İşte o köşe yazısı: Seferihisar’ın dağ köylerinden Gödence’de yabani otlar ve çalılarla kaplı bir tepeden, şişelerinin Londra yolculuğuna kadar Ayda Bağları’nın gelişimini yakından bilirim. Asıl mesleği diş hekimliği olan Ayda Kalelioğlu ve büyük destekçisi eşinin başarı hikayesi var bu yolculukta. Kalelioğlu önce Fransa’da şarap yapımının önde gelen üniversitelerinden birinde iki yıl eğitim aldı. Böylece topraktan, bağ kurmaya, üzüm hasadından şarap yapmaya, şişelemeden pazarlamaya her aşamayı teori ve uygulamada öğrenerek Türkiye’deki az sayıdaki önologdan biri oldu. Sonrasında Gödence’de 32 dönüm üzerine kurulan yeni bir bağ, şarap üretim tesisleri, tadım yeri ve restoranla bölgeye renk kattı Ayda Bağları. Tesislerde traktör gibi motorlu araçlar yerine toprağın atla sürüldüğü biodinamik metotlarla ve organik olarak üretim yapılıyor. Tesislere ziyaretçi akını başlayınca Gölcük gibi çevre köylerde de butik şarap ve zeytinyağı üretimi için yeni yatırımlar başladı. Kuruluşunun üçüncü yılında Vinayda’nın Londra’daki restoran ve satış noktalarına ihracat yolculuğu başladı. Böylece 1 dolara ihraç edilen üzümün değerine defalarca değer katmanın başarılı örneklerinden biri oldu. Her yıl şaraptan Fransa 10, İtalya 6, İspanya 3, Şili 2 milyar euro kazanıyor. Keşke binden fazla çeşitle üzüm cenneti olan Türkiye’de Vinayda gibi örnekler çoğalsa…