09 Aralık 2024, Pazartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 26.05.2016

Tunç Soyer, heykel üçlüsü ve çantacılık

Geçtiğimiz aylarda Seferihisar kamuoyunu Çarşı Meydanı’na dikilen heykel üçlüsü hayli meşgul etti.

Amaç Atatürk, İsmet İnönü ve Çolak İbrahim bey heykellerini Seferihisar’ın en merkezi yerinde daim olarak sergilemekti…

Ama heykeller isimlerden başka herkese benziyordu… O yüzden kimi "Bu Nasrettin Hoca” dedi… Kimi  "Ali Baba” Kimse "Bu Atatürk, İnönü ve Albay Çolak” diyemedi… Ve heykellere tepki çığ gibi büyüdü.

Heykelleri yapan sanatçı, Seferihisar’a Necat Hepkon heykel-i şahanesini kazandıran kişi aynı zamanda. Necat Bey heykelini gördüğünde, düşüp bayılmak üzereydi ki; yetiştiler…

Heykeli ondan başka herkese benziyordu… Biri "Bu Lenin” demişti… Hepkon kibarlığından kendisine benzemeyen heykel için teşekkür etmiş; "Neticede altında ismim yazıyor. Heykel bana benzemiyor ama bundan sonra ben heykele benzemeye çalışırım” deyip işi geçiştirmişti.

Şimdi Belediye Başkanı Tunç Soyer’e iki heykel girişimi için teşekkür etmek gerek…

Atatürk, İnönü ve Çolak İbrahim’in heykelini diktirmeye girişmek çok vefakar bir tavır. Necat Hepkon heykeli yapımı da öyle…

Hepkon Seferihisar’a önemli katkılar vermiş bir iş adamıdır. Heykeli elbette hak etti… Ona benzemese de dediği gibi altında ismi yazıyor!

SAVCILIĞA ŞİKÂYET ETTİ!

Öte yandan heykelleri yapan arkadaş, mukaddes  eserlerini haber ve köşe yorumlarımıza taşıdığımız için bizi Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etti… Sonra baktık ki, her heykel yaptığı yerde eserleri tartışılıyor… Görenler "Bu kim ya” demekten kendisini alamıyorlar… Hatta heykellerin kaldırılması için gösteri yapanlar bile oluyor…

Ona tavsiyem;

Birinin heykelini yapıyorsan Benzeteceksin…

Eee sen benzetemiyorsun…

O zaman yapmayacaksın!

Konu bu kadar basit!

Ayrıca Soyer’e bu arkadaşın üç heykelini kamuoyunun tenkitlerini dinleyip kaldırttığı için de teşekkür etmek istiyorum…

ÇANTACI BELEDİYE MECLİS ÜYESİ!

Bu yazımı çok uzatmadan üç kelimeyle bağlamak istiyorum. Türkiye‘nin bir ilçesinde belediyenin inşaatı ihalesi için ihaleye giren ve ihaleyi kazanan müteahhitten 50 bin mi  desem? Yüz elli bin mi  desem? Yoksa Yüz bin mi? Sahi kaç para aldın?

Tamam ülkemizde çantacı denilen kişiler eskilerde olduğu gibi şimdilerde de ne yazık ki zaman zaman kendilerini değişik ihalelerde boy gösterebiliyorlar. Ne yazık ki diyorum çünkü yasalarımızda bu gibi faaliyetler örgütlü suç kapsamına giriyor. diğer adıyla ihaleye fesat karıştırmak…

Ama bu suçu işleyen üstelikte bir belediye meclisi üyesi ise, orasını siz düşünün…

Ayrıca, yakışıyor mu?

İnşaat işlerine meraklı meclis üyesinin inşaat işlerine iştahının sebebini de anlamış olduk böylece!

Sağda solda "ben çantacı sıfatıyla bu parayı aldım..” dediğini sağır sultan bile duydu ve biliyor!

Ben ismini teşhir etmeden en iyisi kamuoyunun önüne çık "Arkadaşlar ben bu parayı belediye meclisi üyesi olarak almadım! Bir yakınım bu ihaleye girecekti. Karşı tarafta ihaleye girmememiz için şu kadar parayı ticari anlamda aldım, yani bize verdiler”  açıklamasında bulun…

Bunu yapmaz isen alenen ismini yedi düvele duyuracağım bilesin…

Hadi sıkılma! Bu yazıyı okur okumaz çık ve kamuoyuna açıklamada bulun…..

Yorum