Yepyeni bir programla karşınızdayız ve sizleri Seferihisar’ın en zor dönemlerinde Seferihisar için çabalamış, yükü omuzlarında hissetmiş ve bugünlere gelmemizde çok büyük emekleri olan Seferihisar’ın çınarlarıyla buluşturuyoruz.‘’İz Bırakanlar’’ adlı programımızda, isimlerini defalarca duyduğunuz çarşıda, pazarda denk geldiğiniz, kimimizin "abi, amca, dayı, hala, teyze” dediği Seferihisar’ın çınarlarını programımızda konuk etmiş olmanın haklı gururunu ve onurunu sizlerle paylaşıyoruz.Bizlerin büyük minnet duyduğu ve mütevazi kişilikleriyle tanınan, Seferihisar tarihinde derin izler bırakmış adeta bizlerin gözünde efsaneleşmiş bu mümtaz şahsiyetleri konuk etmemizdeki amacımız sizler adına sorular sorup geçmişimize tekrar ışık tutmaktır.Unutmayın, geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz. Sunucumuz Dilek Gürbüz’ün sorularıyla, Seferihisar’ın Çınarları anılarını, çalışmalarını bizlere anlatarak hepimize adeta birer pusula oldular.İkinci konuğumuz, Seferihisar Belediye Başkanlığını iki dönem boyunca yürüten, ilçemiz tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Ethem Çalış’ı "İz Bırakanlar” programıyla sizlerle buluşturduk.Etem Çalış, 1939 senesinde Seferihisar’da doğmuş olup, yaptığı işlerle bölgemizde unutulmaz bir sembol haline gelmiştir. Kiminin ‘Etem başkanı’ kiminin ise ‘Etem ustası’ olan ulu çınarımızın döneminde Sığacık’ta ilk yapılan çay bahçeleri turizm için ilk örnek olmuştur. Seferihisar merkezinde eski hal binasını modern bir pasaja dönüştürülme işlemi, kütüphane kurulumu, Seferihisar’ın alt yapısının yenilenmesi ve çeşitli iş yerlerinin kurulmasına destek vererek istihdama da katkı sağlamıştır. Seferihisar Belediyesi’ne kazandırmış olduğu toprak ve arsalar ise ilçemiz için büyük katma değer olmuştur.Sığacık Yat Limanının kurulumunda büyük destek sarf etmiş olup, Seferihisar’ın en büyük ihtiyacı olan kapsamlı bir hastanenin yapımında hayırsever ile fikir alışverişi yapmış olması ve yapımının arkasında olması onun asla unutulmayacak olan hizmetlerindendir.Bu efsane isime bizlerde eski günleri sorduk.Siyasete genç yaşta atılmışsınız. Bize o dönemdeki Seferihisar’ın yapısından ve kendi düşünce yapınızdan bahseder misin? 1961 yılında askerliğimi bitirdikten sonra kendi yerimi açtım. Benim asıl mesleğim terzilikti. O dönemde ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Gençlik Kolları’nı kuruyordu. Ben de Seferihisar Kurucu Yönetim Kurulu’na üye oldum. 1962 yılından itibaren günümüze kadar CHP düşünce yapısıyla geldim. Seferihisar’da yeni yeni oluşan ilk kooperatif hareketlerin de içinde aktif yer aldım. Demokrasiye vurulan darbeler neticesinde tüm siyasi partilerin kapatıldığı dönemde de Seferihisar halkı beni "CHP’li Ethem” olarak tanıyordu. 1975 Yılında ise Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı oldum. 12 Eylül darbesinden sonra tüm partiler kapatılmıştı. Bizlerin siyasi açıdan yasakları olduğu bir dönemdi. 1983 Senesinde çok partili hayata geçiş ve bizlerin yasaklarının kalkmasıyla birlikte SODEP İlçe Başkanlığı görevine geldim ve 1989 yılına kadar bu görevde aktif mücadele ettim.