YENİ HABER – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilgiyle izlenen Gör Beni programında Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtladı.Siyasete bakışı, ailesi, hayalleri hakkında konuşan Soyer, siyaseti hayatı değiştirme fırsatı olarak gördüğünü bu yüzden de yerel yönetici olmayı sevdiğini söyledi. Siyasetin en güzelinin yerelde hizmet üzerine yapılan siyaset olduğunun altını çizen Soyer "Çocukluğumdan beri siyaseti hayatı değiştirme fırsatı olarak görüyorum. Yerel yönetimi de siyasetin son mertebesi olarak görüyorum. İnsanlığın geleceğinin de kentler dünyası olacağını düşünüyorum. Yerelde akıyor bu hayat. İnsanların yerelde üretilen hizmetlerle ilgili siyasetle ilgili beklentisi var. Yerelde hizmet üretmenin dünyayı değiştirmek olduğunu düşünüyorum. Siyaset benim için hayatı dönüştürme sanatı. Siyaseti hangi koltukta yaptığınızın çok bir önemi yok. Çünkü kainata bakarsan toz zerresi bile değiliz. Ben de bu memlekette iyi hatırlanacak, doğayı iyileştirebilmek için bir iz bırakmak istiyorum.” şeklinde konuştu.11-12 yaşlarında hayatı sorgulamaya başladığını, dünyadaki adaletsizliklerden rahatsız olduğunu ve bunları değiştirmek için de çok okumak gerektiğini öğrendiğini söyleyen Soyer, Bornova Anadolu Lisesi’nde geçen yedi yıllık yatılı okul hayatından ise şu sözlerle bahsetti; "Yatılı okulun ilk günü herkes ağlarken ben gülüyordum. Yatılı okulda çok eğlendim. Annem bile şaşırırdı mutluluğumu görünce. Çünkü çok huzurluyduk. Yatılılık benim hayatımda büyük zenginlikti, çok şey öğrendim.”“SİZ BİZİ BİR DE KIRDA GÖRÜN”Ailesinin en büyük destekçisi olduğunu söyleyen Soyer, kızlarının da evdeki siyaset iklimi içinde büyüdüğünü ve kendisine doğa odaklı siyasi bir perspektif verdiğini söyledi. Kızlarının kendisine belgesel yapımcısı ve ekolojist David Attenborough belgeselleri izlettiğini ve bu belgesellerin kendisini çok etkilediğini belirten Soyer, aile ilişkisini şu şekilde anlattı; "Frankofon bir aileyiz ama siz bizi bir de kırda görün. Toprağa çok aşığız, doğa ile beraber kendimizi buluyoruz. Doğada ne kadar vakit geçirirsek iyi hissediyoruz. Çok çalışıyorum ve bundan büyük keyif alıyorum. Ailemle daha az zaman geçirsek de dolu dolu geçiriyoruz o zaman diliminde.”“SONUNDA İYİLİK KAZANACAK”Hayatının siyaset ve çalışmakla birlikte yoğrulduğunu bu yüzden de çok çalışmaktan yorulmadığını sözlerine ekleyen Soyer, Seferihisar Belediye Başkanlığından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden süreçten ürkmediğini şu sözlerle ortaya koydu; "İzmir’i aşkla seviyorum; bir tutku, bir bağlılık benimkisi. Yapılabilecek çok şey olduğunu bilerek geldim. Beni heyecanlandıran çok plan, çok hayal var kafamda. Onları teker teker hayata geçirmeyi istiyorum. Bu güzel kent için daha fazlasını nasıl gerçekleştirebileceğimi düşünüp heyecanlanıyorum. Hep o telaşla yaşadım. Benim için siyaset yaşamı dönüştürmek, çentik bırakmak olduğu için rahatsız olmuyorum. Bu memlekette iyi insanlar siyasetten uzak duruyor.Sonra şikayet ettiklerimize maruz kalıyoruz. Peki bu nasıl değişecek? Birileri sihirli değnek mi değdirecek? İyi insanlar siyasete girip cesur olmalı. İyi insanlar siyasette daha çok rol talep etmeliler. Pes etmemeliler, sonunda iyilik kazanacak. İnsanlık iyidir ve güzel şeylere layıktır. Yaşadığımız hayat bir kader değildir.”Soyer, programda son olarak İzmir’i çok sevdiğini bu yüzden de siyaseti bıraktıktan sonra Seferihisar Ulaşmış’taki evinde yaşayarak toprakla uğraşacağını sözlerine ekledi.