Aslında yazımın başlığı, "Üç gündür içimde bir sevinç var” olacaktı. Ancak bazı çevrelerce son günlerde ortaya bir ‘güven’ sözcüğü atıldığı için başlığı ‘güven‘ ve ‘siyaset‘ üzerine kurma gereği duydum.İçimdeki sevinç;Seferihisar siyasetinde hiçbir zaman iktidar partisi ile yerel yönetim yan yana, kol kola olmadı. ‘Seferihisar için ne yapabiliriz?’ sorusuna birlikte hiç çözüm aranmadı.Belediye yönetimi ile hükumetin aynı partiden olduğu dönemlerde de Seferihisar hak ettiği hizmeti alamadı. Sadece Etem Çalış ve Bayındırlık Bakanı Halil Çulhaoğlu‘nun görevde olduğu 1994-95 yıllarında Seferihisar’a hükumet hizmetleri aktı. İlçenin altyapısı ile baraj sulama hatları hızlı şekilde yapıldı.Gelelim günümüzeHükumet ayrı partiden, Seferihisar ayrı partiden… İki güç de ayrı telden çalıyor. İktidar partisinin ilçe yöneticileri belediyeyi acımasızca ve alabildiğince eleştiri yağmuruna tutuyordu.”Seferihisar için gerekli adımları atmaya hazırım” açıklamasıGeçtiğimiz hafta AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Hamit Nişancı, "Seferihisar’a yapılacak hizmetler için gerekli adımları atmaya hazırım! Hatta bu hizmetleri getirirken de seferihisar.com ve Yeni Haber yayın sorumlusu Mustafa Karabulut, Ankara ve İzmir Bölge Müdürlüklerinde bizimle birlikte yatırımlarımızın takipçisi olsun” diye açıklama yaptı. Bu yaklaşım, bir Seferihisarlı olarak beni çok mutlu etti.Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in de, "Hamit Nişancı, Sığacık Girlen Projesi’ni ilgili bakanlıktan çıkaracak” cümleme "İnşallah!” diye olumlu bakması, ilçesine gelecek hizmetlerdeki umutsuzluğun giderilmesi yönünde güzel bir temenniydi.Güvenme;Gerçi arada gerek bölgemdeki insanlardan gerekse basın camiasının bir kesiminden, "Kesinlikle Hamit Nişancı’ya güvenme!” uyarıları gelse de bunlar benim duymak istemediğim cümlelerdi.Nişancının alenen "Yatırımları takipte Mustafa Karabulut da bulunsun” cümlesi benim kendisine inanmam için yeterliydi ve gerisi teferruattı. Yetmedi, bu cümleleri kullananlar, bana göre bulanık suda balık avlayanlardı.Evet doğrusunu söylemek gerekirse üç gündür içimde bir sevinç var. Çünkü Seferihisar için bir kırılma noktasına gelmiş durumdayız.SON CÜMLEM:”Hamit Nişancı’ya güvenme” diyenlerin dönüp aynı cümleleri Nişancı’ya da söylediklerini ve ‘‘Mustafa Karabulut’a sakın güvenme” dediklerini duyar gibiyim sanki…Sevgili okurlarım, burada güven testi yapmıyoruz, iyi niyet çerçevesinde ”Seferihisar için ne yapabiliriz?” konusuna eğiliyor ve yazıyoruz.Aksini düşünen varsa onlara önerim, kendi işlerine bakmalarıdır…Evet; tekrarlıyorum, içimde üç gündür kaybolmasını istemediğim bir sevinç var…