Hani bir laf vardır; dışı seni, içi beni yakar… Bunu bir anlamda Seferihisar’a da uyarlaşabilir ve cuk oturtabiliriz…
Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gayretleriyle, “sakin şehir” olarak ününü yurt dışına taşırmış olan kentin merkezindeki iç sokakları hiç de bu unvana layık değil. Delik deşik yollar, yağmurda su birikintileri, alabildiğine toz…
Bir de, kaldırıma tecavüz etmiş apartman, iş yeri merdivenleri, hatta kaldırımı tamamen kaplamış özürlü rampaları… Bir de alabildiğine özgür müteahhitler… Halen devam etmekte olan inşaatların yüzde 90’ında hiç bir çevre tedbiri yok. Bun can güvenliği yokluğunu da rahatlıkla ekleyebiliriz.
Geçenlerde, sokaklardan birinden geçerken, devam etmekte apartman olan apartman inşaatı için gelen kireç torbaların yolun mübalağasız yarısına kadar işgal ettiğini gördüm ve bir de durup fotoğraf çektim. Önüme çıkan kamyonetli balıkçıdan bir kilo balık aldım, temizlenmesini bekliyorum.
Bu arada bir belediye zabıta aracı yaklaştı, direksiyondaki memur balıkçıya bulunduğu yeri derhal terketmesini söyledi. Balıkçı “Tamam… Elimdeki balıkları temizleyip gidiyorum” derken, çevredeki bazı vatandaşlar “her şey tamam da sıra balıkçıya mı geldi” gibisinden tepki gösterdi…
Söze ben de karıştım: “Asli görevlerinizden biri de yol işgallerini, inşaat disiplinini, kaldırımların yayalara ait olduğunu sağlamak… Az ileride adam bir kamyon kireç torbasını yola dökmüş” dedim…
Arabanın içindeki diğer zabıta memuru, benim üslubu beğenmediğini ifade etti “İnsan….” diye başlayan bir cümle sarfetti.
Balıkçı bu kadar desteği görünce içini döktü… “Burada sabahtan akşama kadar başka bir balıkçı duruyor, ona ses çıkarmıyorsunuz, ben gelir gelmez o mu telefon ediyor neyse hemen damlıyorsunuz?”
Ağır bir suçlama….
Hala bulundukları araçtan inmeyen iki zabıta, bu kadar tepki üzerine benim işaret ettiğim “kireçli sokak”a doğru gittiler… Ne oldu bilmiyorum…
İpin ucunu inşaatçılar bu kadar kaptırdıktan sonra, bu kadar inşaat anarşisini bir kaç haftada toparlamak zor görünüyor.
Ya kaldırım işgal etmiş esnaf, apartman ve işyeri merdivenleri, kasalar, hatta sanayi tüpü ve daha niceleri…
Yanlış anlaşılmamalı…
Bu belediye başkanı (Tunç Soyer) geldikten sonra bu kaldırımlar böyle olmadı, müteahhitlere kontrolsuz inşaat serbestisi, işgali, yola tecavüz hakkı, yayaya saygısızlık hakkı tanımadı.
Demek ki, bu güzelim kentte hep böyleydi, böyle de devam ediyor…
Burada yaşayan yerli vatandaşın ise umurunda değil…
Ya da olsa ne yapacak ki… Hangi birini şikayet edecek ki….
Yerli halk olayı 25 sen once bitti o zihniyet gitti seferihisar da surekli yasayanlar var bunu belirtmek isterim . Sessiz de kalmıyoruz karakalar da kazaya defalarca ben ve bircok kişi yazdık duyarsz. Kalmadık hatta sanayi isıkların olması gerektiğini hız sınırlarının aşan bir cok surucunun ölüm ile sonuclanan kazalara neden oldugunu belirttik ama ne hikmetse yazdıklarmız haber dahi olmadı gidip efendim yetkili su isimle görüstük ısıklar konusu ele alınacak konusu gecmedi gazetenizin haber yapabilecegi bir konu ki ben bunu cogu yazıya ek yaptım (amacım sizi üzmek değil yanlıs anlamayın )bİzim de okuyucu olarak beklentilerimiz var küçükken baska canlar yanmasın saygılar
Seferihisarın carsısı ne kadar !!! Carsı mı var ? Evet eskiden kalma seyler var lokantanın koca sanayi tupunu kenarda koyması , masaların yarıyı kaplayan işgali vb o dogru ama keske engelli rampalarını katmasaydınız ( kaldırı tamamen kaplamıs özürlü rampası yazmıssınız) ben bir sonuca varmak istemedim .siz sanırım 20 -25 hatta 30 sene once belediyenin halini unuttunuz eski evi yıkan yola cıktı sonuc cay caddesi oldu avuc içi kadar cesmeyi acsan cadde tasacak , ballı kuyu kuyu dibi oldu bunlar hep birike birike oldu bir araclık yol .belediyeler insaatlardan pay aldıgndan cokta tın havasında ama bir kasa balıgın faydası yok zabıta cekmezse kedilere ziyafet der gecer eski de kalmıs esnaflıklar kimse kimseye ekmek parası gozuyle bakmaz olmus .insaatlar kum çimento ne varsa daracık yollara dokuyor artık kac gun kalırsa sansınıza eee daha cok işimiz var yazlıkcılar dertli yazmıs kazık yiyoruz diyor dogru diyor ne tuttursaları gecmiş bir fiyat var ben artık marketten secip alıyorum meyve alsan eve gelince diyorsun ben ne aldım esnaflık olmus içler acısı (işini yapana saygımız sonsuz) yazlıkcı zaten kaz oglu kaz arada yerli kazlar da karısıyor onlar da kazıklanıyor ama yapacak yok gecmısten herkez alısmıs git bir de aksam sıgacıkta dondurma ye uzerıne cila olsun
Sn.Odabaşı, Size saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum. İlk kez bu gazetede biri “kral çıplak” diyor. İlk kez biri, kaldırımların ve sokakların işgalinden ve bunu kimsenin umursadığından bahsediyor. O balıkçı da yolu işgal etmemelidir elbet ama her yer işgalde. Engelli kardeşim, tekerlekli sandalyesiyle 30 metre güvenilir bir kaldırımda gidemiyor. Caddede yürüyüp, otomobilin çaldığı kornaya kızan vatandaş, kaldırımda niye yürüyemediğini veya kaldrımın elinden alınmış olmasına ses çıkarmıyor… Konuyu gündeme taşıdığınız için teşekkürlerimi bir kez daha yineliyorum.. Saygılar.