Önceki aylarda www.seferihisar.com haber sitemizdeki "Ayaklı gazete” köşemizde yayınlanan bir yazının benzerini Seferihisar Tapu Dairesi için yazıyorum.Bir kurum düşünün… bazen on binler, bazen milyonlar değerindeki taşınmazlar için işlem yapılır. Alıcı ile satıcı memurlarla doğrudan yüz yüze gelir. Ama işler ağır gider. İşlerin ağırlığının yanında görevlilerin vatandaşa karşı davranışları da pek hoş değildir.Kurumun müdürü ise camekanla çevrili odası, personelinin vatandaşa karşı davranışlarını yakından görmesine fırsat verecek şekilde olmasına rağmen o pek müdahaleci olmaz.Özellikle de vatandaşın ‘odacı’ ile karşı karşıya kalmasına, bazen sert tartışmalar yaşanmasına seyirci kalır. Bunun nedenini durumdan yakınan pek çok vatandaş gibi ben de çözebilmiş değilim. Çünkü "duyduklarımın hiçbirisine, gördüklerinin de ancak yarısına inanılır” denir…Ben de gözümle görmediğim için duyduklarımın ancak yarısına inanıyorum.Birimdeki kilolu olan odacının adliye mübaşirleri gibi salonda var gücü ile vatandaşa bağırdığı, özel kişiliği gereği zaman zaman da azarladığı duyumlarını aldığımda bunun nedenini merak ettim. Karşıma türlü dedikodular çıktı.Bu dedikoduların aslını Müdür Bey’den öğrenmek istiyorum. Sayın Müdür Bey. Daireniz bünyesinde çalışan Mehmet ismindeki odacınız, alenen emlakçılık yapıyor mu, yapmıyor mu? Yapıyorsa bu işlemler bilginiz dahilinde midir? Yoksa odacınızın emlakçılık yaptığına ilişkin iddialar size kadar ulaşmadı mı?Bilmiyorsanız ben söyleyeyim. Ulamış mahallesinde on dönüme yakın bir taşınmazı satabilmek için odacınız bu araziye kaç kez müşteri götürüp gösterdi…Arzu ederseniz olayı görenleri veya duyanları size göndereyim…Evet, Mehmet adlı odacınız alenen emlakçılık yapıyor. Çünkü sizden güç alıyor. Çünkü siz, konuyla ilgili şikayetler aldığınızda, "Bu dairede bu odacımız olmazsa işler kesinlikle yürümez” savunması yapıyorsunuz. Bunu en başta bana söylediniz..Siz böyle davranırsanız, odacınız da hem emlakçılık yapar hem de vatandaşa bağırır ve azarlar… Vatandaş da sizin odacıyı koruyup kolladığınıza inanır, "Ne olacak… Bir masa bir mühür, al sana müdür” diye değerlendirme yapar…BİR ÇİVİBir kısım cılız ses, "Seferihisar’a iki yıldır bir çivi bile çakılmadı!” diyor. Şimdi Atatürk Caddesi ve ilçe meydanı yeniden düzenleniyor. Aynı cılız ses, "Bu çalışmalar ne zaman bitecek? Halimiz harap” diye yakınıyor. Neyse ki cadde ve meydandaki çalışmalar 11 Eylül’e kadar bitecek ve açılış yapılacak. Aslında çarşı içerisinde esnafın yakınmasında haklılık payı var.Çünkü bir caddedeki çalışmaların 3 ay uzaması, elbette işyeri sahipleri açısından hiç de kolay kabullenilebilecek bir durum değildir…Ama cılız seslerin kent yenilemesinde gerekli olan böyle bir çalışmadan yola çıkarak olayı siyasallaştırmasını da sağduyu sahiplerinin kabul edebileceğini hiç kimse beklememelidir.Bu süre içinde çarşı merkezinde işyeri bulunan esnaf kadar araç sürücüleri de zor günler geçirdi ve geçiriyor da…Ancak esnaf ve araç sürücüleri kadar, hatta daha fazla cefa çeken, günlerini stres içinde geçiren bir kesim daha var.Trafik memurları…Bu arkadaşlar yaz mevsiminin tam ortasında, sıcağın altında akşama kadar görev yaparken caddedeki çalışmalar nedeniyle araç sürücülerini yönlendirmekte zorluk çekiyorlar. Umarım Belediye Başkanı Tunç Soyer de bu durumu görür ve 11 Eylül’de açılış yaparken birer teşekkür plaketiyle bu trafik kahramanlarının da gönlünü alır. mustafakarabulutyenihaber@gmail.com