Liglerin başlamasına yaklaşık 10 gün kala, bu sene Süper Lig’de mücadele edecek Göztepe’nin taraftarlarında bir huzursuzluk ve yönetime karşı büyük bir kırgınlık var. Bunun en önemli nedeni şüphesiz uygulanan transfer politikası. Bir alt ligi ikinci olarak bitiren takıma yapılan transferlerin Süper Lig’de tutunabilmek için yetersiz olduğu görüşü hakim.Bu hayal kırıklığında şüphesiz henüz ligler bitmeden yönetimin taraftara umut veren transferler olacak açıklamaları da etkili. Beklentiler o kadar yüksek tutuldu ki taraftar artık kalitesini ispatlamış futbolcuları takımda görmek istiyor. Alınan ve gönderilen oyunculara bakıldığında taraftarın bu arzusu karşılanmamış görünüyor ve üzerine düşen herşeyi fazlasıyla yapan, ülkenin en cefakar taraftarı aldatılmış hissediyor. Sport Republic yöneticileri ise ısrarla pahalı ve yıldız oyuncu alamayacaklarını, kulübün yeni bir yapılanma içinde olduğunu ifade ederken, taraftardan da anlayış bekliyor. Burada hem taraftara hem de yönetime hak vermemek mümkün değil. İki taraf da kendi açısından maksimumu elde etmek istiyor. Taraftarımız olağan bir şekilde kısa dönemde başarı görmek isterken, yönetim ise kulübü uzun dönemli finansal istikrara kavuşturarak başarılı olmak istiyor. Sport Republic, bu işe daha çok ticari odaklı bakıyor. Kendilerinin de ifade ettiği gibi, bu takımın son sahibi olmak istemiyorlar. Belli bir mali seviyeye kulübü taşıyıp, daha sonra yatırımlarının karşılığını alacak bir şekilde başka yatırımcılara kulübü devretmek istiyorlar. Bu bakış açısı ülkemizde ilk kez uygulandığı için taraftarımız bunu anlamakta zorlanıyor.Artık hepimizin bildiiği gibi, mali başarı olmadan sportif başarı hemen hemen imkansız. Büyük paralar harcanarak gelen sportif başarıların ise devamlılığı yok. Süper Lig’de şampiyon olan takımlar çok da zaman geçmeden amatör lige kadar düşebiliyor. Bu açıdan Sport Republic’in yönetim anlayışı uzun vadede bizi ileri taşıyacak unsurlar barındırıyor. Bu konuda zor olsa da, taraftarımızdan biraz daha sabırlı olmalarını beklemek gerekiyor.Göztepe’nin en önemli gücü her zaman olduğu gibi yine taraftar gücü ve boğucu tribünleri olacaktır. Bunun için yönetim ve tribünlerin uyum içinde olması şart. Aksi halde en küçük talihsizliklerde ortalık birbirine girebilir. Sport Republic yönetimine düşen en büyük görev iletişimsizlik sorununu ortadan kaldırmak olacaktır. Taraftarımız ise her koşulda takımın yanında olduğunu Stoilov ve oyuncalara hissettirmelidir. Unutmayalım ki küçük bütçeli pek çok Avrupa takımı, bizim İstanbul takımlarını rahatlıkla yenebilmektedir. Önemli olanın bireysel isimler değil, takım oyunu olduğunu, ve Göztepe oldukça her zaman umut olacağını tekrarlamamız gerekiyor.