Her insanın gönlünde bir uhde yatar. Bu, bazen kişisel isteklerimizle bazen de bulunduğunuz çevrenin beklentileriyle ilgili olabilir.Hele bir de gazeteci olarak o dilekleriniz toplumu ilgilendiriyorsa siz de yıllarca yazar durursunuz. Yine de gerçekleşmezse içinize derin bir hüzün çöker…Tam 23 yıl önceydi…Belediye başkanlığına aday olan Etem Çalış, seçim beyannamesini hazırlıyordu. Ben de kendisine fikirlerimi söylemiş, Sığacık Taşdibi kavşağının yapılmasını istemiştim. Etem Çalış da seçim beyannamesine, "Seferihisar halkı bizi bu göreve layık görürse, ölüm kavşağı diye anılan Taşdibi kavşağında düzenleme yapılacak” demişti.Çalış, ikinci kez aday olduğunda da görev süresinde yapamadıklarının arasına Taşdibi kavşağını almış, "İkinci dönemde bana bu görevi verirseniz Taşdibi kavşağını yapacağım” demişti.Daha sonra belediye başkanlığına seçilen ve görevini iki dönem sürdüren Hamit Nişancı zamanında Taşdibi kavşağının haberini yapmıştım.Nişancı da o yıllarda fen ve imar müdürlüğü görevinde olan bürokratını işaret ederek, "Halil Balta’ya talimat verdim hem Taşdibi kavşağı hem de Akarca kavşağı hemen yapılacak” demişti.Ama aradan yıllar geçmesine rağmen o da sözünü yerine getirmedi.Başkan Tunç Soyer, Taşdibi kavşağı konusunda hiç vaatte bulunmadığı halde başkanlık görevini üstlendikten kısa bir süre sonra ‘ ölüm kavşağı’ olarak anılan Taşdibi kavşağınıyaptırdı. O kavşakta iki yıldır ne maddi ne de ölümlü kaza oluyor…TEOS:Teos konusunda da 30 yıldır haber yaparım. Tarihi zenginliğimiz olarak ilçemizin hazinesi niteliğinde olan Teosiçin neler yazdım neler…Ama 31 yıllık gazetecilik yaşamımda hiçbir belediye başkanının mecbur kalmadıkça Teos’a gitmediğine de tanık olmuştum.Sığacıkkalesinin içi de aynıydı. Şimdi ilçemizde düzenlenen etkinliklerin tamamına yakını kalenin içinde yapılıyor. Gelen ziyaretçiler de Sığacık kalesini gıptayla geziyor…Son olarak ilçede kabusa dönen imar konusu da aynıydı…Hiç unutmayacağım! Geçtiğimiz hafta Tunç Soyer ile sohbetimizde "Sevgili başkan imar durumlarının düzelmesiyle hem arsa mağdurlarının mağduriyeti giderildi, hem de belediyeye imar harçlarından dolayı iyi para girecek” dedim.Tunç Soyer aynen şu cevabı verdi: "Mustafa Bey, belediyenin alacağı parayı bir kenara bırakalım. İmkanım olsaydı da o paraları ben kendi cebimden verseydim, o insanlar mağdur olmasaydı…İnanın geceleri uykularımın kaçtığı oluyordu. Ben sorunun aşılmasına arsa mağdurlarından daha çok sevindim.”Bu cümle beni gerçekten duygulandırdı.Hayırsever işadamımız Necat Hepkon’un heykeli konusu da aynı. Olayı gazetemizde haber yaptıktan sonra hemen harekete geçildi. Duyduğuma göre de heykel tamamlandı ve 11 Eylül’de açılışı yapılacak.Burada Tunç Soyer’den ricam Hepkon’un heykelinin dikileceği alanın ilçenin en merkezi yerinde olmasıdır.Kamu adına isteklerimiz başta belediye başkanlığı olmak üzere tüm idarecilerden bundan sonra da olacaktır.Ancak, Tunç Başkan’dan bir isteğim daha var…Yine Etem Çalış dönemiydi…O günlerde Hıdırlık mahallesinden onlarca çocukla birlikte levhalar yaptırmıştık. Çocuklar, "Mahallemize park istiyoruz Etem Amca” yazılı pankartlarla isteklerini dile getirirken ben de haberi yapmıştım.Etem Çalışhaberimizin ardından çocukların bu isteğini yerine getirmek için çok uğraştı ama o yıllardaki bazı meclis üyelerinin ayak oyunları nedeniyle bu talebi yerine getiremedi.Etem Çalış’ın önerdiği parsel yerine başka bir parsel park alanı ilan edilince, Hıdırlık mahallesinintam ortasında kalan bir dönümlük alan, planda park ve çocuk oyun yeri olarak gösterilmesine rağmen bir türlü yapılamadı.Geçtiğimiz yıl hayırsever iş adamımıza konuyu aktardığımda, "Belediye arsayı istimlak etsin, çocuk oyun parkına ne gerekirse ben yaptıracağım” sözünü verdi.Evet: İsteklerimiz bitmez ama Sayın Tunç Soyer’den bu park yerinin bir an önce istimlakının yapılarak park ve çocuk oyun alanı yapılmasını istiyoruz.İsteğimiz mahalle çocukları ve gençlerimiz için… On yıllardır sürüncemede kalan bu hizmeti de istiyoruz Başkan Tunç Soyer’den…