Yumurta, dünyada en ucuz protein kaynaklarından biri olarak bilinir ve bu özelliğiyle hem tüketiciler hem de üreticiler için ekonomik bir seçenek sunar. Son haftalarda, temel gıda ürünlerinden biri olan yumurtanın fiyatlarında büyük bir artış yaşanıyor. Kuş gribi gibi söylentilerin ardından gelen zamlar, vatandaşları zor durumda bırakıyor. TÜİK verilerine göre, Eylül ayında yumurtalara %34 oranında zam gelmiş, Ekim'de bu oran %1,7 düşmüşken, son üç haftada fiyatlar tekrar %20'nin üzerinde artmıştır. Türkiye'de yumurtacılık sektörü, üretim kapasitesi ve ihracat potansiyeli ile önemli bir yere sahiptir. Ancak son dönemde, fiyatlar üretim maliyetleri, arz-talep dengesi ve ekonomik faktörlerle açıklanamayacak şekilde sürekli artış göstermektedir. Bu artışların nedeni tam olarak üretimdeki veya girdi maliyetlerindeki artışlarla açıklanamıyor. Örneğin, bir ay önce 120 TL olan 30'lu yumurta kolisi şimdi 150 TL'ye kadar çıktı. TÜİK'in 2024 Ekim ayı raporlarına göre, tavuk yumurtası üretimi Ocak-Ekim döneminde bir önceki yıla göre %4,5 artmış durumda. Bu artış, yumurta sektörünün istihdam sağlama, tarımsal üretimi destekleme ve sağlıklı beslenmeye katkı sunma rollerini de etkiliyor. 2024 yılında, 1 adet orta boy yumurtanın üretim maliyeti 1 lira 7 kuruş olmasına rağmen, üreticiler bu yumurtaları genellikle 1 TL'nin altında satmak zorunda kalıyor. Yumurta üretimi Türkiye'de özellikle Afyonkarahisar, Manisa, Balıkesir, Denizli ve Ankara'da yoğunlaşmış. Afyonkarahisar, tek başına ülkenin yumurta üretiminin %25'ini karşılarken, Manisa ve diğer iller de önemli üretim merkezleri olarak öne çıkıyor. Yıllık 19-20 milyar adet yumurta üretiliyor, bu da günlük 85-90 milyon adet yumurta anlamına geliyor. Yaklaşık 110 milyon yumurta tavuğu bu üretimi gerçekleştirirken, 1100 ticari işletme ve 3000 kümes kapasite kullanım oranını %85-90 arasında tutuyor . Üretim kapasitesi açısından oldukça güçlü hatta ihracat gelirlerine de katkıda bulunan yumurtacılık sektöründe arz ve talep açısından son dönemdeki fiyat artışlarını açıklayabilecek bir neden görünmediğini söyleyebiliriz. her ne kadar yıl başından itibaren yem ve ambalaj fiyatlarında önemli artışların bir kısmı son dönemde fiyatlara yansımış olsa da, temel sebep piyasanın rekabetçi yapısından, özellikle monopsonist yapısından kaynaklanabileceğini de ifade etmek gerekiyor. Türkiye'de büyük zincir marketler, yumurta piyasasının neredeyse tamamını kontrol eder. Bu marketler, hem üreticilerin hem de tüketicilerin fiyatları üzerinde büyük etkiye sahip. Bu marketler, üreticilerden aldıkları yumurtaları satarken, hem alış hem de satış fiyatlarını kendileri belirlerler. Bu durum üreticilerin piyasada daha düşük kar marjlarıyla çalışmasına neden olabilir. Marketler, ayrıca üreticiler arasındaki rekabeti artırarak alış fiyatlarını daha da aşağı çekebilme gücüne sahiptir. Böyle bir piyasa yapısında üreticiler, maliyetlerin yüksek olduğu dönemlerde ürünlerini maliyetinin altında satmak zorunda dahi kalabilir, bu da uzun vadede küçük üreticilerin piyasadan çekilmesine veya iflasına yol açabilmektedir. Ayrıca, zincir marketlerin WhatsApp grupları gibi platformlarda fiyatları ortaklaşa belirlediği durumlar da ortaya çıkmaktadır ve Rekabet Kurumu, zincir marketlerin fiyat manipülasyonu yapıp yapmadığını incelemiş ve bu marketlerin fiyatları ortaklaşa belirlediğine dair iddiaları araştırmıştır. Marketlerin üretici ve tedarikçilere karşı pazarlık gücü, fiyatları ve kar marjlarını kontrol etme yeteneklerini artırırken, üreticiler için dezavantaj yaratır. Sonuç olarak, zincir marketler yumurta fiyatlarında önemli bir rol oynadığını ve bu durumun üreticilerin kâr marjlarını düşürüp, rekabeti bozabileceğini ve tüketicilerin adil fiyatlarla ürünlere erişmesini zorlaştırabileceğini söylemek yerinde olur. Bu nedenle, piyasanın daha dengeli ve adil bir yapıya kavuşması için düzenleyici kurumların ve devletin müdahalesi gerekebilir.