1900’lerin başına gitsek, 85 milyonu kurtaracak bir kahraman beklemek makul bir durumdu. Şansımıza bu coğrafyada öyle bir kahraman da doğdu.Bu zorlu coğrafyada sayesinde gözyaşı dökmeden; Fransız ihtilalindeki gibi ağır bedeller ödemeden demokratik bir cumhuriyetin bireyi olduk… Sayısız devrimle 100 yılımızı kurtardı o kahraman.Ama artık yıl 2023. O beklediğimiz kahraman hiçbir zaman gelmeyecek. Bu yüzyılın kahramanı, doğru örgütlenmiş siyasi bir taban hareketidir.Türkiye yaş ortalamasıyla yüzlerce parti lideri, kurmay çıkarma potansiyeline, muazzam kaynaklarıyla kişi başı milli gelirini dörde beşe katlama potansiyeline sahip bir ülke.Talihsizliğimiz ise gönül verdiğimiz siyasi partiler bu potansiyelleri ortaya çıkarmaktan çok uzak.Bir siyasetçi resmi çiz deseler, göbekli, bıyıklı, 55 yaş üstü bir amca çizerdiniz değil mi? Akıllara genç bir siyasetçi ya da kadın gelmez…İsmini hatırlayamadığım bir yazar şunu demişti: "Bu kadar erkeğin bir yere tıkılıp akşama kadar kavga etmesi, farkında olmasalar da onlara verilen en büyük ceza” 🙂PEKİ NEDEN BÖYLE?Çünkü, elindeki imkanlarla yaklaşık bin kişilik delegasyonu yönlendiren bir yapı mevcut. Biz sadece figüranız.Seçim sonuçlarına niye şaşırıyoruz ki…Delege ağalarıyla kuşatılmış, antidemokratik bir siyasi partiye kim hangi ekibiyle gelirse gelsin sonuç üç aşağı beş yukarı bu olur. Boşuna kahraman aramayın. "X gelip partiyi kurtaracak” diyenlere gülüp geçin.NASIL DÜZELİR?Gerçek kahraman, doğru şekilde bir araya gelecek onbinler, yüzbinler olacak. O taban kendi arasından zaten doğru kişiyi bulacak.Gelişmiş ülkelerde sabah akşam yapay zeka tartışılırken, basit bir yazılım geliştirerek milyonlarca üye karar süreçlerine dahil edilmelidir. Bu sistemi kurmayan, bu saçma delege sisteminde ısrar eden siyasiler bilin ki mevcut iktidar düzeninin devamına razı gelmekte.Yazının başında bahsettiğim son kahramanın en büyük emanetine zeval getirmemek istiyorsanız demokratik tüzük devrimini hemen gerçekleştirip en kısa sürede adını duymadığımız yeni liderleri keşfetmeli, 2024 seçimlerine böyle girilmelidir.Mevcut kadroların değiştiğine seçmenini ikna edemeyenler için esas bu kış ağır geçecek. "Süreyya Hanım’ın müthiş değişimi”ni Google’dan ararsanız, öyle bir değişimden bahsetmiyorum.Tabii ki değişimin önünde kimse duramayacak. Bu devrim yaşanacak! Yaşayana kadar kaç seçim kaybedilecek, esas mesele bu.Yılgınlığa düşmeden, Mevlana’nın dediği gibi: "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım”.