14 Ocak 2025, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 13.01.2025

Enflasyonla Mücadelede Mikro Politikalar

Prof. Dr. Mehmet Karaçuka yazdı

Uzun zamandır enflasyon sorunu yaşıyoruz ve bu durum hem bireysel refahımızı hem de toplumsal huzurumuzu olumsuz etkiliyor. Kiracı-ev sahibi anlaşmazlıkları ve hatta çatışmaları buna güzel bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Sayın Mehmet Şimşek de konut piyasalarındaki dengesizliğe atıfta bulunarak geçen hafta önemli bir tespitte bulundu. Konut piyasalarındaki fiyat artışlarının özellikle kira enflasyonunun artık para politikasıyla çözümünün mümkün olmadığını, konut arzını artırmak gerekliliğini ifade etti.

 

Aslında Bakan Şimşek, spesifik bir piyasada spesifik bir öneri olarak mikro politikaların enflasyonla mücadeledeki önemine değinmiş oldu. Ancak bu açıklama Türkiye gibi ülkelerde enflasyonun temelindeki nedenin temelde piyasalardaki arz-talep dengesizliği olduğuna yönelik bir görüşten de bir miktar kısa kaldı. Yıllık politika faizinin yüzde 47 gibi devasa bir düzeyde olduğu bir ekonomide enflasyon hala yüzde 50'lerde yapışmışsa aslında para politikasının (herkesi fakirleştirmeden) enflasyonu düşürme işlevi bitmiştir. Türkiye'nin enflasyonu Batı ülkelerinde yaşanan enflasyondan hem hacim olarak hem dönemsel uzunluk olarak hem de altında yatan nedenler olarak oldukça farklıdır. Bire bir FED veya ECB'nin politikalarını kopyalamak fazla bir sonuç vermeyecektir.

 

Hemen ifade edelim ki, Türkiye'nin temel sorunu yıllardan bu yana ürettiğinden daha fazla tüketmesidir. Tüketimi azaltmak kolay bir iş değildir. Bireysel olarak gelirimiz düştüğünde örneğin tüketim alışkanlıklarımızı hemen değiştiremeyiz. Toplum da bu şekilde bireylerden oluştuğu için düşen gelir karşısında tüketim harcamalarımız halen yüksek seviyelerde devam etmektedir. O halde yapılması gereken üretimi, verimliliği ve piyasalardaki rekabeti artırmaktır.

 

İşte burada da mikro ekonomik politikaların önemi ortaya çıkmaktadır. Emek verimliliğini artırmak için çeşitli politikalar uygulanabilir. Mesleki ve temel eğitim ve sürekli gelişim programları sunmak, teknoloji ve otomasyon yatırımları yapmak bu politikaların başında gelir. Ancak daha da önemlisi iş süreçlerinin optimizasyonu sorunudur. Bizim KOBİ'lerimizin temel sorunu patronların kısa dönem düşünmesi ve kesinlikle uzman görüşlerini önemsememeleridir. Çünkü en iyisini hep kendileri bilmektedirler! Kurumsallık kazanmak için çabalar varsa desteklenmelidir.

 

Enflasyonla mücadele için mikro politikaların diğer bir ayağı ise rekabet süreçlerinin desteklenmesidir. Fiyatlama algısı bir kez bozulduğunda, çorap söküğü gibi her firma diğerini takip ederek bir maliyet-fiyat spiraline gitmektedir. Bu spirali terbiye edecek yegane organik unsur ise rekabet baskısıdır. Rekabet konusundaki görüşlerimizin yer aldığı daha önceki yazılarımızı ve özellikle hizmet sektöründe rekabet eksikliğinin nasıl enflasyona yol açtığını ilgili okurlar tekrar değerlendirebilir. Rekabet ihlallerini tespit etmek hem zordur hem de uzun zamana yayılır. Rekabeti artırmak ise görece kolaydır. Piyasalarda giriş engellerinin kaldırılması ve yeni firmaların üretiminin teşvik edilmesi gerekmekte ve burada da KOSGEB gibi kurumların etkin teşvik mekanizmalarını kullanmaları çok önemlidir.

 

Sonuç olarak Türkiye'nin enflasyonla mücadelesinde para politikası sınırlarına ulaşılmıştır. Eğer hepimizin açlık sınırında daha da fakirleşmemiz istenmiyorsa bu sıkılaştırma daha da uzun süreye yayılmamalıdır. Enflasyonu yenmenin tek sağlıklı yolu üretimi artırmaktır. Elindeki faiz enstrümanını uzun süre daha kullanamayacağı görülen kamunun ise yapması gereken yerel politikalarla yerel üretimin ve rekabetin gelişmesini sağlamak olmalıdır.

Yorum

Diğer Yazarlar

Prof. Dr. Mehmet KARAÇUKA
Enflasyonla Mücadelede Mikro Politikalar
Prof. Dr. Mehmet KARAÇUKA
Muammer TOPRAKÇI
AFFAN DEDE
Muammer TOPRAKÇI
Fırat Çağlar ÖZLÜ
Kubilay
Fırat Çağlar ÖZLÜ
Doç. Dr. Aksel ÇELİK
Beyin Çürümesi "Brain Rot” Nedir?
Doç. Dr. Aksel ÇELİK
İnanç KARABULUT
Veda
İnanç KARABULUT