden haber vermeksizin kendi mahallesinde yapılacak delege seçimlerine seçimin yapıldığı günde dahil olmak üzere aday olduğunu açıklayabilir. Delege seçilebilmek için önceden ilçe başkanlığına ya da seçimi yapacak görevliye yazılı başvuru yapılması gerekmez. Adaylar, aday olduklarını diledikleri yöntemlerle üyelere duyurabilir. Seçimin yapılacağı yerde afiş ya da liste asılması, broşür dağıtılması gibi yöntemler kullanılabilir.
Parti üyesi önüne konulan delege listelerine oy verir veya ilçe delege kongrelerinde oy kullanmaz ise ilçesinden başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni emin olmayan ellere teslim edileceğini bilmelidir.
Kendi çıkarlarını partinin ve ülkenin çıkarlarından önde tutanlar ise temsili demokrasinin açığından faydalanarak aşiretlerle, hemşericilerle, cemaatlerle, mezhepçilerle ve parası olanlar veya güç sahiplerinden oluşan üyeleri partilere doldurarak onlara dayattıkları delegeleri seçtirerek ilçe yönetimlerini ellerinde tutmaktadırlar. Bu grupları yönetenler kendi çıkarlarını vatan çıkarlarının üstüne koydukları için kendi gruplarına da aslında kötülük yapmaktadırlar. Bu sayede il yönetiminden tutun genel merkez yönetimine kendi çıkarları üzerinden müdahale edebilmekte ve kendi çıkarlarına uygun adayları yönetim organlarına yerleştirebilmektedirler.
Aydın, bilinçli, eğitim ve öğretimli seçmenler ise partiye üye olduklarında türlü yöntemlerle saf dışı bırakılmaya çalışılır, küstürülür daha da kötüsü bu üyeler daha sonra aşiretler, cemaatler, hemşericiler, mezhepçiler ve para veya güç sahipleri gibi örgütlenemedikleri için ya partiden istifa edip farkına varmadan çıkar gruplarını kötüleyeceklerine partiyi kötülemeye başlarlar ya da yeni oluşumla, partiler kurarlar.
İşte bu yukarıda yazılanların ışığında partiye üye olmak büyük sorumluluktur. Eğer üye olduğunuz partinin üyelerini tanımıyorsanız, size dayatılan listelere oy veriyorsanız kendi çıkarı değil ülkenin çıkarlarını savunanlarla birlikte hareket edip örgütlenemiyorsanız bilin ki şikayetleriniz hep devam edecektir.
Hangi partiye üye olursanız olun bunları bilirseniz yaşadığımız sorunların da kaynağını ve çözümünü de biliyor olacaksınız. Önümüzde ki CHP ilçe delege kongresi seçimlerinde üye olarak oy kullanacak olanlar bu yazılanlar ışığında seçimlerini yapmaz ve **birlik olmaz **ise şikayetler katlanarak devam edecektir. Üyeler kendi sokağından başlayarak mahallelerinde ki üyelerle tanışmalı, birlikte hareket etmelidir. Aşiretler, cemaatler, hemşericiler, mezhepçiler ve para veya güç sahiplerinin doğal birlikleri ancak ve ancak bu şekilde kırılabilecek ve demokrasi denilen oy çokluğu karar sahipleri ancak böyle değişecektir. Sonuç olarak tekrar tekrar yazıyorum birlik olmaz isek kim genel başkan olursa olsun kendi çıkarlarını partinin ve ülkenin çıkarlarının üstüne koyanlar dürüst ve liyakat sahibi olanların bile başarısız olmasına neden olacaktır.
CHP içerisinde bir değişim yapılmak isteniyor ise t”ozlu raflarda” duran, 1923 senesinde kurulan CHP’nin tüzüğünün tozları temizlenerek, ele alınması gerekmektedir. Yapmış olduğunuz paylaşım içerik olarak gerçekten çok güzeldir. Yalnız bu güzelliği yaşama geçirebilmek için bazı olmazsa olmazları vardır. İlk önce onları olura dönüştürülmelidir. Birçok kişilerin bildiği gibi 2009 yılından bugüne gelmişte, Almanya’daki siyasi birikimlerimi ülkeme verebilmek için bir yaşam tükettim. Deniz Baykal Telefonla beni İzmir’e yönlendirmişti. İzmir’de yapılan çalışmalar bir kitap olmuştu. Bizler de burada İsmail yetişkin’in ilçe başkanlığındaki yönetim ile, köylerde mahalle birlikleri kurulmuştu. Ne yazık ki, Deniz Baykan ayrıldıktan sonra yapılan çalışmaların hepsi çöpe atılmıştı. 2012 tüzük kurultayında tüzükte olmayan “eğitimi, Kadın-Gençlik kolları başkanlarının otomatikman yönetime girmeleri ve çok daha önemlisi Parti içerisinde olmayan eğitimi” tüzüye yazdırtmıştım. Başlangıçta açılan Parti okulları Parti içi eğitmenleri yetiştirirken, nedeni bilinmeyen sebepten Eğitimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı görevden alınmıştı. Perihan Sarı ile 3 defa Ankara’da ve iki defa da İzmir’de almış olduğum görüşme randevusuna bir saat zaman ayırırdı. Kılıçdaroğlu ile 7 telefon görüşmesinden sonra 20 dakikalığına Ankara’ya davet etmişti. O 20 dakika, 45 dakikaya kadar uzanmıştı. görüşmesi yaptıktan sonra Beni 20 dakika kaldığını Genel merkeze davet etmişti o 20 dakika 45 dakikaya kadar uzamıştı ne yazık ki Aklında ben olmuştum Çünkü arkadaki kapı üç defa açılıp kapanmıştı bu hikaye uzayıp giderken bir kitaba dönüşmektedir sosyal Demokrat yoldaşları yoldaş selamlar sunarım
Yerinde bir hareket ve çok haklı gerekçelerle partinin gerçek kişiliğine kavuşturulması ve Kuvayi Milliye ruhu ile kuruluş dönemlerindeki işlevini baz alacak bir çalışma ve organizasyon kaçınılmaz olmuştur. Başarılar diliyorum