28 Haziran 2025, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 27.06.2025

"BİR ÇOCUK AĞLARSA DAĞ BAŞINDA…”

Değerli bir dost anımsattı: "Savaşta önce gerçekler vurulur…” Doğru değil mi…

Değerli bir dost anımsattı:

“Savaşta önce gerçekler vurulur…”

Doğru değil mi…

Televizyonlar,radyolar, gazeteler…insanları bir kez daha etkilenip yönlendiriliyor.(manipülasyon)

ABD destekli İsrail;

Filistin-Gazze,Lübnan,Yemen,

Suriye’den…sonra şimdi de İran’a saldırdı.

Gerekçe?

İran nükleer silah geliştiriyor…

Hem de İran’ın bu iddiaları bir kez daha reddetmesine ve BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile nükleer anlaşmayı tekrar yürürlüğe sokmaya  ve denetime olumlu baktığını açıklamasına rağmen …

 

ABD’nin Irak’a saldırısında da gerekçe neydi?

Kitlesel imha silahları üretiyor!..

 

Saldırıp Irak’ı perişan ettikten sonra,bunun yalan olduğu ortaya çıktı ama işi halleden ne diyordu?

“Atı alan üÜsküdar’ı geçti!…”

 

Büyük Ortadoğu Projesi tamamlanmak üzere…

(Sırada hangi ülke var acaba?..

Bu projenin eş başkanlığı ile övünen de vardı değil mi?..)

 

Ne diyor iktidarlarının bu politikalarına karşı çıkan duyarlı İsrail vatandaşları?

 

“Biz gaz odalarından başka bir halka zulüm yapmak için çıkmadık…”

 

Hitler faşizminin toplama kampları,gaz odaları ve fırınlarından (solcular,

hümanistler,çingeneler…ile birlikte) geçenlerin bugünkü ırkçı,köktendinci İsrail iktidarı; ABD ile birlikte (AB’nin de desteğiyle), bu kez aynı acıları,başta Filistin halkı,

bölge ülkelerine çektiriyorlar…

Çoluk çocuk demeden oluk oluk kan akıtıyorlar…

 

Gerekçeleri de çok afili!..

Özgürlük getiriyorlarmış!…

 

Saldırıda İran halkına nasıl seslendi İsrail  Başbakanı Netanyahu?

“Özgürlüğünüze giden yolu açıyoruz!..”

 

Kim mi bu Netanyahu?

 

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında yakalama ve tutuklama emri verdiği bir suçlu…

Kararın nedeni:

Savaş suçları,insanlık karşıtı suçlar işlemesi…

(Kendi ülkesinde de yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle yargılandığı dava sürüyor…)

 

Afganistan’a özgürlük getirdiler!..

Bir zamanlar Eğitim Bakanı’nın kadın olduğu ülke şimdi sayelerinde Taliban yönetiminde özgür özgür yaşıyor!..

 

Esat’ı devirdiler.Suriye’ye özgürlük getirdiler!..

Kafa kesen radikal cihatçı örgüt liderine kravat taktırarak iktidara getirdiler…

Şimdi Suriye, toptandinci Ahmet Şara yönetiminde özgür özgür yaşıyor!…

 

Oysa Amerikalı yazar-yönetmen  P. Schrader,

ABD’nin Irak saldırısı sıradında, ‘American Conservative’ dergisinde gerçeği açık açık yazmıştı:

 

“Biz Bağdat’a şimdi kimin hükmedeceğini tayin etmek…

bölge içinde ne tür bir role sahip olacağını sağlamak için silahlı güce başvuruyoruz.

Bunun adı emperyalizmdir.

Bunun demokrasi,insan hakları ve özgürlük adına yapıldığını söylemek durumu değiştirmez…”

Ne diyordu Fransız filozof J.Baudrillard?

“ABD’nin kimliği yoktur ama şahane dişleri vardır!..”

ABD, İran’a (bu kez İsrail eliyle) ilk kez saldırmıyor…

1953’de de Amerikan ve İngiliz gizli servisleri CIA ve M16, dönemin İran Başbakanı Musaddık’ı ortak darbeyle devirmişlerdi…

Neydi neden?

Musaddık’ın İran petrolünü emperyalist tekel şirketlerinin elinden alarak millileştirmesiydi…

Yazıyı İsrail(ABD) saldırısına İran’daki rejim muhalifi kesimlerden iki farklı tepki ile tamamlayayım…

Önce,İran’daki Kürt örgütlerin açıklamaları…

İran’daki Kürdistan Özgürlük Partisi(PAK); İsrail’in İran’a saldırılarını desteklediğini belirtip:

“İsrail’in saldırıları rejimin yıkılması için stratejik bir fırsattır!..” dedi…

(Daily Ummah-13/6/2025)

İran’daki diğer parti Kürdistan Özgür Yaşam Partisi’de (PJAK) yaptığı açıklamayla İsrail’in saldırılarını desteklediğini duyurdu:

“Bu savaş küresel iktidar sisteminin İran rejimine son ültimatomudur ve rejim tamamen yeniden yapılandırılana veya ortadan kaldırılana kadar sürecektir.

İsrail’in saldırısının sebebi İran devletidir.Yeni Ortadoğu Projesi,İran  İslam Cumhuriyeti’nin katliam, baskı,ayrımcılık,

yoksullaştırma ve usulsüzlük yayma politikalarının bir sonucudur…” (SOL haber merkezi 14/6/2025)

 

ABD ve İsrail eliyle özgürlük!..

 

İran’lı rejim muhalifi  kadın yazar ve aktivist Sahar Delijani ise,İran’a yapılan saldırılar sonrası,bazı muhalif grupların rejim değişikliğine yol açacağı gerekçesiyle saldırıları desteklemelerini eleştirerek; İran  rejiminin baskıcı uygulamalarına karşı net bir tutum sergilediğini ancak masum insanların katledilmesini kabul edemeyeceğini açıkladı:

 

“Ben İran’da bir hapishanede doğdum.Ailem yıllarca hapishanelerde tutuldu.Bana İran rejiminin suçları hakkında yaşamadığım hiç bir şey anlatamazsınız.Bu halkımın bombalanmasını,sakat bırakılmasını,öldürülmesini istediğim anlamına gelmez.

Eğer özgürlük misyonunuz sadece masum insanların hayatlarının yok edilmesiyle gerçekleşecekse o zaman,sizin peşinizde olduğunuz şey özgürlük değildir.

Halkımın bombalanmasını özgürlük diye sunamazsınız…”

(Daily Ummah-16/6/2025)

 

İki muhalif grup,iki farklı yaklaşım…

Yorum sizin…

 

Yazıyı başlıkla bitirelim:

 

“Bir çocuk ağlarsa dağ     

 başında

 Gözyaşında Amerika akar…

 Vurdularsa birini,kanı 

 şorladıysa

 Bilin ki o kurşunda Amerika 

 var…” (Cahit Külebi-Amerika)

 

Muammer Toprakcı

Yorum