18 Aralık 2024, Çarşamba Yeni Haber
Haber Girişi : 3.10.2014

Bayram ve bizim Müslüman aleminin mezarlıkları

Dini bayramlarımızda her ne kadar eski bayramlarımızı yaşayamasak da yine büyüklerimizi arar, ellerini öper, onlara sevgimizi gösteririz.

Mazeretsiz olarak bunu yapmayanlar ise çocukluğunda bayram kültürünün verdiği mutluluğun tadına varamamış olanlardır.

Son yılların modası oldu. Belirli firmalar, dost ve sevdiklerinin telefon numaralarını otomatiğe yüklüyor, bayramın ilk gününde yüzlerce, belki de binlerce insana mesaj göndererek sözde bayramlarını kutluyor. Bana göre bu durum tamamen sevgisizlik ve samimiyetten uzak bir uygulamadır…

Bence insan, ulaşabildiklerine bizzat gitmeli, imkanları yoksa da bizzat telefon açıp büyüklerinin, dost ve yakınlarının bayramını kutlamalı.

Bunun dışındaki bayram kutlamaları bana göre içten değildir ve ‘sözde görevimi yaptım’ anlayışıyla baştan savmacılıktır…

BİZİM MÜSLÜMAN MEZARLIKLARI İLE HRİSTİYAN MEZARLIKLARINI KARŞILAŞTIRALIM

Sevgili Müslüman kardeşlerim,
Atasına sahip çıkmayan bir toplumdan geleceğine sahip çıkması beklenemez. Geçmişi olmayanın geleceği olamaz. Bu düşüncemin ışığında bayram vesilesiyle sizlerden biz Müslümanlar ile Hristiyanların ölen atalarına ne derece düşkün olduklarını fotoğraflarla kıyaslamanızı istiyorum.

Geçtiğimiz yıllarda Sydney’e gittik ve o coğrafyada 32 günümüz geçti. Bu gezimizde ülkenin insanlarını, yaşam biçimlerini ve coğrafyasını inceleme fırsatımız oldu. Geçtiğimiz haftalarda gittiğim Yunanistan’ın Samos adasını da aynı bakış açısı ile inceledim.

Her iki yerde de mezarlıklar büyük ilgimi çekti. Önce Hristiyanların geleneklerini anlatayım.

Diyelim bir yakınları trafik kazasında öldü. Kazanın meydana geldiği yere belirli zamanlarda çiçek bırakıp dua ediyorlar. Bu da yetmiyor, yakınlarının öldüğü yere küçük bir camekan yaptırıp, bu camekanın içine ölen yakınının fotoğrafını koyuyor, yanında da mum veya fener yakıyorlar. Fener veya mum on iki ay süreyle yanıyor…
Bizde ise ölenlerimize saygı toprağa gömünceye kadar…

Bu da yetmiyor, ölen kişi varlıklı, mallı mülklü ise daha mezarlıktan ayrılmadan miras hayalleri kurulmaya, gidenin ardından ileri geri konuşulmaya başlanıyor.

Sizlere bu konuda dört örnek vereceğim:

Bir örnek Sydney’den, bir örnek Yunanistan’ın Samos adasından, bir örnek Seferihisar Kavakdere mezarlığından. Diğer bir örnek ise trafik kazasında ölen yakınlarını unutmayan Hristiyanların uygulamalarından…

Yukarıdaki 2 fotoğraf, Sydney şehrinin mezarlığından çektiğim fotoğraflar.

Yukarıdaki 2 fotoğraf Yunanistan’ın Samos adası mezarlığından çektiğim fotoğraflar.

Bu fotoğraf, Yunan adasından. Trafik kazasında ölen bir merhum için yılın 12 ayında yanan lamba ve ölen kişinin fotoğraf.

Burası da maalesef Seferihisar İlçesinin Kavakdere Köyü (mahallesinin) Mezarlığı. Aslında bu fotoğrafa bakarak Türkiye’de tüm mezarlıkların aynı olduğu düşünülemez, bu fotoğraf sadece bir örnek…
Son cümlem:
Biz Müslüman olarak bu durumdan utanmamız gerekmez mi?
Tüm dost ve okurlarımın Kurban Bayramını kutlar nice sağlıklı ve mutlu bayramlar geçirmenizi dilerim.
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Yorum