26 Aralık 2024, Perşembe Yeni Haber
Haber Girişi : 20.01.2024

Seçimler Yaklaşırken Seçmen Tercihlerine Bakış –II

Geçen haftaki yazımızda, seçimler yaklaşırken seçmenlerin hangi unsurlara göre siyasi parti tercihlerinde bulunduklarını genel anlamda değerlendirmiştik.

 

Geçen haftaki yazımızda, seçimler yaklaşırken seçmenlerin hangi unsurlara göre siyasi parti tercihlerinde bulunduklarını genel anlamda değerlendirmiştik.

Bu hafta ise Türkiye özelinde bu faktörlerin seçmen tercihlerini nasıl şekillendirdiklerine değineceğiz. Öncelikle belirtelim ki bu yazıda sunacağımız bulgular, 2002-2018 dönemi arasında ülkemizde yapılan genel seçimlerin veri analizlerinden elde edilen sonuçlara dayanmaktadır. Bu analizlerin sunulduğu çalışmamız da uluslararası akademik bir dergide yayınlanmıştır.

Seçmenlerin büyük bölümü, belli bir partiye angaje durumundadır. Kuşkusuz angaje olmalarının temelinde sosyo-kültürel unsurlar vardır ancak seçmenler genel olarak sık sık parti değiştirmezler. Ülkemizdeki sonuçları incelediğimizde de bu durum teyit edilmiştir. Seçmenlerin parti parti farklılaşsa da yüzde 70- yüzde 90 arası bir önceki seçimde oy verdikleri partiyi bir sonraki seçimde de tercih etmişlerdir. Bu tür "parti bağlılığı”nın en yüksek görüldüğü parti AK Parti olarak gözlenmektedir. Diğer partilerde de benzer durum görülse de bu oran daha düşüktür.
Yine ülke düzeyinde parti performanslarının "geriye dönük oy verme” olgusunda önemli rolü olduğu görülmektedir. 2002-2018 dönemleri arasında AK Partinin oylarını artırmasının en temel nedeni olarak "ekonomik büyüme” olgusunun olduğu verilerce tarafımızdan tespit edilmiştir. Ekonomik konjönktör, bu partinin oyları ile çok yakından ilişkili olduğu görülmektedir. Ekonomik büyüme arttıkça AK Parti’nin oyları da artmış, büyüme hızı düştükçe oylar da düşmüştür.
Ancak ilginç olan nokta, gelir düzeyi ile partilerin oy oranları arasındaki ilişkidir. Gelirin artış hısı ile gelir düzeyi birbirinden çok farklı olgulardır. Gelir düzeyi, geçen hafta bahsettiğimiz sosyo-kültürel yapısal kırılmalarının önemli bir göstergesidir. Veri analizleri sonucunda ulaştığımız bulgu ise, gelir düzeyi arttıkça CHP’nin oylarının arttığı; AK Parti’nin ise oylarının azaldığı görülmektedir. Yani kısaca, göreceli olarak AK Parti "yoksulların”, CHP ise "zenginlerin” tercih ettikleri partilerdir.
AK Parti ile CHP arasındaki diğer bir kırılma unsuru eğitim düzeyidir. Okuma-yazma oranı düştükçe AK Parti’nin daha çok tercih edildiği görülmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça ise seçmen tercihleri daha çok sol partilere kaymaktadır. Düşük okur-yazarlık oranlarının oylarını artırdığı diğer bir parti ise HDP’dir. Özellikle Güney-doğu bölgesinin kırsal alanlarında HDP oylarıyla, düşük okur yazarlık arasında yüksek korelasyon gözlenmektedir. Benzer bir etkileşim ise terör olaylarında görülmektedir. Bulgularımıza göre, sanılanın aksine terör olayları AK Parti ve MHP’nin oylarını azaltırken, HDP’nin oylarını artırmaktadır.
Sosyo-kültürel faktörlerin başka bir unsuru olarak iç göç oranları analize dahil edilmiştir. İç göçler arttıkça AK Parti’nin oylarında bir artış söz konusudur. Özellikle göçlerin, Orta ve Doğu Anadolu’dan; Batı illerine doğru olduğu göz önünde bulundurulursa, buradan çıkan sonuç, göç edenlerin memleketlerinin popüler partilerine daha yakın oldukları yönündedir.
Ekonomide ve toplumda tarımsal üretim yapılarının hakim olması ise MHP’nin oylarını artırdığı bulgusu gözlemlenmektedir. Sanayi toplumu ve tarım toplumu dikotomisi çerçevesinde, tarım toplumunda öne çıkan sosyo-kültürel kırılmalar, özellikler MHP’nin daha çok tercih edilmesine neden olmaktadır. Bu arada belirtilmesi gereken bir gözlem, MHP ve AK Parti’nin seçmenleri arasında çok yüksek oranda benzerlikler olduğu ve iki parti arasında da oy geçişkenliğinin sıkça görüldüğüdür.
Türkiye geneli için seçmen tercihlerinin analiz edildiği bu yazıdan sonra, bir sonraki yazıda bölge bölge etkili olan faktörlere değinilecek ve son yazımızda da Ege Bölgesi ve İzmir özelinde bu faktörlerin ne derece, hangi parti üzerinde etki ettiği incelenecektir.

Yorum