Seferihisar Belediye Başkanı Soyer Tevfik Tortamış’ın sunuculuğunu ve röportajını yaptığı “10 soruya 10 cevap” isimli programda Başkan Soyer geriye dönük 5 yılının hesabını verirken tekrar kazandığında Seferihisar’a nelerin yapılacağını anlattı.Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer Tevfik Tortamış’ın sunuculuğunu ve reportajını yaptığı programda geriye dönük 5 yılının hesabını verirken tekrar kazandığında Seferihisar’da nelerin yapılacağını anlattı.İşte Tunç Soyer’in Tevfik Tortamış’a verdiği reportajın tam metni ve canlı reportajı..Tevfik Tortamış. Merhaba Sayın Başkan. Seçim çalışmaları nasıl gidiyor, neler yapıyorsunuz?– Şafak sayıyoruz. Bir an önce bir bitse de işimize baksak diye. Rutin yaptığımız işlere devam ediyoruz ama seçim gündemi nedeniyle daha çok çalışıyoruz. Ev ziyaretleri, kahve ziyaretleri, esnaf ziyaretleri, sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar… Çok renkli, çok çeşitli, çok heyecanlı ve çok eğlenceli bir dönem geçiriyoruz.* Görüştüğünüz seçmenlerden nasıl isteklerle karşılaşıyorsunuz?– Bu 5 yıl boyunca açıkçası çok yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. Hakikaten hiç nefes almadan çalıştık diyebilirim. Bu seçim döneminin işte böyle bir faydası var. Yani o 5 yılın vatandaş nezdindeki muhasebesini yapma fırsatı veriyor ve bu çalışmalarda memnuniyet nedir, memnun olmayanların gerekçeleri nedir? Tüm bu kusurlar ortaya çıkmış oluyor.* En fazla nelerden memnun kalınmış?– Çok fazla gerekçe var. Birincisi tanıtım konusunda herkesin çok net bir mutabakatı var. Yani Seferihisar, yeri ve izi bilinmeyen bir kasaba iken bugün herkesin yüzünü gülümseten, gıptayla bakılan, tüm Türkiye’nin heyecanla izlediği bir kent konumuna geldiği konusunda herkes hemfikir. Çünkü tanıtmanın ne demek olduğu da insanların doğrudan doğruya günlük hayatına yansıyor.Tarihinde olmadığı kadar yoğun inşaat yaşanıyor, yatırımcı geliyor. Bütün bunlar seferihisarda yaşayan insanların ekmeğine, yaşam kalitesine etki eden bir durum. Bazen çok küçücük dokunuşların çok önemli sonuçlar doğurduğunu gördük. Mesela 50 kuruşa ekmek satmak.Biz bunun için fabrika kurmadık, yatırım yapmadık. Ama 10 tane fırıncıyı buluşturup onların yüzde 10 kapasitelerini 50 kuruştan almayı akıl edince Seferihisar’da 4 yılı aşkın sürede insanlar, ekmeği fırındaki satış fiyatından değil 50 kuruşa alma imkanı buldu.İşte bazı işler var ki çok küçük dokunuşlarla önemli sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Bazı işler var ki 2milyonun üzerinde para yatırıp bir üretici birliği kurarak, başka bir görüşün önünü açıyorsunuz. Şunu söyleyebilirim ki, bir yandan yerel üreticinin desteklenmesi, bir yandan yatırımcının daha çok gelmesi Seferihisar için yeni şeyler…* Geçtiğimiz röportajda belediyenin bütçesi hakkında bilgi verirken, “Bizim 28 trilyon borcumuz var, bunun 24 trilyon lirası daha önceki dönemden kaldı, dolayısıyla biz çok fazla borçlanma yapmadık” dediniz. Ama seçim meydanlarında hala belediye borçla eleştiriliyor. Ne dersiniz?– Dilin kemiği yok derim. Bizim bu söylediğimiz şey bizim masa başında oturup çıkarttığımız bir hesap değil. Mülkiye başmüfettişimizin dört buçuk yıllık dönemle ilgili yaptığı incelemenin sonucunda çıkan bir şey.Müfettiş raporu diyor ki, 25.11.2013 tarihi itibariyle, yani geçtiğimiz Kasım sonu itibariyle Seferihisar Belediyesi’nin borcu 28 milyon liradır. Bunun üzerine ben daha neyi tartışabilirim?O röportajda da ifade etmeye çalışmıştım. Bunun 24 milyon lirası yapılandırılmış borç. Bir de o sefer söylemeyi unutmuştum. Bunun 3 milyon lirası, geçmiş dönemde satılan, sonra satışı iptal edilen ve geri ödemesi bize düşen bir borçtur.