17 Aralık 2024, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 6.10.2011

Her zaman böyle olun işte

Seferihisar Belediye Meclisi’nin Eylül ayı ilk toplantısında Seferihisar halkının çok da alışkın olmadığı bir birleşim yaşandı. CHP’li, AK Partili ve bağımsız tüm Meclis üyeleri, gündem maddelerine oybirliği ile olumlu oy verdiler.

Bence bunun iki nedeni olabilir.

Birincisi;

Bayram yeni geçti. Bayramlarda küslerin bir daha küsmemek üzere barışması geleneği Meclis’e yansıdı.

İkincisi;

1 Eylül Dünya Barış Günü yeni geçtiği için Meclis üyelerinin tamamı kendilerini ‘barış içinde’ hissetme ihtiyacı duydu.

Aslında ben bu akşamki yazımın formatını hazırlamıştım. Meclis’te pek çok karara ret oyu veren CHP’li 5 meclis üyesinden yerel seçimde CHP’ye verdiğim oyumun hesabını soracak ve onların yaptıklarını Seferihisar halkına, yetmedi ülke geneline duyuracaktım. Ama bu kez ben mahcup oldum ve yazımın formatı tümden bozuldu.

Bu hesabı, sadece CHP’de iç muhalefet yapan üyelere değil, bağımsız üyelere de AK Partili üyelere de soracaktım. Çünkü Seferihisar halkı onları, ‘Seferihisar’ın gelişimine katkı sağlayacak konularda olumlu oy kullanın, doğru bulmadığınız konularda da ret oyu verin. Gerekçelerini de bize anlatın’ diye seçmişti.

Bu arada her Meclis toplantısında yürütme makamını soru yağmuruna tutan Bağımsız Üye Çetin Akkaya ile yine Bağımsız Üye Ogün Tarhan’a bir hatırlatma yaparak yazımı sonlandırmak istiyorum.

Sizler geçtiğimiz on yıl içinde de Belediye Meclisi üyesiydiniz ve iktidardaydınız. Mecliste üç muhalefet üye vardı. Onlar sizin sorduklarınızın binde birini sorduklarında onları zabıta marifetiyle salondan atma girişiminde bulunuyordunuz.

Dahası, bazı kararları Meclis toplanmış gibi gösterilerek kahvehaneler de imzaladığınız iddia ediliyordu.

Bu dönemde istediğiniz her soruya cevap alabiliyorsunuz ve icra kurulundan da size, "Bu soruyu neden soruyorsunuz?” diye bir eleştiri gelmiyor.

Aslında son cümleleri yazarken sizlerin geçmişini veya eski yönetimi eleştirmek gibi bir düşüncem asla yok, ancak Seferihisar’da şeffaf ve demokratik bir düşüncenin oturmakta olduğu ve gelecek on yıllarda da bu sistemin tamamen oturacağının bir işareti değil mi bu uygulama?..

Bu makamlardan bugüne kadar ne belediye başkanları, ne belediye meclis üyeleri geldi geçti. Hepsinin yaptıkları ile yapamadıklarını konu açıldığında tarih terazisinin kefesine hep birlikte koymuyor muyuz?

Son cümlem:

Bir deyim vardır! "Ne verirsen elinle o gider o gider seninle.”

mustafakarabulutyenihaber@gmail.com

Yorum