17 Aralık 2024, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 2.12.2024

Almanya’da Volkswagen Krizi ve Önemi

Almanya’nın otomotiv sektörü ciddi sorunlarla karşı karşıya. Yüksek üretim maliyetleri, düşen talep ve artan rekabet, sektörün en büyük endişeleri arasında yer alıyor.

Özellikle Çin gibi ülkeler, daha düşük maliyetlerle üretim yaparak ve teknolojik olarak rekabetçi otomobiller üreterek,   Alman ve Avrupalı otomobil üreticileri için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Çin ile ticari ilişkiler, Alman otomotiv sektörü için kritik bir öneme sahip. Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz gibi üç büyük Alman otomobil üreticisi, gelirlerinin yaklaşık %40’ını Çin pazarından elde ediyor. Ancak bu bağımlılık, Almanya’yı hassas bir konuma getiriyor. Çin’in otomotiv ihracatındaki yükselişi de dikkat çekici. Geçtiğimiz yıl Çin, tarihinde ilk kez Almanya’dan daha fazla otomobil ihraç etti ve bu durum, küresel otomotiv pazarında rekabetin giderek arttığını gösteriyor.

Almanya’nın ekonomisi otomotiv sektörüne oldukça bağımlıdır. Otomobiller, Almanya’nın mal ihracatının %16’sını oluştururken, gayrisafi katma değerinin %3,8’ine katkı sağlar. Ayrıca, imalat sektöründeki toplam sabit sermaye yatırımlarının %35’i otomotiv sektöründen gelmektedir. Otomotiv sektörü, aynı zamanda imalat sanayisindeki Ar-Ge harcamalarının %42’sini karşılamakta ve Alman iş gücünün %5’inden fazlasını, hem doğrudan hem de dolaylı olarak istihdam etmektedir.

Volkswagen, Almanya'nın savaş sonrası ekonomik başarısının simgesi ve Avrupa'nın sanayi rekabeti mücadelesinin bir sembolü olarak öne çıkıyor. Ancak şirket, hiçbir zaman tamamen kendi kaderini kontrol edemediğini söylemekte fayda var. 1937’de Nazi rejimi tarafından kurulan VW’de halen daha Aşağı Saksonya Eyaleti, Volkswagen AG'nin adi hisselerinin %11,8'ine sahip olup, oy haklarının %20'sini kontrol etmektedir.

Volkswagen’in Almanya’da en az üç fabrikayı kapatma ve binlerce çalışanı işten çıkarma planları, işçi konseyinden de tepkiyle karşılaşmakta. Volkswagen’de sendikaların rolü oldukça güçlüdür ve şirketin yönetiminde, stratejik karar alma süreçlerinde önemli bir etkisi vardır. İşçi Konseyi, yönetimle olan mücadelesini, Almanya’da istihdam edilen 296.000 VW çalışanı için “varoluşsal bir mesele” olarak nitelendirmekte ve bu planlara karşı çıkarak, işçi çıkarma ve fabrika kapatma durumunda, yönetime karşı güçlü bir direniş sergileyeceğini belirtmektedir. Ayrıca, Scholtz başbakanlığındaki hükümetin de bu planlara karşı tavır aldığını belirtmekte fayda var. 


Elektrikli araçlara geçişin hız kazanması ve VW'nin satış ve kârlarının büyük bir bölümünü sağladığı Çin pazarındaki gelişmeler, şirketi köklü değişimlere ve maliyetleri düşürme yönünde radikal adımlara zorlamaktadır. Alman markası altında satılan binek araçların neredeyse dörtte üçü artık yurtdışında üretiliyor. Volkswagen'in elektrikli araç siparişleri, planlanan hedeflerin %30 ila %70 altında kalmış durumda. Şirket için en büyük endişe ise yazılım sorunları. Yazılım problemleri, elektrikli araçlarda başarının kritik bir unsuru olarak öne çıkarken, VW’nin bu alandaki eksiklikleri, küresel rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.

Volkswagen'in karşı karşıya olduğu zorluklar, sadece şirketin geleceğini değil, aynı zamanda Almanya'nın sanayi istihdam modelinin geleceğini de derinden etkileyebilir.  Bu gelişmeler, Almanya’nın otomotiv sektöründe stratejik bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Eğer maliyet sorunları çözülmez, talep düşüşü durdurulmaz ve rekabet avantajı yeniden kazanılmazsa, Almanya’nın otomotivdeki küresel liderliği sona erebilir.  Çin ile ticaretin dengelenmesi ve sektörde yenilikçi adımlar atılması, bu sorunların çözümü için kritik öneme sahip. Aksi halde ekonomide büyük paya sahip olan otomotiv sektörü, geçmişte çelik sektörünün yaşadığı kadere mahkum olacaktır.

Yorum