DOLAR

34,2452$% 0.28

EURO

37,6376% -0.37

STERLİN

45,0841£% 0

GRAM ALTIN

2.921,73%0,22

ÇEYREK ALTIN

4.978,00%0,00

BİTCOİN

2124311฿%-0.00196

a

Teoman Erel gideli 25 yıl oldu

Teoman Erel gideli 25 yıl oldu
0

BEĞENDİM

Günlük siyasi fıkra yazarıydı eski tabirle…
Ama güçlü kalemiyle edebi ve mizahi köşe yazıları yazdı.
Aslında hep muhabir olarak kaldı.
İnsanla temas etmeden, olayın taraflarını dinlemeden hiçbir konuda hüküm yürütmedi.
Güçlülerden korkmadı, kalemini satmadı.
Türk basın ve demokrasi tarihinin efsane gazetecilerden Rahmetli Metin Toker, ardından şunları yazmıştı:
“Genç gazeteci bu kremaya kaşık sallatılan her efendinin yağdanlığı birkaç vitrin meslektaşını değil de İlhamileri (İlhami Soysal), Teomanları kendine model seçmekte zorlanmaz mı? Zorlanır tabii. Ama unutmayabilir de; İlhamilerin, Teomanların yazdıkları hep ses getirmiştir, uzun vadede etki yapmıştır. Yağdanlıklar ise paraları pulları ne kadar olursa olsun, geniş kamuoyu için itibarsızlık çukurunun en altındadırlar, yağladıkları da öyle değil mi?” (8 Temmuz 1994 Milliyet Gazetesi)
İzmir ve Seferihisar onun için çok önemliydi.
Ankara’nın yoğun ve gergin siyaset ortamından kurtulabildiği, ailesi ve doğayla buluşabildiği yegane yerdi orası.
Adını Doğanbey burnundan alan Doğankent sitesine kendini attığı zaman, daktilosunu da yanında götürür ve oradaki yazılarına “Yaz Dönemi Çalışmaları” derdi.
İşte bu yaz dönemi çalışmalarında Seferihisar’da, Kahveci Nazmi’yi, Bademler’in tiyatrocu İmam’ını, Kooperatifçi Bakan Mahmut Türkmenoğlu’nu, Tiyatrocu Muammer Karaca’yı, Türkücü Hasan Mutlucan’ı, efsane hekim Nusret Fişek’i, ailesi ve komşularını yazdı.
Türkiye’nin dönüştüğü, devletçi bir düzenden serbest piyasaya geçtiği dönemlerde, insanlardaki o belirgin değişimi gözlemledi ve yazdı.
Siyasi tahminleri hiç şaşmazdı ama, Teoman Erel’in hayali, Doğankent’te oturup güzel bir kitap yazmaktı.
Sanırım edebiyata girmek, roman yazmak istiyordu.
Ancak ölüm onu, 6 Temmuz 1994’te Seferihisar yolunda yakaladığında henüz 54 yaşındaydı.
O hayalini gerçekleştiremedi.
Günaydın, Milliyet, Güneş ve Meydan gazetelerindeki, o insan sıcaklığını taşıyan, kimi zaman gülümseten, kimi zaman duygulandıran yazıları ve sevenleri kaldı ardında.
Ve bir de onurlu ismi ve artık hiç kullanılmayan daktilosu.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.