17 Aralık 2024, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 30.03.2023

Koca çınar

Bir şeyle ilgili yazmak kolaydır da birisi ile ilgili yazmak oldukça zordur.

Hele de o insanı kaybettikten sonra edilen her kelime, kurulan her cümle yetersiz gelir.
Ben Seferihisar’ın haylaz çocuğu demiştim onun için.

Tanımadan önce hakkında farklı fikirlerim olan, tanıdıktan sonra bir meslek büyüğüm olmasının yanında iyi bir abi olmuştu bana.

1999-2009 seneleri arasında onun yerel iktidara muhalefet yaptığı yıllarda tanıştım kendisiyle. O zamanlar hayata ve olaylara farklı bakıyorduk ama ne zaman arasam konuya açıklık getirmek istediğimi söylesem Yenigün İş Hanındaki ofisinde ağırlar ve dikkatle dinlerdi.

2009’da belediyeden istifa ettiğimde beni ilk arayan insanlardandı. Gel oğlum konuşalım bu tarz kararlar bir anda verilmez iyice bir düşün diyerek yemeğe çıkarmıştı beni.

Zaten o yıllarda oğlu Fatih Karabulut’un çekim yaptığı programlar yapmaya başladık.

"Az yazıyorsun az, şu köşe yazılarını hafta da bir yaz”diye kızardı bana. Yazdığı sert köşe yazılarının, programda söylediği ağır sözlerin aksine çok duygusal ve merhametli bir insandı. Zamanında hatalar yaptığını söyleyecek kadar da cesaretiydi.
Birisi bana demişti ki "kimseyi başkasının gözünden tanıma, onunla ilgili yorum yapma,git kendin tanı kendi doğrunu bul.”Ben de öyle yaptım. Mustafa Karabulut’u kendim tanıdım, onun hakkındaki fikirlerimi yaşayarak edindim. İyi ki de öyle yapmışım.

Benim yakınen tanık olduğum üç projesi vardı:
İlki kitap yazmaktı ve gerçekleştirdi. Gazetecilik yıllarını ve yaşadıklarını anılaştırdı.

İkincisi Gazeteciler Derneği kurmaktı ‘bizler gelip geçiciyiz çok zor şartlar altında yaptık bu mesleği, elimizden tutan yol gösteren olmadı bari biz gençlere ışık olalım’ düşüncesiyle derneği de 4 yıl önce hayata geçirdi.

Üçüncü projesi de Koca Çay projesiydi. Kısa bir süre önce İzmir Büyükşehir Belediyesi o bölgede projeye ve çalışmalara başladı.

Büyük oğlu İnanç Karabulut’un fikirlerine çok değer verirdi. Eşi Fatma ablaya hep Fatma Hanım diye hitap ederdi. İmkanım olsa ben eğitim hayatıma devam edebilseydim keşke derdi. Aslında geriye güzel bir hikaye ve çokça anı bıraktı.

Seni tanımaktan ve 47 yıllık yaşamımın 24 yılında olmandan dolayı çok mutluyum Mustafa abi. Anlaşamadığımız konularda bile beyefendi bir şekilde fikrini söylemenden, etrafında ki herkese bir şekilde elinin dokunmasından, 50 yıldır gazetecilik yapmana ve tecrübene rağmen Basın masası programına yeni gazeteciymiş gibi hazırlanarak gelmenden, beraber oturduğumuz masalardan hep anacağım seni.

Mekanın cennet olsun çok özleyeceğim seni.

Yorum