‘’Biz Seferihisar’ı okuduk, okumaya çalıştık’’ 1989 Senesinde Belediye Başkanı seçildiğim dönemde Seferihisar altyapısı yetersizdi. İlçe nüfusu 8-10 bin arasında olduğu yıllardı. Bu nüfus ilçemize gelen yazlıkçılar ile birlikte fazlalaşmaya başladı. İlçemizde kanalizasyon yoktu, içme suyu yetersizdi, arıtma yoktu. Planlayıp uyguladığımız kalkınma programıyla ilçemiz için neyi eksik gördüysek onun üzerine gittik. İlk olarak kanalizasyon inşaatını başlattık ve ardından içme suyu ile ilgili yaşanan soruna el attık. Yaşıtlarımız, gençlerimiz eğitimlerine devam ederken Biz Seferihisar’ı okuduk, okumaya çalıştık. Onun sonucunda da ve Allah’ın izniyle de bir çok yenilik gerçekleştirdik. Uzun süren siyasi yaşamım neticesinde, devlet yöneticileriyle çok samimi oldum. Bu samimiyet ilçemize hizmet getirmemi çok kolaylaştırdı. İlçemize keşke daha büyük hizmetler verebilseydim. Ama beynimde de yüreğimde de rahatım. İki şey yapabilmeyi isterdim. Burayı Termal turizm şehri yapmayı (o dönem yasaklar müsaade vermedi), etrafında hiç yerleşim alanı olmayan Gelinalan Çayı’nın içme suyuna kazandırmayı”.Belediye Başkanlığınız devam etseydi; yaparım ya da yapmam dediğiniz şeyler var mıdır? "Siyasette faydalı olduğun bir dönem vardır ve o zaman çalışırsın. Ben görevimi bitirdim. Şu an o görevde olmadığım için şunu yapardım bunu yapmazdım demek yanlış olur. Daha önce de dediğim gibi yaptıklarım için beyin olarak da vicdan olarak da rahatım. Eğer sadece bir dönem daha başkanlığa gelseydim o söylediklerimi yapacaktım. Seferihisar’ın termal turizm açısından geliştirmek ve Gelinalan Çayı’nı içme suyu için kullanmaktı. Yapmış olduğum çalışmaların ardından ise bana Allah razı olsun desinler o yeterli.”Seferihisar ile Necat Hepkon’u siz tanıştırmışsınız ve beraber işler ortaya çıkartmışsınız. Necat Hepkon’la birlikte neler yaptınız? "Terzilik zamanımda çalıştığım yerde ben kalfaydım. Necat’ı da oraya çırak olarak getirdiler. Aramızdaki tanışıklık öyle başladı. Daha sonra başka yerlerde çalıştık. Yıllar geçti, kendisiyle bir cenaze töreninde karşılaştım. Bana, ‘’ben Seferihisar’a bir şey yapmak istiyorum’’ dedi. Ben de mesleğini bilmediğim için bir şey diyemedim. Hastane, okul gibi şeylerden bahsedince ben de huzurevi önerisi sundum. Kafasına yattığını söyledi. Bu konuşmanın ardından ben de ona yardımcı olacak birçok araştırma yaptım. Bu huzurevi fikri hastane düşüncesine evrildi. Şöyle bir hikayesi var. Necat’ın bir tanıdığı hasta olduktan sonra Necat’ta dua ediyor, diyor ki ‘’Allah’ım bir mucize göster iyileşsin. Ben de Seferihisar’ımız için bir hastane yapayım’’. Bu mucize asıl Seferihisar için oldu. Meğersem tanıdığının bir sorunu yokmuş, teşhis hatası olmuş. Böylelikle hastane yapımına başlandı. Tam 23 ay sürdü inşaatı. Necat’la çocukluğumuzdan bu yana gelen dostluğumuz böyle başlayarak günümüze kadar geldi.Etem usta, Etem başkan, Halkçı başkan, Terzi Etem. Bunlar Etem Çalış’ın halk lakaplarıdır. Bu lakaplardan hangisiyle anılmak hoşunuza gider? "Onların hepsi benim rütbem. Halk nasıl yakıştırmışsan öyle söylüyor. Hoşuma da gidiyor hepsiyle anılmak.”Dünya’ya bir daha gelseniz aynı siyasetin içinde yer almak ister misiniz? "Gelirsem, öyle bir şey varsa eğer; gelip yöreme, ülkeme, milletime faydalı olmak isterdim.”Haber: Seren Malkaya