02 Nisan 2025, Çarşamba Yeni Haber
Haber Girişi : 31.03.2025

MALTEPE’DEN SYDNEY’E

Dün Maltepe’den yükselen milyonu aşkın insanın sesine sanırım ilk katkı, 18 bin km. uzaktaki okyanus ötesi Sydney’den geldi…

Dün Maltepe’den yükselen milyonu aşkın insanın sesine sanırım ilk katkı, 18 bin km. uzaktaki okyanus ötesi Sydney’den geldi…

 

Sydney Town Hall (Belediye Binası) önünde düzenlenen “Türkiye’de Demokrasi ve Adalet” mitinginden, Nuran ve ben az önce sırılsıklam döndük eve…

 

Hayır polisin sıktığı su değildi bizi ıslatan; miting başında hafiften başlayıp giderek sağanağa dönüşen yağmurdu…

 

Yağmura rağmen insanlar meydanı terketmediler…

 

Mitingin sunucularından genç kızımızın konuşması hepimizi duygulandırdı:

 

“Türkiye’deki kardeşlerimiz

 o soğukta her akşam;

direnir ve üzerlerine tomalardan su sıkılırken,

ters kelepçe takılıp gözaltına alınırken,

coplanıp tekmelenir,biber gazına maruz kalırken,

İçeride işkence gördükleri dillendirilirken…

biz yağmurdan mı şikayet edeceğiz…

Hoş geldi,sefa geldi!..”

 

Eşim ve ben o kadar mutluyduk ki…

Neden mi?

Yıllardır bu eylemleri biz,bizim kuşak düzenlerken şimdi artık gençlerimizin düzenledikleri mitinglerin katılımcılarıydık…

 

Miting meydanındakilerin abartısız yüzde doksanı gençlerdi…

Büyük çoğunluğu da AKP iktidarı döneminde,

gelecekleri için bir umut göremeyip, yürekleri kan ağlaya ağlaya ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan beyin göçü gençleriydi…

 

Diğer sunucu gencimizin sözleri de yüreğimi sızlattı:

 

“27 yaşındayım ve yaşadığım sürece AKP iktidarından başka bir iktidar görmedim…

Gördüğüm,her geçen gün yıkıma sürüklenen bizim ve ülkemizin geleceğiydi!..”

 

Anlıyordum ki; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının geçersiz sayılması,tutuklanması bardağı taşıran damla olmuştu…

 

İnsanlar; 

hukuksuzluğa,

adaletsizliğe,

demokrasinin kırıntılarının da giderek yok edilmesine,

baskı ve zulme, 

hayat pahalılığı-yoksulluk ve işsizliğe, 

kayırma ve yolsuzluğa,

liyakatin ortadan kaldırılmasına,

vurgun ve talana,

eğitimin yerle bir edilmesine,

laikliğin yalnızca adının kalmasına,

tek adam rejimine…

artık yeter diyorlardı.

 

Bir konuşmacının seslenişi sadece üç sözcüktü:

“Yeter!Yeter!Yeter!…”

 

Türkiye’deki kardeşlerinin attıkları sloganları Sydney’de de haykırıyorlardı:

 

“Direne Direne Kazanacağız!”

“Kurtuluş Yok Tek Başına,

Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz…”

“Umuda Kelepçe Vurulamaz!”

“Hak Hukuk Adalet!”…

“Türkiye Laiktir Laik Kalacak!”

 

Söyledikleri marşlar duygularını dile getiriyordu:

 

“Yuh yuh

Yuh yuh soyanlara

Soyup kaçıp doyanlara

İnsana kıyanlara…

Yuh Yuh…

Kuvvetliyi tutup tutup

Zayıf ezmedim

Namussuza boyun boyun

Eğdim ise yuh

Yuh yuh…”

 

Haklı değiller mi?

 

Geçmişleri çalındı…

 

Cumhuriyetten bu yana büyük dedelerinden babalarına bu halkın alın teri göz nuru yaratılan tüm değerler haraç mezat satılmadı mı?…

 

Gelecekleri çalınmıyor mu?

 

Tarumar edilen,dibe vuran ekonomiyle, bırakın kendilerini, gelecekteki torunlarının bile üzerlerine ağır borç yükü yüklenmiyor mu?..

 

“İzmir’in dağlarında çiçekler açar” marşıyla da, bu ülkenin kurtuluş ve kuruluşunu gerçekleştirenlere minnetlerini de dile getiriyorlardı:

 

“Yaşa Mustafa Kemal Paşa 

  yaşa

  Adın yazılacak mücevher 

  taşa…”

 

Yaşayarak çok iyi anlamışlardı ki; demokrasi,adalet,hukuk yoksa; aydınlık bir gelecek de yok…

 

Görüyordum ki bedenleri burada olsa da yürekleri Türkiye için atıyordu…

 

Mitingin bitiminde attıkları sloganla da inanç ve umutlarını haykırdılar:

 

“Her Şey Çok Güzel Olacak!..”

 

Her şeyin çok güzel olacağı aydınlık bir Türkiye inancıyla kutluyorum bayramınızı…

 

Muammer Toprakcı

Yorum