Atçalı Kel Mehmet’i bilirsiniz. Osmanlı’nın artık kendini yönetemez duruma düştüğü dönemde dağa çıkan zeybeklerden birisidir. Her ne kadar zalimlere başkaldırdığı, zenginden aldığını fakire verdiği söylense de sonuçta bir isyankardır.Aydın Valiliğini basar, kendisini vali ilan eder. "Vilayetin valisi, devletin hademesi” diye de bir mühür bastırıp ahaliden topladığı vergilerin bir kısmını saraya gönderir, aslan payını ise kendisine bırakır. Kendi yasaları dışında ne kanun ve emir tanır.Seferihisar’ın Orhanlı köyünde de bize Atçalı Kel Mehmet’in uygulamalarını hatırlatan ilginç olaylar yaşanıyor.Devletin, kaymakamın sözünün geçmediği bu köyde köy ihtiyar heyeti, kendisini Büyük Millet Meclisi yerine koyup kararlar alıyor.Muhtar Mehmet Şükrü Ener ve kendisine bağlı ihtiyar heyetinin aldığı kararların başında bazı evraklara ‘imza atmak’ ve ‘mühür basmak’ için vatandaştan para alınması geliyor. Bunun için de ‘rayiç bedel’ belirleniyor.Köyün yerleşim alanında kalan ve imar planlarına uygun şekilde inşa edilen bir konuta elektrik bağlanacağı zaman, TEDAŞ vatandaştan, binanın yasalara uygunluğunu belirten muhtarlık onaylı bir yazı getirmesini ister.Orhanlı muhtarlığı ise prosedür gereğince atılacak imza ve basılacak mühür için vatandaştan 500 Lira, yani eski parayla 500 Milyon Lira ister. Parayı vermeyene de onaylı evrak verilmez, vatandaş elektriğini bağlatamadığı için karanlıkta kalır.Celal Moralı adlı bir vatandaşımız da bu köyde uygulanan ‘Atçalı Kel Mehmet uygulamalarının mağdurlarından birisidir.Celal Moralı, 20 yıl önce bu köyde imara uygun, yasal koşulları taşıyan bir ev yapar. Ancak daha sonra köyden ayrılır, yaşamını köy dışında sürdürür. Daha sonra köyüne döner ve evine elektrik bağlatmak ister.Başvurduğu TEDAŞ’ta kendisine muhtarlıktan, "Bu ev köyümüz imar planına göre yapılmıştır ve bu vatandaş köyümüzün sakinlerindendir” şeklinde bir yazı getirmesini istenir.Moralı muhtarlığa müracaatında bu belge karşılığında 500 lira vermesi gerektiği söylenir. Gerekçe olarak da köy ihtiyar heyetinin aldığı karar gösterilir…Celal Moralı Seferihisar kaymakamlığından aldığı yeşil karta muhtaç, iki çocuğu okula giden yoksul bir vatandaştır. Çaresiz bir şekilde kaymakamlığa başvurur. Fakat Atçalı Kel Mehmet nasıl sarayı tanımazsa Seferihisar Kaymakamlığı’nın uyarı, telkin ve emirleri de muhtarlık için geçerli değildir.Muhtar, "Bizim bu parayı almamız lazım. Köy ihtiyar heyetinin aldığı kararını delemeyiz” diyerek kaymakamlığa direnir. Aslında köy ihtiyar heyetinin böyle bir karar alması yasal değildir. Buna rağmen muhtarlık 500 lira almadığı için bu aile altı aydır karanlıktadır. Bazı günlerde komşularının elektriğinden yararlanmak zorunda kalmaktadır.Şimdi Kaymakam Bey’e soruyorum! " Kaymakam Bey! Orhanlı muhtarlığının böyle bir konuda para alması yasal mıdır? Köy ihtiyar heyeti böyle bir karar alabilir mi?” Konunun yasal veya yasal olmamasını bir yana bırakıp Seferihisar’ın Orhanlı köyü muhtarına da soruyorum. " Sayın Muhtar Mehmet Şükrü Ener, bu ailenin iki küçük çocuğu var. Çocuklardan birisi anaokuluna diğeri ilköğretim okuluna gidiyor. Ailenin de hiçbir sosyal güvencesi yok. Seferihisar Kaymakamlığı’nın yardımı ve devletin yeşil kart olanakları ile ayakta durabiliyor. Be muhtar… Atçalı Kel Mehmet, bir isyankar olsa da hiç değilse fakir fukaraya sahip çıkar, onlara ev yapar, çoluk çocuklarını evlendirirdi. Siz muhtar olarak köyünüzdeki yoksul insanlarına kucak açacağınız yerde yaşamlarını karanlıkta sürdürmelerine yol açıyorsunuz. Buna vicdanınız nasıl el veriyor?”Yok yok, burada bir yanlışlık var! Ya yanlışlık ya da vicdansızlık…Ya da muhtarlık kendisini Seferihisar’ın Akçalı Kel Mehmet’i ilan etmiş. Yani vicdanı bir kenara iterek yasaları, kanunları tanımaz olmuş. Hizmet yerine de parayı ön plana almış…Yazık ve sadece yazık… Söz geçiremeyen devlete de yazık…