22 Aralık 2024, Pazar Yeni Haber
Haber Girişi : 19.09.2023

Kriz dönemlerinde borsa

Yaşadığımız son krizle beraber vatandaşların borsaya ilgisi de artmaktadır. Geçen sene bugünlerde borsada yatırımcı sayısı 2 milyon 633 bin iken, 15 Eylül 2023 tarihi itibariyle bu sayı 7 milyon 318 bin seviyesine gelmiş yani borsada yatırım yapan kişi sayısı son bir yıl içinde yaklaşık üç kat artmıştır. Bu artış hızının dünyada eşi benzeri bulunmamakta ve borsaya olan bu ilgi artışının nedenlerini incelemek, yatırımları daha bilinçli yapmamız açısından önemlidir.

Her türlü yatırım kararının temel motivasyonu yapılan yatırım sonucu kâr elde etmektir. Sermaye sahipleri, birikimlerini belli yatırım araçlarına yönlendirerek ileride yatırım yaptıkları tutardan daha fazlasını elde etmek ister. Birikimler, yatırıma yönlendirilmediği durumda enflasyon karşısında değer kaybeder ve satın alım gücü düşer. O halde yatırımların bir amacı da enflasyona karşı korunma ihtiyacıdır.

Yatırımları genel olarak reel (doğrudan) yatırımlar ve finansal (portföy) yatırımlar olarak iki grupta incelemek mümkündür. Bireyler bir yatırım yapma kararı alırken mevcut birikimleriyle en çok getiriyi sağlayacak olan araçlara yatırım yapmak isterler. Reel yatırımlar, yüksek sermaye gerektirdiğinden küçük yatırımcılar genellikle hisse senedi, tahvil, döviz mevduatı gibi portföy yatırımlarına yönelirler. Son dönemde yaşanan kriz ortamı ise bize geçmişten farklı olarak hisse senedi yatırımlarında sözünü ettiğimiz büyük ilgiyi beraberinde getirmiştir.

Yaşadığımız dönemin önceki kriz dönemlerinden en önemli farkı, Merkez Bankası’nın döviz ve faizi baskı altında tutarak, tahvil ve yabancı para tasarruflarının getirisini azaltıcı bir uygulamaya yönelmesidir. Bu da faize bağlı ve dolara bağlı menkul kıymetlere olan ilgiyi azaltmıştır. Geriye kalan en önemli yatırım aracı ise borsa olmuş ve Merkez Bankası’nın politika tercihleri sonucu borsaya talep güçlenmiştir.

Ancak hükümet politikaları ne kadar özendirici olursa olsun, bu kadar büyük çaplı bir yatırımcı ilgisini tek başına açıklayamaz. Yatırımcıları borsaya çeken temel etken son dönemde görülen şirket kârlarındaki artışlardır. Enflasyonist dönemlerde şirketler fiyatları daha serbest olarak artırabildiğinden genellikle şirketlerin gelir ve karlarında da artışlar olur ve bu da hisse fiyatlarını yükseltir. Dolayısıyla da özellikle küçük yatırımcılar için ‘borsadan para kazanmak‘ mümkün hale gelir.

Ülkemizde yaşanan enflasyonist süreç ve bu enflasyonla mücadele için alınacak ekonomik kararlar, borsanın izleyeceği seyri de doğrudan etkileyecektir. Şirketlerin kârlılıklarındaki artışların en önemli nedeni olan negatif reel faizden vazgeçilmesi durumunda kârlardaki artış hızının yavaşlaması beklenebilir. Ayrıca döviz kurunda yaşanacak bir artış şirketlerin maliyetlerini artırmakla kalmayıp, vatandaşların reel gelirini de düşürecektir. Ülkede gelirlerin düşmesinden ve faiz oranlarından her sektör eşit ve simetrik etkilenmez; hatta bazı sektörler kârlılıklarını daha da artırabilir.

Vatandaşların birikimlerinin değerini koruması güdüsüyle borsaya olan yatırımlarında bilinçli olması gerekir. Bilmeden atılan her adım büyük riskleri beraberinde getirir. Sürü psikolojisi ile yatırım yapmak yerine okuyup araştırmak başarı şansımızı da artıracaktır.

Yorum