05 Ocak 2025, Pazar Yeni Haber
Haber Girişi : 2.01.2025

Sosyal medyanın psiko-sosyal etkileri

Prof. Dr. Mehmet Karaçuka yazdı

Çağımızın her şeyi hızla tüketme mottosu yaşam tarzlarımızı, sağlığımızı, düşünce yapımızı kısacası kişilik ve benliğimizi derinden etkiliyor. Sosyal medya bu konuda bize büyük bir kolaylık sağlıyor hızlı tüketim açısından. Ayrıca sosyal medya kullanımı, özellikle beynimizdeki dopamin salgısı üzerinde önemli bir etkiye neden oluyor ve bu da bir çeşit doğamın bağımlılığına neden oluyor. Sosyal medyada bir gönderinizin beğenilmesi veya yorum alması, beyinde dopamin salgısının artmasına neden olmakta ve bu da haz ve zevk hissi vermektedir. Ancak bu zevk ve haz anlıktır, kısa sürede işlevini kaybetmektedir ve bizi yeniden bu hazzı elde etme arayışını iter. Kullanıcılar bu kısa süreli ödül sisteminden dolayı platformlara daha sık ve uzun süreli bağlanırlar.

Sosyal medya kullanımı ile sürekli dopamin salınımı, dikkat süresinin kısalmasına ve dikkat dağınıklığına yol açabilir. İnsanlar, sosyal medya kullanırken daha kısa sürelerde bir şeylerden tatmin olmaya alışır. Sanal dünyadan alınan dopamin, gerçek hayatta daha az tatmin edici aktivitelerden zevk almamıza neden olabilir, çünkü beynimiz sürekli yüksek dopamin seviyelerine alışır.

Sosyal medyanın diğer bir psikolojik etkisi ise sosyal onay ihtiyacıdır. Sosyal onay, bireylerin başkaları tarafından kabul edilme, takdir edilme ve değer görme ihtiyacını ifade eder. Sosyal medya, bu ihtiyacı tatmin etme yollarından biri haline gelmiş, ancak aynı zamanda sosyal onay arzusunu da büyük ölçüde artırmıştır. İnsanlar, sosyal medyada kendilerini başkalarıyla karşılaştırır. Bu karşılaştırmalar, sosyal onay ihtiyacını tetikleyebilir, özellikle de başkalarının başarılarını veya popülerliğini görmek, kişisel tatmin ve onay ihtiyacını artırabilir.

Sosyal onay arayışı, özellikle yeterince beğeni veya yorum alınmadığında, kişisel değersizlik hissi, kaygı veya depresyon gibi olumsuz psikolojik etkilere neden olabilir. İnsanlar, daha fazla sosyal onay almak için çeşitli davranışlar sergileyebilirler; örneğin, sürekli olarak içerik üretmek, kendilerini olduğundan farklı göstermek veya popüler trendlere uymak gibi davranışsal öğeler sıkça görülmektedir. 

Sosyal medya, bireylerin doğrulanma ihtiyacını karşılamada da önemli bir rol oynar. Bu ihtiyaç, bir kişinin kendi değerinin ve varlığının başkaları tarafından onaylanma gereksinimini ifade eder. Doğrulama yanlılığı, bireylerin mevcut inançlarını veya hipotezlerini doğrulayan bilgileri arama, yorumlama, tercih etme ve hatırlama eğilimidir. Sosyal medya platformları, çeşitli mekanizmalarla bu bilişsel yanlılığı oldukça artırır. Bunların başında “Algoritmik Filtreleme” uygulamaları gelmektedir. Sosyal medya algoritmaları, kullanıcıların geçmiş davranışlarına, beğenilerine, paylaşımlarına ve araştırmalarına dayanarak onlara uyumlu içerikler gösterir. Bu, kullanıcıların sadece mevcut görüşlerini destekleyen bilgilere maruz kaldığı “filtre balonları” oluşturur, böylece doğrulama yanlılığını pekiştirir. Bunun sonucunda ise “Yankı Odaları” oluşur. Kullanıcılar genellikle benzer görüşleri paylaşan hesapları takip eder veya onlarla etkileşime girer. Bu kendini seçme, aynı görüşlerin tekrar tekrar yankılandığı yankı odaları oluşturur, bu da bireylerin inançlarını derinleştirir ve karşıt kanıtlara maruz kalmalarını engeller. Sosyal medya üzerinden doğrulama yanlılığının pekiştirilmesi, toplumda kutuplaşmayı artırabilir, çünkü insanlar görüşlerinde daha fazla saplanır, alternatif perspektiflere daha az açık olurlar ve dünyayı siyah-beyaz görmeye başlarlar.

Kuşkusuz bilinçli kullanıldığında sosyal medyanın hepimize faydası olabilecek bazı mekanizmaları da vardır. Bilgi edinmede sağladığı kolaylıklar, topluluk aidiyeti ile sosyal sorunlar hakkında kendini ifade etme, iş ve mesleki bağlantılar kurma, farklı insanlarla kültürel etkileşim gibi çok sayıda faydası da sayılabilir. Ancak bu faydalar,  yine de dengeli bir kullanım gerektirir. Her bireyin sosyal medya kullanımını, kişisel ve toplumsal refaha katkıda bulunacak şekilde yönetmesi önemlidir.

Yorum
  • Yakup Alper Varış 3 gün önce
    Sayın hocam çok değerli bir yazı kaleme almışsınız. İçtenlikle kutluyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Sosyal medyanın birey açısından ortaya çıkardığı en kritik psiko-sosyal etkinin, sosyal karşılaştırmaya yol açarak özsaygı kaybı ve benlik algısında bozulma olduğu söylenebilir. Bireyin başkalarının hayatlarını kendi yaşamıyla kıyaslayarak yetersizlik hissine kapılması sonucunda özgüveninde azalma, bir şeyleri kaçırmanın korkusu ve bağımlılık gibi sorunları baş gösterebilir. İnsan hayatındaki en önemli kavramlardan biri olan denge, sosyal medyayı kullanırken de gereklidir. Yanısıra sosyal medyayı bilinçli kullanan bireylerde olumsuz etkiler daha az görülecektir.