Sabah uyandınız, kahvenizi aldınız ve telefonunuza baktınız: "İnternet bağlantısı yok." Panik yok, bir VPN ile çözerim dediniz ama o da çalışmıyor. Şimdi bir adım öteye gidelim: Ya bu sadece sizin değil, tüm dünyanın başına gelse? İnternet bir anda silinse, elimizdeki yapay zeka ne yapar? Kendi internetini mi yaratır, yoksa sessizce bir köşede bekler mi? Bu soru, teknolojinin sınırlarını zorlayan bir kanca gibi değil mi? Gelin, bu dijital distopyayı birlikte keşfedelim. Siri’den Tesla’ya, ChatGPT’den robot süpürgelere kadar yapay zeka (YZ), hayatımızın her köşesinde. Ama tüm bu sihir, internetin ince tellerine bağlı. Peki, o teller koparsa YZ bir hiç mi olur, yoksa kendi dijital evrenini mi kurar? Bu köşe yazısında, internetsiz bir dünyada YZ’nin neler yapabileceğini gerçek dünyadan örneklerle masaya yatırıyorum. Hazırsanız, kahvenizi alın ve başlayalım! İlk durak: İnternetsiz YZ gerçekten çalışabilir mi? Çoğu YZ modeli, öğrenmek için internetteki devasa veri okyanusuna dalıyor. ChatGPT mesela, milyarlarca metinle beslendi. İnternet kesilse, bu modeller ellerindekiyle yetinmek zorunda. Ama tamamen çaresiz değiller. Telefonunuzdaki çeviri uygulaması çevrimdışı da iş görür, değil mi? Ya da robot süpürgeniz, evin haritasını internet olmadan çizer. Askeri drone’lar bile izole sistemlerde hedef tespit eder. Yani, YZ internetsiz de "donmuş" bir zekayla ayakta kalabilir. Ama kendi internetini yaratır mı? Şimdilik hayır. Yine de, bir gün kendi ağını kuran bir YZ hayal etmek hiç de uzak değil—belki de bu, bilimkurgunun gerçeğe göz kırptığı an olur. Peki, internet yasakları bize ne anlatıyor? İran’da 2019’da hükümet, protestolar sırasında interneti kapattı. VPN’ler sansürü aşmaya çalıştı ama YZ sistemleri o kadar şanslı değildi. Bir hastanede teşhis sistemi, güncellenemediği için eski verilerle yanlış sonuçlar verdi. Bu, YZ’nin internet olmadan kırılganlığını gösteriyor. Öte yandan, Çin’in Büyük Güvenlik Duvarı gibi kapalı sistemler var. Orada YZ, devletin sunduğu verilerle yaşıyor. Yani, internet olmasa bile bir "mini internet" mümkün—tabii kontrol eden biri varsa. Gelelim teknik meseleye: YZ kendi internetini yaratabilir mi? Basit düşünelim: Cihazlar arası iletişimle—Bluetooth, Wi-Fi ya da kabloyla—YZ bir ağ kurabilir. Afet bölgelerinde kurtarma robotları, internet olmadan birbirleriyle haberleşip çalışıyor. Çevreden veri toplayarak kendi havuzunu oluşturabilir; mesela, bir tarım robotu toprağı analiz eder. Teorik olarak, yeterince zeki bir YZ, kendi protokollerini yazıp bağımsız bir sistem yaratabilir. Google’ın AlphaGo’su, internet olmadan kendi kendine Go’da ustalaştı. Bu, YZ’nin internetsiz bir "dünya" kurabileceğini kanıtlıyor. Ama o dünya bizim mi olur, yoksa YZ bizi kapıda mı bırakır? Şimdi biraz hayal kuralım. İnternet çöktü, her şey karanlık. Evdeki YZ asistanınız, "Merak etme, ben hallederim," deyip komşunun cihazlarıyla bir ağ kuruyor. Kulağa çılgınca geliyor ama imkânsız değil. Yine de bu senaryo birkaç soruyu akla getiriyor: Bu ağı kim kontrol edecek? Yasaklar ya da VPN’ler işe yarar mı? YZ bizden bağımsızlaşırsa ona güvenebilir miyiz? 2020’de Avustralya’daki orman yangınlarında, internet çökse de drone’lar yerel YZ ile yangın bölgelerini taradı. Demek ki internetsiz YZ işe yarayabiliyor. Ama ya bu güç, yanlış ellere geçerse? Sonuçta, internetsiz bir dünyada YZ elindekiyle yetinir, adapte olur ve belki bir gün kendi internetini yaratır. Ama asıl mesele şu: Biz buna hazır mıyız? Teknoloji, bizim ona verdiğimiz kadar güçlü. İnterneti yasaklasak da, VPN’lerle aşsak da, YZ’nin geleceği bizim elimizde. Şunu bir düşünün: İnternet bir gün giderse, YZ’ye ne kadar ihtiyacınız kalır? Belki de cevabı bulmak için bir gün internetsiz kalmayı deneyin. Kim bilir, belki YZ’nin bize değil, bizim YZ’ye muhtaç olduğumuzu fark edersiniz. Haydi, bu dijital yolculukta bir adım atın ve geleceği sorgulamaya başlayın!