* Akkum’daki arazi mi?Evet. ‘Biz orayı satmadık’ diye de bir laf var, ama o kadar net ki bilgiler. 11 trilyona satıldı ve bu satış, borç taksitleri ödenmediği için iptal oldu.O borcu ödemek de bize düştü. Bunun dışında belediyeyi devraldığımız vakit, belediyenin mazot borcu vardı, o borcu da ödedik. ‘Seferihisar’ın bütün yollarını taş döşendi’ diyorlar. O taşların parasını da biz ödedik. Yani hala bu borç edebiyatının yapılması çok üzücü ve şaşırtıcı.* Çeşitli vaatler yapılıyor. Sizin de kulağınıza bir şeyler gelmiştir.– Bu iş vaatleri konusunda da yine şaşkınlık içindeyim. İnanılmaz bir vaat yağmuru var. Kulağımıza geliyor. 50’nin üzerinde gence makam şoförlüğü sözü verilmiş.Yüzlerce gence sözler veriliyor. Sizi belediyede çalıştıracağız diye… Olmazsa Karayolları’nda, DSİ’de, olmazsa Türk Hava Yolları gibi her yerle ilgili iş vaadinde bulunuluyor.Türkiye Cumhuriyeti’nde şu anda nüfusun yüzde 20’ye yakın bölümü işsiz. Bu oranın Seferihisar’da da büyük oranda geçerli olduğunu varsayarsanız, nüfusa göre bu insanlara iş vaat etmek 5000 kişi, 5000 seçmen demek. Herkesin bir oturup düşünmesi lazım.Kendilerine yapılan bu vaatlerin ne kadarının doğru ve gerçekçi olduğunu, mümkün olup olmayacağını düşünmesi lazım. İzmir’in diğer tüm ilçelerinde de böyle vaatler yapıldığını ve bu vaatlerin gerçekçi olmadığını, mümkün olmadığını söylemek lazım.* Belediyelerin norm kadrosu oluyor bildiğim kadarıyla…– Elbette. Bu kadroların sayısını, İçişleri Bakanlığı veriyor. Kamu kurumları, belediyeler istihdam kapısı değildir. Eğer öyle bakarsanız o vaatleri yapmayı sürdürürsünüz ve insanlar da o vaatlere inanmayı sürdürür.Oysa bu doğru değildir. Belediyelerin, istihdam konusunda yapacakları tek şey, yatırımcı çekmektir. Yatırımcıyı çektiğiniz ölçüde de istihdam yaratmış, iş kapısı açmış olursunuz.* Diyelim ki belediyenin norm kadrosuna göre 300 memur ve işçi çalıştırılabiliyor. Belediye başkanı bunu 700’lere, 800’lere çıkarabilir mi?– Asla mümkün değil. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Fakat hem bunu söylüyorlar, hem belediyede çok fazla insan çalışıyor diyorlar. Bir yandan da belediyeye yapacakları istihdamdan bahsediyorlar. Buna inanmak için ya çok saf veya ya da çok çocuk olmak lazım diye düşünüyorum.* Sayın Başkan, siz genelde bireysel konulara pek girmiyor, tek tek proje sıralamıyorsunuz? Seferihisar’ı topyekun kalkındırmaktan, büyütmekten söz ediyorsunuz. Bu konuda önümüzdeki 5 yıla yönelik düşünceleriniz nelerdir?– Ben Seferihisar’ın geri dönülmez bir yola girdiğini düşünüyorum. Artık Seferihisar Türkiye’ye mal olmuş, markalaşma yolunda sağlam adımlar atmış bir ilçe. Bundan sonrası da gelecek. Daha çok yatırımcı gelecek. Yatak sayısı artacak, tarım sektöründe yeni yatırım alanları ortaya çıkacak.Dolayısıyla Seferihisar’ın daha çok yatırımcı alması için bir engel kalmadı. Ben bir belediye başkanının asli görevlerinden birinin kentin toplam değerini büyütmek olduğunu düşünüyorum. Taş döşemek, çöp toplamak kadar asli görevdir bir kentin toplam değerini büyütmek…İkinci bir görevi de bunların adil olarak paylaşımını sağlamaktır. Biz, bu açtığımız yolu büyütmeye devam edeceğiz ve adil paylaşım konusunda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.Bu demektir ki Seferihisar tarım ve turizm kentidir. Biz tarım sektöründe de çok iş yapacağız, turizm sektöründe de çok iş yapacağız. Tarım konusunda jeotermalle ısınan seracılık Seferihisar için yepyeni bir başlık. Bunu kuracağız. Yeni birlikler kuruyoruz.