Tağşiş listesinde yer alan, İzmir Seferihisar’daki Baltalı Çiftliği mahkemeye başvurdu. Çiftliğin Kurucusu Funda Özer Baltalı, analiz yönteminin yanlış olduğunu, DNA analizi ile bulaşıklık tespiti yapıldığını, haksız kazanç elde edildiğinin tespiti için miktar tespiti yapılması gerektiğini söyledi. Baltalı, ürünlerinin yüzde 100 keçi sütünden olduğunu devletin laboratuarında kanıtlı olduğunu ve bunu mahkemede tekrar kanıtlayacaklarını söyledi. Tarım Dünyası’ndan Ali Ekber Yıldırım’ın haberine göre; 2020 tağşiş listesinde yer alan Seferihisar markası Baltalı, mahkemeye başvurdu. Gazeteci Yıldırımın’ın telefonla görüştüği Çiftlik Kurucusu Funda Özer Baltalı, analiz yönteminin yanlış olduğunu, DNA analizle her türlü bulaşıklığın tespit edilebildiğini iddia ederek şu bilgileri verdi: ”Ankara’da bakanlıktayım. DNA analiz yönteminin yanlış olduğunu, miktar tespiti yapılması gerektiğini söylüyorum. Konuştuğum herkes "haklısınız” diyor. Ama yüzde 100 emin olduğumuz ürünümüz için haksız kazanç elde etmiş gibi teşhir ettiler. DNA analizinde bulaşıklık her zaman çıkabilir. Analizi yapan görevli, iyi temizlik yapmadıysa bulaşıklık çıkabilir. Hatta sabah kahvaltıda inek peyniri yediyse onun parmağından bile bulaşıklık riski yüksek. Yani ürünün içinde ne miktarda olduğuna değil, DNA’sına bakarsanız bulaşıklık çıkabilir. Biz miktar tespiti ile analiz yapılmasını istiyoruz. Dünyada da böyle yapılır. Yöntem yanlış. Bu nedenle maddi,manevi tazminat davası açmak için mahkemeye başvurdum. Ürünümüzün yüzde 100 keçi sütünden olduğu tüm analizlerde görüldü. Bunu mahkemede de kanıtlayacağız.”Çiftliğe gelen sütler yüzde 1 hassasiyetle analiz ediliyor Tarım Bakanlığı’nın taklit tağşiş listesinde adlarının yayınlanmasını büyük bir üzüntü ile öğrendiklerini belirten Baltalı :” Bizler yaptığımız işten emin hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Baltalı Gıda Şirketi olarak 11 yıl önce bir keçi çiftliği kurarak ardından bir mandıra yatırımı yaparak yüzde 100 keçi sütünden ürünler üretmeye başladık. İlerleyen yıllarda Antalya’dan Uşak’a kadar keçi çiftlikleri ile sözleşme yaparak kendi çiftliğimiz ile birlikte sütümüzü tedarik ediyoruz. İşletmeye kendi çiftliğimiz dahil gelen her süt yüzde 1 hassasiyetle analiz yapan Fransa’dan getirdiğimiz ve orada da kullanılan bir kit ile inek ve koyun sütüne karşı test edilerek üretime alınıyor. Her hafta cuma günü hafta boyu gelen sütler paçal yapılarak, İstanbul’da devlete ait gıda kontrol laboratuarına tür tayinine yolluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda defalarca inek koyun sütü bulaşıklığı iddiası ile bakanlık inceleme yaptı ve biz çapraz kontrol ile yüzde 100 keçi sütü olduğunu ispatladık. Devlet, DNA yöntemi ile analiz yaptığı için çalışanın dikkatsizliği, ortamı yeterli sterilize etmemesi gibi durumlar bulaşmaya neden olabiliyor. 2019’da 20’nin üzerinde numunemiz araştırmaya tabii tutuldu. Bunlardan 3 tanesinde bakanlık analiz sonuçlarında ısrar etti. Bu durum karsısında bizde yasal mücadelemizi başlattık. İlkeli düzgün üretim yapmaya çalışan küçük bir şirket olarak bu haksız durumu protesto ediyor,tüketici nezdinde bize güvenen, ürünlerimizi kullanan her bir kişinin bizi iyi tanıdığını biliyoruz.” değerlendirmesini yaptı.Taklit ve tağşiş "haksız kazanç” yasasıdır Kendisinin hukukçu olduğunu ve taklit, tağşiş ile ilgili yasal düzenlemelerin haksız kazancı kapsadığına dikkat çeken Baltalı sözlerini şöyle sürdürdü: ” Bizim haksız kazanç elde ettiğimizi iddia dahi edemezler. O kadar titiz çalışıyoruz ki, kullandığımız kültür mayasının üreticilerine bile sorduk. Buradan bir gen bulaşıklığı olabilir mi? diye. Güldüler, "böyle bir şey olmaz” dediler. Bizim ürünümüz devlete ait İstanbul Gıda Laboratuarı’nda analiz edildi. Yüzde 100 keçi sütü diye analiz sonucu var elimizde. DNA analiz yerine miktar analizi yapıldığında haklı olduğumuz çıkıyor zaten. Yüzde 100 keçi sütünden elde ettiğimiz üründe ne kadar inek sütü var? Bunu bize söylemeleri gerekir ki. Böyle bir miktar yok. Bir miktar olursa bizim buradan haksız kazanç elde ettiğimizi söyleyebilirler. Bu da yok. Yüzde 100 dana deniliyor içinden kanatlı eti çıkıyor.Miktar olarak belli. Zeytinyağı diye satılan yağın içinde başka yağlar çıkıyor, yine miktar belli. Bunda bir haksız kazanç var. Bizi bunlarla aynı listede teşhir ediyorlar. Bizde devletin laboratuarı yüzde 100 keçi sütü diyor. Bir haksız kazanç söz konusu değil.Ben bakanlığa da söyledim etiketimi değiştirip keçi sütü yerine süt diye yazabilirim. Aman yapmayın yılların emeği dediler. Bizden başka yüzde 100 keçi sütünden üreten de kalmadı.” (Tarımdünyası)