27 Aralık 2024, Cuma Yeni Haber
Haber Girişi : 12.02.2022

99.Yılında Mübadele ve Mübadiller

Lozan Görüşmelerinin başlamasından sonra Yunanistan ile Türkiye arasında 30 Ocak 1923’te yapılan “Mübadele Anlaşması”nın 99.Yılı etkinlikleri çerçevesinde Türkiye ve İzmir’de birçok etkinlik yapıldı.

Mübadele iki taraflı nüfus değişimini amaçlayan ve zorunlu göçü kapsayan bir anlaşmaydı. Türkiye’deki yaklaşık 1.200.000 Ortodoks Rum ile (İstanbuldakiler Hariç) Yunanistandaki yaklaşık 500.000 Müslümanın değişimi söz konusuydu. Yani 1923 koşullarında neredeyse 2 milyon insanın hayatı köklü şekilde değişmişti ve bu karar insanların kendi tercihi değil 2 devletin anlaşması ile alınmıştı.

Peki neden? Yani 2 milyona yakın insan doğduğu, büyüdüğü  ata topraklarından neden ayrılmak ve köklerinden, evlerinden kopmak zorunda kaldılar?

Çünkü yeni çağın devlet modeli ulus-devlet modeliydi ve ulus kültürel yönleri ile birbirine benzeyen bir toplum olarak düşünülmekteydi, içeride mümkün olduğunca az “öteki” bırakmaktı. Öteki bizden olmayandı ve burada ulus-devlet kurulurken “biz” ilginç bir şekilde “aynı dinden olanlardır. Ortodoks olan Karaman Türkleri veya Gagavuzlar Yunanistan’a, Yunanistandan da Türklerin yanısıra Pomak ve Arnavutlar da Müslüman olduklarından dolayı Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar.

Gidenler ve gelenler geride acı hatıralar bırakırken aynı zamanda yeni topraklara yeni umutlar taşıdılar. Mübadiller gidenlerin evlerine yerleştiler, topraklarını işlediler ama yeni bir hayat kurmak hiç kolay değildi.

Çağan Irmak’ın “Dedemin Insanları” filmi aslında hem mübadillerin hem de muhacirlerin hepsinin hikayesi…

Ben de bir Balkan muhaciriyim ve mübadele ile evini terk eden Rumların boşalttığı Aydın’daki bir köyde bir Rum evine yerleşmiş Kosovalı bir muhacirin torunu olarak Tarih bilimine ilgi duydum. Dedemin Kosova ve göç hikayeleri ile büyüdüm. Her vatan dediğinde Mustafa Kemal Atatürk’e sevgisi ve minnettarlığını gözlerinin dolmasından anlardım. Kosova’da bıraktığı evi anlatırkenki özlemi beni derinden etkilemişti.

Seferihisar’da başta Girit olmak üzere Adalardan ve Selanik başta olmak üzere birçok Balkan kentinden göçmenler yaşıyor. Bu topraklarda yeni bir hayat kurmuş olan mübadil ve muhacirler ata topraklarını elbet merak ediyor ve belki bazıları gidip görmüş de olabilir oraları.

Savaşların sona ermesi ve insanların  doğduğu büyüdüğü topraklarda barış içinde mutlu bir hayat sürmesi en büyük dileğim.

Bu arada Seferihisar’da mübadil ve muhacirlerin güçlü bir Sivil Toplum Örgütü kurmasının zamanı gelmedi mi?

Yorum

Diğer Yazarlar