Seferihisar’da kökleri yüzyıllar öncesine dayanan Deniz Bayramı, her yıl 14 Ağustos’ta coşkuyla kutlanıyor. Hicri takvime göre Ağustos’un 1. gününe denk gelen bu özel gün, eskiden Ege kıyılarında geniş bir coğrafyada olduğu gibi Seferihisar’da da hem denizle buluşma hem de hasat şenliği anlamı taşıyordu. 1970’lerin başına kadar halkın büyük kısmı bağcılık, zeytin ve tütün üretimi gibi tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlarken, yaz sonunda yapılan bu bayram, yılın en önemli eğlencesi sayılıyordu. Bağ bozumunun ardından kavun, karpuz, ekmek, katmer, çeşitli hamur işleri ve taze sebze-meyveler hazırlanır; yük hayvanlarına bağlanan yiyecekler, kuyudan çekilen buz gibi sular ve geleneksel dolmalar deniz kenarına taşınırdı. Sabahın erken saatlerinde Sığacık, Akarca, Mangır, Azmak gibi sahillere gelen halk, denizin mavisine karşı çardaklar kurar, üzerlerine bez ve çarşaflar gererdi. Kadınlar elbiseleriyle, erkekler ise iç çamaşırlarıyla serin sulara girerdi. O dönemlerde birçok kişi için bu, bütün yaz boyunca denize girebildikleri tek gündü. Bayram sadece insanlar için değil, hayvanlar için de bir şenlikti. Aileler atlarını, eşeklerini, koyunlarını yanlarında getirir; denizde yıkar, hayvanlarını serinletirdi. Çocuklar denizde yüzer, gençler kıyıda oyunlar oynar, teknelerle gezintiler yapılırdı. Hazırlıklar haftalar öncesinden başlar; terzilerde “Ağustosluk” adı verilen özel kıyafetler diktirilir, nişanlılara özel tepsiler hazırlanırdı. Deniz Bayramı sonrası ise rotalar 20 Ağustos’ta açılan İzmir Fuarı’na çevrilir, minibüsler “fuar postası” seferleri yapar, seyyar satıcılar “Haydi fuara!” diye müşteri toplardı. Bugün modern etkinliklerle sürdürülen Seferihisar Deniz Bayramı, hem geçmişin dayanışma ve birlik ruhunu yaşatıyor hem de ilçenin kültürel mirasını yeni nesillere aktarıyor.