15 Mart 2025, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 28.02.2025

Çizgi filmden yapay zekaya: "Bir sanatın hikayesi”

Konuk yazar Emrah İçten yazdı

Çocukluğumuzun en güzel anlarından biri değil miydi, televizyonun başına geçip çizgi filmlerin renkli dünyasına dalmak, hayaller kurmak ve o hayallere dalıp, kimi zaman izlediğimiz kahraman bürünmek, kimi zamanda kötülere karşı planlar  yapmak.  Mickey Mouse’un o neşeli kahkahası, Bugs Bunny’nin kurnaz tavırları ya da büyüyünce izlediğimiz Hayao Miyazaki’nin o masalsı sahneleri… 

Hepsi bize bir şeyleri hayal etmeyi, gülmeyi, bazen de düşünmeyi öğretti. Ben daha çok o çizgi film nasıl yapıldı, nasıl olur da bir tane çizgi, dakikalar süren bir film olabiliyoru merak etmişimdir. 

Peki, bu büyülü dünya nasıl başladı, kimler şekillendirdi ve şimdilerde ise yapay zeka denen o mucizevi teknolojiyle nereye gidiyor? Gelin, biraz geçmişe yolculuk yapalım, sonra da geleceğe göz atalım.

 Her şey, aslında 19. yüzyılda bir oyuncakla başladı. Evet, evet bir oyuncak ile… Zoetrope dedikleri o dönen silindir, içine yerleştirilen çizimlerle bir hareket yanılsaması yaratıyordu. Kim bilir o zamanlar bunun bir sanat dalına dönüşeceğini hiç kimse tahmin etmezdi herhalde. Derken, 1892’de Émile Reynaud çıktı sahneye. “Pauvre Pierrot” adlı kısa filmiyle, elle çizilmiş görüntüleri bir perdeye yansıtıp izleyenleri şaşırttı ama asıl patlama, 20. yüzyılın başında Walt Disney ile geldi. 1928’de bir fare olan Mickey Mouse’u dünyaya tanıttı, üstelik sesli bir animasyonla! 1937’de ise “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”le uzun metrajlı animasyonun kapısını araladı. Disney’in o şeffaf selüloit sayfalarla yaptığı cel animasyonlar, adeta bir devrimdi.

Tabii, sahne sadece Disney’den ibaret değildi. Warner Bros., Looney Tunes ve Merrie Melodies ile Bugs Bunny, Daffy Duck gibi efsaneleri hayatımıza teker teker dahil etti. Chuck Jones ve Tex Avery gibi çizerler, öyle komik ve canlı karakterler yarattı ki, bugün bile izlerken kahkahalarımızı tutamıyoruz. 

Japonya’da ise Osamu Tezuka, 1960’larda “Astro Boy” ile animeyi başlattı. Sonra Miyazaki geldi, Studio Ghibli ile “Ruhların Kaçışı” gibi filmlerle animasyonu adeta sanat galerisine taşıdı.

Bu işin kahramanları bir yana, arkasındaki şirketler de hikayenin büyük parçası. Disney, “Aslan Kral” gibi filmlerle kalbimizi çaldı. Pixar, 1995’te “Oyuncak Hikayesi” ile 3D animasyonu başlattı ve birden her şey değişmeye başladı. DreamWorks “Shrek” ile güldürürken, Türkiye’de de “Kral Şakir”, ”Rafadan Tayfa” gibi yerli işler yavaş yavaş kendine yer buldu. Hepsinin ortak noktası, bize bir şeyler hissettirmesi, çocukluğumuzun o güzel anılarına geri döndürmesi ve şu an ki çocuklara da dünyayı farklı şekilde sunması idi.

Günümüze gelecek olur isek, artık işin içine yapay zeka girerek, olayı ve düzlemi çok farklı noktalara taşıdı. Eskiden her kareyi tek tek çizen sanatçılar, şimdi bu akıllı makinelerle omuz omuza çalışıyor. Mesela, bir sahneyi renklendirmek veya karakterin ağzını konuşmaya uydurmak saatler almıyor artık; yapay zeka bunu saniyeler içinde hallediyor. Pixar’ın son filmlerinden “Elemental”de bile bu teknolojinin izlerini görüyoruz. Dahası, Leonardo AI gibi araçlar, sen “ormanda koşan bir ejderha” yaz, hoop dakikalar içinde karşında! 

Peki, bu nereye gidiyor? Yapay zeka, animasyonu herkesin yapabileceği bir şeye dönüştürebilir. Küçük bir ekip, hatta tek başına bir çocuk, hayallerini ekrana taşıyabilir. Ama bir yandan da içimde bir soru var: Sanatçıların o eşsiz dokunuşu kaybolur mu? Mickey’i Mickey yapan, Tazmanya Canavarı’nı Taz yapan o insan eli değil miydi? Belki de cevap, ikisinin bir arada yürümesinde. 

“Yapay zeka bir yardımcı, sanatçı ise kaptan olur.”

Gördüğünüz üzere çizgi film, zoetrope’tan bugüne inanılmaz bir yol kat etti. Mickey’le güldük, Miyazaki’yle hayallere daldık, Pixar’la teknolojinin sınırlarını gördük. Şimdi yapay zeka, bu hikayeye yeni bir sayfa yeni bir dünya açıyor. Bana sorarsanız, bu sanat dalı hep “hayata can verme” işini yapacak; sadece araçlar ve üretenler değişecek. 

Siz ne dersiniz, gelecekte bizi “ çocuklarımızı” nasıl bir çizgi dünyası ve çizgi kahramanlar bekliyor? Eğitilen yapay zeka ile yaratılan karakter ve hikayeler mi, insan elinde çıkmış yapay zeka ile yorulmuş bir çizgi dünyası mı?

Yorum