34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
4.978,00%0,00
2118671฿%-0.53701
Yunanistan’ın Kavala kenti ile Girit adalarından 107 yıl önce Anadolu’ya gelerek yerleşen insanların torunları ile torunlarının çocukları ve torunları, Doğanbey’de bir araya gelerek hasret giderdi.
Kavalalı Şaban ile eşi Giritli Fatma’nın soyundan gelen akrabalar, buluşmada büyüklerinden dinledikleri göç anıları üzerine uzun uzun sohbet ettiler.
1923 yılında Lozan’da imzalanan göç anlaşması (Mübadele) ile Kavala’dan Ödemiş’e göç eden eniştemiz Şaban Dede ile yine 1923 yılında İzmir’in Eşrefpaşa semtindeki Yağhaneler’e yerleşen büyük halamız Fatma’nın torunları, Seferihisarlı Harita Mühendisi Oktay Kınalıkaya öncülüğünde bir araya geldi. (Burada bir konuya açıklık getireyim. Aslında Şaban Enişte ile Fatma Hala birbirleri ile dünür. Çocuklarını evlendirdikten birkaç yıl sonra eşleri ölünce hayatlarını birleştirmiş.Karı-koca olmuş)
Yemeğin sonunda bazıları 60, bazıları 40 yıl sonra birbirleriyle kucaklaşan akrabalar, bundan sonra da sık sık biraraya gelme konusunda sözleştiler.Buluşma ve sohbetin kritiğini Mustafa Karabulut yazdı
Aslında birbirimize çok uzak değildik. Çocukluk yıllarımızı aynı coğrafya üzerinde aynı yerlerde birlikte geçirmiş, ancak yıllardır birbirimizi arayıp sormamıştık. Çünkü pek çoğumuz konuştukları kişilerin akrabaları olduğunun farkında bile değildi. Farkında olanlar da işlerinin yoğunluğu mazeretine sığınıyordu.
Henüüz 7-8 yaşlarında köyde iken Şaban Eniştem ve eşi Büyük Halam Fatma Hanım, yaz aylarında bir ay kadar misafirimiz olurdu. Çocukları ve torunları da onları görmeye gelirdi.
Onlar geldiğinde ‘çocuklarla birlikte oyun oynayacağız’ veya ‘denize gideceğiz’ diye sevinirdim. Tüm aile İzmir Gürçeşme ve Yağhaneler’de ikamet ediyordu. Daha sonraki yıllarda birkaç kez evlerine konuk olmuş ve evlerinde kalmıştım. O canım insanlar ne kadar güler yüzlülerdi. Ne kadar neşeli ve insancıldılar. Ama daha sonraki yıllarda her zaman kullandığımız “İş güç..” bahanesiyle birbirimizi arayıp soramaz olmuştuk.
25 YIL SONRA GELEN AKRABALIK BAĞI
Geçtiğimiz aylarda yine çocukluğumuzun birlikte geçtiği Yaşar Kaplaner Bey, yıllar sonra hal hatır sormak için telefonla beni aradı. Uzun telefon konuşmasından sonra, “Seferihisar’da bir akrabamız var tanıyor musun?’’ diye sordu. ‘’Kim?’’ diye sorunca, “Harita Mühendisi Oktay Kınalıkaya” dedi. Bu görüşme belki de
yaşamımın en ilginç telefon konuşmasıydı. Çünkü Oktay Bey’i 25 yıldır tanırım ama akrabamız olduğunu bilmiyordum.
Bu görüşmenin ardından konuyu aktardığım Oktay Bey, “Merak etme Karabulut. Önümüzdeki günlerde tüm hısım ve akrabalarımızı Doğanbey’deki restorantımızda toplamayı planlıyorum” dedi.
BULA BULA BU GÜNÜMÜ BULDUN BE AKRABA!!
Buluşma için Seferihisar’da Mandalina Festivali’nin düzenlendiği geçtiğimiz pazar günü seçilince, davet sahibi Oktay Kınalıkaya’ya, “Ya arkadaş bula bula bu günü mü buldun? Böyle bir günde nasıl gelebilirim ki’’
dedim. Etkinlik günü bir yandan Mandalina Festivali’nde fotoğraf çalışması yapıyor, festivali izliyor, diğer yandan da aklım akrabalarımda idi.
Öğleden sonra fırsatını bulup Doğanbey’e gittim.. Oktay Bey’in Mavişim isimli restoranının kapısını açtığımda içeride bir yığın akraba vardı.
Kapıda ilk karşılaştığım kişi Oya Hanım idi…
Oya’yı tam 35 yıldır görmemiştim ama sanki dün görmüş gibiydim; hiç değişmemişti. Birbirimize sarıldık, sarıldık…
Daha sonra kardeşi Ayşe ile hasret giderdik. Ama Fatma gelememişti, yani akrabalar yine eksik çıkmıştı…
Sıra sohbet faslına gelince, “Ben Ayşe’nin oğlu’’ , ‘’Ben Oya’nın kızı’’ sözleriyle kendilerini tanıttılar..
Akrabalarımın içinde bir de piyanist vardı Evrim Ateşler . Efes Oteli’nde orkestra şefiymiş. Geç saatlere doğru söylediği Yunanca parçalarla bizleri adeta büyüledi. Tüm akraba ve hısımlar, en kısa zamanda tekrar bir araya gelebilme dileklerimizle Mavişim Restoran’dan ayrıldık..
Son cümlem:
Bu yazımı okuyanlara bir önerim var. Günlük telaşlarınızı bir kenara bırakıp hısım, akraba ve dostlarınızı hiç olmazsa, bayramdan bayrama arayın.
GÖÇÜN HİKAYESİ
Fatih Sultan Mehmet, Karaman Beyliği’ni Osmanlı topraklarına kattıktan sonra, İçanadolu Bölgesi’nden pek çok aileyi ve devlete kafa tutanları cezalandırmak için Balkanlar’a ve Samos dışındaki Ege adalarına göndermiş. Bir amacı da Balkanlar’daki Türk nüfusunu artırmakmış. Bu ailelerin çocukları ve torunları İstiklal Savaşı’ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşması ile 30 ocak 1923 tarihinde tekrar Anadolu’ya yani anavatanlarına dönmüş. Şaban Eniştem ile Fatma Halam da bu mübadele ile anayurda dönen ailelerden geliyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Fotoğrafları dakikalarca inceledim. Duygulandım. Bir taraf Kavala diğer taraf Giritli. Bu fotoğraf köklerimizin her biri başka başka coğrafyadan gelen insanlar ve çocukların çocukları. Türkiye’miz işte böyle renkli kökenli insanlardan oluşuyor. Benim dedem de Giritten gelmiş Annem de Kavaladan. Güzel fotoğraf kareleriyle süslenen güzel bir haber olmuş eline sağlık Mustafa Abi.
OKTAY BENİM 41 YILLIK KARDEŞİMDİR. BÜTÜN AKRABALARIN BİRBİRİNİ BULUP HASRET GİDERMESİ BENİ ÇOK MUTLU ETMİŞTİR, HABERİ OKUYUNCA DUYGULANDIM HEPİNİZE SEVGİ VE SAYGILARIMI SUNARIM. OKTAY’CIĞIM SANADA SELAM OLSUN KARDEŞİM KENDİNE İYİ BAK.