12 Mart 2025, Çarşamba Yeni Haber
Haber Girişi : 16.02.2025

Aşkı sevdayı penguen

Muammer Toprakçı yazdı

Aniden karşıma çıkıverdi. Denizden çıkmış, salına salına yuvasına gidiyordu… Bana şöyle bir yan baktı, hiç kaale almayıp, istifini de bozmadan yürümeye devam etti. İçim ılınıverdi, mutlandım… Dünyanın ve Türkiye’nin bu karamsar ortamında sevincimi sizinle de paylaşmak istedim… Pengueni gördüğümde şaşırmadım, çünkü daha önce de rastlamıştım. Sydney’in sevdiğim semtlerinden Manly’de oluşan küçük penguen kolonisini büyütmek için, yetkililer yoğun çaba harcıyorlar. Penguenlerin Avustralya’daki asıl yaşam alanları, Melbourne’ye yaklaşık 90 km. uzaklıktaki Phillip Adası. Bu adada, 50 bin dolayında büyük bir Penguen kolonisi yaşıyor. Zamanım ve fırsatım olursa konuklarımı, denizden toplu çıkış seremonilerini göstermek için Phillip Adası’na götürürüm. Gün batımında yüzlerce insan, hazırlanan tribünlerde oturarak, penguenlerin denizden çıkmalarını bekleriz. Herkes heyecanlıdır. Hele de çocuklar… 

Çoğu, adanın akşam ayazını bilmediklerinden, hazırlıksız gelmişlerdir. Heyecan ve soğuğun titremesi birbirine karışıverir. Aniden denizde siyah noktalar oluşuverir. İlk gözcü kahraman, ürkek ürkek yavaşça sudan çıkar, tedirgin gözlerle etrafı şöyle bir kolaçan eder ve hızla denize döner. Sonra bir daha, bir daha ve kararını verir… Onun ardından, ilk grup bir o yana bir bu yana salına salına yürüyerek sahile çıkar. Şenlik başlamıştır.

Penguenler aralıklarla, gruplar halinde ve büyük bir nizam içerisinde-sanki askeri bir törendeymişçesine, tabur tabur- sahile çıkıp, paytak paytak yürümeye başlarlar. Önlerindeki kum tepelerini aşınca, yuvalarında onları bekleyen eş ve yavrularına kavuşmak için aniden hızlanır, etrafa çil yavrusu gibi dağılırlar. Toprağa oyulmuş, hepsi de birbirinin aynı yuvalarını nasıl ayırt ederler, şaşkınlıkla izlersiniz. Bir gürültü kaplar ortalığı. Eşinin sesine öylesine aşinadır ki, bu şamatada o sesi tanır ve yuvasına doğru koşmaya başlar. Yuvanın önünde, onun ve bekleyen eş ve çocuklarının sevinç çığlıkları birbirine karışır…

Evden çıktıktan sonra bütün gün kilometrelerce yüzmüş, eşi ve çocuğu-çocukları için avladıklarını midesine atmış, şimdi onları çıkararak sevdiklerine ziyafet sunmanın vakti gelmiştir. Onlarla birlikte siz de o sevinci ve aile mutluluğunu yüreğinizde hissedersiniz. Penguen sevdası… Saygı duymamak mümkün mü?..

Araya araya en güzel çakıl taşını bulur ve beğendiği dişinin önüne koyar. (Şimdi insanlarda da tek taş moda ya!..) Penguen, sunduğu bu doğal taş ile: “Bu yuvamızın ilk taşı olsun. Gel, aile olalım ve yaptığımız yuvada çocuklarımızı birlikte büyütelim…” diyerek bir anlamda evlenme teklif eder… Dişi, taşı yerden alır ve erkeğin önünde eğilerek reverans yaparsa, teklifi kabul etmiş demektir… Ya sevgi seremonileri?.. Vücutlarını birbirine yapıştırıp, kafalarını birbirlerine doğru eğip, sanki iki başlı yekpare bir vücut haline gelmeleri, ya eşlerine bağlılıkları, yumurtalarını korumak için  her türlü zorluğa göğüs germeleri, gösterdikleri azim ve sabır, direnç ve dayanışmaları?..

Hele de Antarktika’da… Çiftin yumurtaları için yuva yapma şansları yoktur. Her yer kar, buz…Yumurtayı buza bırakamaz çünkü donar. İnanılmazı başarırlar… Ne yaparlar? Erkek yumurtlayan eşinin yanına gelir, ayakta göğüsleri birbirine yapışık karşılıklı dururlar.Erkek yumurtayı yavaşça eşinden devralarak, ayak parmaklarının üzerine yerleştirir ve tüyleriyle yumurtanın üstünü örter… Bir saniye bile yumurtayı ayaklarının üzerinden indiremez; ayak parmaklarını yukarı kaldırarak yumurtanın bir an bile buzla temasını önler.

Nasıl mı dinlenir? Kuyruğunu da ayak gibi kullanıp yere dayayarak ayakta… Daha da etkileyicisi penguenlerin arasındaki o müthiş dayanışma… O soğukta birbirlerine yanaşır, neredeyse tek vücut olurlar; aralarına soğuğun girmesini engellemek için de gagalarını göğüslerine yapıştırarak büyük bir halka oluştururlar.  Çemberin dış çeperinde olanlar soğuğu daha çok hissedecekleri için dışarıdan içeriye doğru dalgalanarak dönmeye başlayıp, yavaş yavaş yer değiştirirler. Dönüşümlü olarak dışarıdakiler çemberin içine geçerken içerdekiler dışına çıkarlar. Antarktika ayazında bu büyük dayanışma ve iş bölümüyle yumurtalarını da yavrularını da korurlar…

Dişi, yumurtlayıncaya değin vücudundaki besini neredeyse tüketmiştir. Yumurtayı eşine teslim eder etmez kendini sulara atar… Tam iki ay boyunca beslenir ve doğacak yavrusu için midesinde besin biriktirir… Ve bu iki ay boyunca erkek penguen hiç yemek yemeden o zorlu koşullarda yumurtaya sahip çıkar… İşte smokinli beyefendilerin ve mücadeleci dişilerin inanılmaz dayanışma öyküsü.

Melbourne Monash Üniversitesinin, Phillip Adası’nda bin penguenle on yıl süren araştırmalarının sonucunda, küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu zorluklar nedeniyle penguenler arasında az da olsa sadakatsizlik ve boşanmalar olduğu saptansa da penguenler genellikle tek eşlidirler ve eşlerine de sadıktırlar…

Nasıl sevinmeyeyim!.. Giderek Sydney’de de bir penguen kolonisi oluşuyor… Belki ileride konuklarımıza bu güzel seremonileri göstermek için taa Phillip Adasına dek gitmeye gerek kalmaz… Penguenlerin sevdalarından, bu güçlü aile bağlarından ve müthiş dayanışmalarından insanlığın alacağı dersler yok mu dersiniz?.

Sevgiyle kalın...

Yorum