Doğanbey’de Bir Yazar
Bengü Ela mahlasıyla Doğu’m kitabını yazmış. Kendisi bir coğrafya öğretmeni, edebiyat ise hayatın bir parçası diyor.
Bengü Ela mahlasıyla Doğu’m kitabını kitabını yazmış. Kendisi bir coğrafya öğretmeni, edebiyat ise hayatın bir parçası diyor.
Doğu’m kitabı Pupa yayınevinden yayınlanmış, kitabı kısaca özetlersek şunları diyebiliriz;
Aşka, özgürlüğe, kadın devrimine adanmış Doğum. Azra Öğretmenin kadınlara içkin gizil gücü keşfedişinin, kaybettiğini sandığı Tanrıyı aşkla yeniden keşfedişinin öyküsü. Bengü Elanın günümüzde hâlâ tabu sayılan, din ve milliyet meselelerine tanıklıklarından yola çıkarak, kadın hassasiyetiyle yaklaştığı bir Doğuya yolculuk hikâyesi Doğum.
Yazar, modern bir Çalıkuşu izleğinden yola çıkıp, ülkemizin güncel çatışmalarının suniliğini, kadınların erkek egemen toplumdaki yerini sorguluyor, tasavvufun Doğunun içinde barındırdığı, Uzlaşmaz sanılan unsurları yüzyıllar boyunca nasıl bir arada tutabildiğini hatırlatıyor bizlere.
Evrenselden yerele, ilahi aşktan tensel aşka, çoğunluktan azınlığa geçişliliğin nasıl mümkün olduğunu bu cesur anlatıda, Azra Öğretmenle Tufan Yüzbaşının gerilimli ilişkisinde bulacaksınız. Azra evine döndüğünde seremoni ile şarabını kadehe doldurdu, yer minderine uzandı. Anadolunun dağında bayırında büyümüş bir çocuk için, aşk nasıl başka ise, Arap illerinde büyüyen için de inanmanın biçimi farklıydı.
Kendisi yalçın bir kayadan tırmanıp, verimli bir ovadan batan güneşi izlemişti. Sonra da dizleri kan içinde inmişti sert kayadan. Ağlamak bilmeden, akan kana aldırmadan koşup kuzulayan koyuna yardıma yetişmişti. Kuzunun yaşama isteğine bakıp, doğanın sonsuz uyumunu anlayıp gönül vermişti.
Kendisi Doğanbey’de yaşıyor. Sürekli yazamasada asla yazıdan kopmuyor.
Kadın araştırmaları hakkında akademik düzeyde çalışmak istemiş olsada buna pek zaman yettirememiş.
“Kadınların bu toplumda çok ezildiğini hepimiz biliyoruz, buna çözüm kadınların sosyal hayata adaptasyonu ve iş istihdam sorunlarının çözülmesi.
Çünkü sığınma evleri bir çeşit hapishane, eğer sosyal ve ekonomik hayata adaptasyon olmazsa pek bir çare olmaz sığınma evleri, işte buna benzer birçok proje geliştirmek istiyorum, diyor.
Yazar ne yazar?
Biz sorunca susuyor. Uzun susuyor. Yazar ne yaşarsa onu yazıyor. Sevinçlerini hüzünlerini, iyi ve kötü anlarını hayata dair ne varsa onu yazar yazar diyor.
Hayatında kötü iz bırakmış insanları kötü karakterler vererek cezalandırmaya çalışıyor. Bu bir çeşit hayata karşı isyanı.
Mitoloji tarih coğrafya işte edebiyatının hamuru, bunun yanında iyi bir okur oluşu Özden Açıkel’ı daha üretken kılıyor.
Özden Açıkel, Doğanbey’de yaşayan bir yazar aynı zamanda öğretmen, bu coğrafya insana yazdırır diyor…
Yazara nasıl ulaşabiliriz ? Geri dönüşü önemle bekliyorum…