Önceki gün Seferihisar belediye kültür merkezinde İlçe tarımının vizyon ve misyonu konulu yapılan konferansa çok sayıda tarım üreticisi katıldı. Bu çok sayıdaki katılım sevindirici ve umut vericiydi.Eleme sistemi ile yapılan anket türü öneri elemelerinde öncelikli olan konular önümüzdeki günlerde belediye başkanlığı ve kaymakamlık düzeyinde tarımın sorunları masaya yatırılıp çıkış yolları bulunacağa benziyor.Oturuma katılanların başlıca temennileri mandalinayı markalaştırmak ve şaraplık üzümü bölgede oluşturulacak şarap fabrikası ile şarabın markalaşmasını sağlamaktı…Bunları yapabilmek için de tabii ki kooperatifleşmek, yani üreticiyi tek çatı altında toplayarak tek sesliliğe dönüştürmek…Buraya kadar her şey iyi ve gayet yapılabilecek önerilerdi bunlar. Ancak burada benimde önemle üzerinde durulması gereken bir önerim olacak.Bu örgütlenmenin başında belediye başkanlığı ile Kaymakamlığın mutlaka yer alması ve öncülük etmesi gerekir.Neden mi?Geriye dönüp son otuz yılımızı bir gözden geçirelim…Tarımsal örgütlenmede Sefeko ve Ulamış kooperatiflerinin şu anki durumu adeta içler acısı…Üç beş yıl önce oluşturulan Seferihisar mandalinasının tanıtım ve pazarlanmasında öncülük yapacak bir gurup üretici bir araya gelmişti. Şu an nerede onlar? Konusuyla ilgileri var mı? Hiç sanmıyorum.O günlerdeki heyecanla başladı ve günümüze hüsranla bitti…Peki, belediyeden iki Kaymakamlıktan da iki görevli bu işlerin başında olsaydı böyle olur muydu? Olmazdı.Neden?Birincisi Devlet ikincisi Belediye… Her iki makam da verilecek görevi sonuna kadar yerine getirebileceği için…Neden?Her an başlarındaki amirlerine hesap verme zorunlulukları olacağı için.Neden?Üretici her istediği zaman istediği bilgiyi anında alabileceği için.İşte o zaman üreticide güven olur, birlik beraberlik olur. Güven olduğunda da başarı olur…BELEDİYE MECLİSİ ÜYELERİNİN YEMEĞİ…Seferihisar belediye meclisinde görev alan AKP, CHP ve ANAP’lı üyeler bir aralarındaki dostluğu geliştirmek ve kaynaşmak amacıyla yemekte bir araya gelmişler.Seçim sürecinde birbirleri ile kıyasıya rekabete giren üyelerin meclis dışında da buluşmaları aslında güzel…Aynı topraklarda büyüyen, aynı havayı soluyan, aynı suyu içen insanlar siyasi farklılıklar nedeniyle yıllarca düşman kamplara ayrıldı.Genel veya yerel iktidara bir yerlerinden yapışmak isteyenler, partiler arasındaki gerilimi sürekli artırdı, kardeşi kardeşe düşman hale getirdi.Ortadoğu emellerini gerçekleştirmek için Türkiye’nin üniter yapısını bozmak, milleti birbirine düşürmek isteyenlerin oyunları da buna eklenince, ülkemiz baş ağrısından kurtulamadı.Bu kadar genel bir bakışın yanında Seferihisar’daki kaynaşmayı, bir nokta gibi de görsek güzel karşılamak gerekir…Ama…Bir partinin ardında seçimde 2500, diğerinin ardında 4900, yönetime gelen partinin ardında da 6900 seçmen durdu.Keşke bu yemek, gizli kapaklı bir havada yapılıyor izlenimi doğurmasaydı.Keşke iki kare fotoğraf çektirilip gazetelerde yayınlanması sağlansaydı.O zaman seçim öncesinde ortamı germek için tezgah üstüne tezgah düzenleyenlerin oyunları da artık tamamen bozulmuş olurdu.Barışa ve kardeşliğe hizmet suç değil… Bir araya gelme hiç değil. O halde şeffaf ve açık olun…Bu birlik ve beraberlik fotoğraf karelerine geçseydi ve sizlere oy verip oralara getiren seçmenlerimizde bu kareleri görseydi fenamı olurdu…Sözüm ne AKP belediye meclisi üyelerine nede ANAP’lı meclis üyelerine.Sözüm bu beraberliğe öncülük eden ve basını seçilinceye kadar kendilerine araç seçildikten sonra da fotoğraf karelerinden uzak durmak isteyen, üstelik de seçildikten sonra kendilerini göklerde görmek isteyen CHP’li bazı belediye meclisi üyelerine…