Üzüm Birliği kuracağız. Turizm sektöründe de yapacağımız çok iş var. Sığacık Kaleiçi’nde yapılan çalışmaların sonuna gelindi. Küçük ölçekli turizm için kullanacağız.* Orada bir eleştiri var. Turizme yönelik hizmetler daha çok Sığacık’a yapılmış durumda. Seferihisar’ın içine yansıyan bir şey yok diyenler oluyor.– Seferihisar’ın toplam coğrafi sınırları içinde Sığacık, muhteşem mücevherlerden biridir. Başka vitrin ve mücevherlerimiz de var, onları da ortaya çıkaracağız. Doğanbey gibi Ürkmez gibi… Onların da ne kadar değerli olduklarını ortaya çıkaracağız.* Buradaki meydan da merkezdeki mücevher midir?– Kastettiğim mücevher başka bir cazibeyi içeriyor. Yani yatırımcı çekme cazibesini içeriyor. Buradaki meydan ise kentte yaşayan insanların nefes alması için, onların yaşam kalitesinin yükseltilmesi için projelendirildi. Doğanbey,Ürkmez yatırımcıyı çekecek bir mıknatıs görevi görecek.Şimdi bütün bunlar, yatırımcıya, ‘Artık buyurun, gelin’ deme imkanı sağlıyor. O bölgeyi sağlık turizm merkezi olarak planladık ve parsellere ayırdık. Jeotermal suyu kullanabilir hale geliyoruz. Yani önümüzdeki 5 yıl içinde Sığacık’tan daha çok parlayacak bir mücevher haline gelecek.* Önümüzdeki 5 yılın sonundaki Seferihisar, Doğanbey ve Ürkmez’in geleceği noktayı bize özetler misiniz?– Şu kadarını söyleyeyim size. Bugün Türkiye için Bodrum, Çeşme, Alaçatı ne ifade ediyorsa, 5 yıl sonrasında da Seferihisar tüm Türkiye ve dünya için çok daha fazlasını ifade edecek. Bu seçim vaadi değil, girdiğimiz yolun doğal sonucu olacak.* Başka mesajlarınız var mı?Biz bugüne kadar Seferihisarlılara asla yalan söylemedik. Asla yapamayacağımız, yapmayacağımız bir şeyi vaat etmedik. O yüzden çok müsterihiz. Yapamadıklarımız, gerçekleştiremediklerimiz elbette var, ama bunlar ne yapılmayacak anlamına, ne hayal anlamına geliyor. Hepsini yapacağız. Tek tek yapacağız.* Ürkmezle ilgili ne düşünüyorsunuz?– Ürkmez bölgesi Türkiye için bir sağlık merkezi olacak. Bunun olabilmesi için yatırımcıyı çekmesi lazım. Çünkü yatağı olmayan bir kent asla turizm merkezi olamaz. O nedenle bir banka şubesi yok, alışveriş merkezleri yok, sağlık üniteleri yok.Turizm ve yatırımcı geldikçe, bunlar birbirini besleyerek çoğalacak. O nedenle bizim asli işimiz, oraya yatırımcı getirmek. Oraya yatırımcı getirmemiz için oradaki turizm esnafıyla, küçük sanayi esnafıyla ayrıştırmamız gerekiyor. Çünkü hiçbir turizm kentinde küçük sanayi esnafıyla turizm esnafı iç içe olmaz.Bu nedenle imar planlarını yaparken bir küçük sanayi bölgesi planladık. Doğanbey-Ürkmez’deki sanayi esnafını oraya toplayacağız. Geçen 5 yıl içinde turizm altyapısını oluşturduk.* Üniversite olayını da dillendiriyorsunuz.– Aynı şekilde üniversiteyle ilgili de çalışma yapıyoruz. Bu kente bir üniversite gelecek. Kastettiğimiz 3 bölümlü 30’ar öğrencili bir yüksekokul değil. Binlerce öğrencili bir üniversite kampusü. 5 yıl önce ilk yaptığımız işlerden birisiydi. 850 dönüm bir üniversite arazisi planladık.Yeri de tam yatılı bölge okulunun karşısı. Buraya bir üniversite kampusü kurulması bu şehri olağanüstü değiştirecek bir etki yaratacak ve büyük dönüşüm o zaman başlayacak. Özetlersek, bir ucunda üniversitesi, bir ucunda sağlık turizmi olan bir kent haline geleceğiz.Hep onu diyorum, dünyanın en güzel gökyüzünün altında, dünyanın en güzel denizinin kıyısında bir kent Seferihisar ve hak ettiği değere ulaşmaya çok daha yakın.