Polis ve ve jandarma ekiplerinin trafik çevirmeleri sırasında kemer kontrolü yapmalarını şaşkınlıkla izlerdim. Şimdilerde de korona belası maske kontrolü yaptırıyor…Aslında şaşırtıcı olan polis veya jandarmanın yaptığı kontrollerden ziyade, konunun muhatabı olan vatandaşların hayatlarını yakından ilgilendiren bu iki konunun takibini emniyet kuvvetlerine bırakmış olmasıdır.Tamam, emniyet güçleri kendilerine verilen emri uyguluyor. Bunu anladık da vatandaş, kendi canının kollanması işini niçin devlete havale ediyor? Can, kendisinin canı… Bu iki konudan biri nedeniyle ölürse devletin tek görevi kalıyor, mevtanın ölüm nedenini istatistiğe işlemek ve cenazeyi mezara gömmek. O halde niye her vatandaş kendi canını ve en küçük koruma yöntemini niçin devletin kontrolüne bırakıyor da kendi canını kendisi korumuyor?…Zaten emniyet güçlerinin işi o kadar ağır ki; zaman geliyor 48 saat kendilerine yetmiyor. Bizlerin can ve mal güvenliğimizi sağlamak için geceli gündüzlü çalışan teşkilat mensupları, özellikle Seferihisar gibi ilçelerde öylesine üfürükten şikayetlere muhatap oluyorlar ki tam Aziz Nesinlik hikayeler ortaya çıkıyor.Doğuda olsa gülüp geçerler…Kemer konusu bir yana, son hafta ve son günlerde Seferihisar’da da virüs kapan hasta sayısında gözle görülür artış var. İzliyorum, polis veya jandarmayı gören çok sayıda vatandaş maskesini takıyor.Okurlarımdan ricam, ‘Emniyet güçleri ceza yazar’ korkusuyla değil, kendi canınızı kurtarmak için lütfen maskesiz gezmeyin, temizliğe ve sosyal mesafeye dikkat edin.Benden söylemesi…VEFALI BAŞKAN…Gazetecilik yaşamımda 44 yılı geride bırakırken bugüne kadar hiçbir belediye başkanı, durduk yerde ve sadece halimi hatırımı sormak için beni aramadı. Buna hiçbir karşılık beklemeden sınırsız destek verdiğim isimler dahil…Arayan tüm belediye başkanları, "Şöyle icraatlarım var, bunları haber yapabilir miyiz?’’ veya ‘Şu haberi şöyle, o yazıyı böyle yazmışsın, konu öyle değil” gibi sitemkar ifadeler ve açıklamalar yapmak için ahizelerine sarıldılar.Geçtiğimiz akşam telefonum çaldı, baktım Başkan İsmail Yetişkin!..Telefonun zili çalarken kendi kendime düşünüyorum, "Durup dururken başkan beni neden arıyor?..” Telefon kısa süre çaldıktan sonra açtım, cevap verdim,"Buyur Başkan!..’’ ,‘’Abi, sağlığın nasıl? Bir haftadan beri arayayım diyorum, bakıyorum saate, akşamın on ikisine yaklaşıyor, haydi yarın arayayım diyorum, gün içi yoğunluktan fırsat bulamıyorum. Sağlığın nasıl iyi mi?’’Başkan Yetişkin’e bir yandan teşekkür ederken bir yandan, ‘Acaba niçin aradı?’ diye düşünürken sohbetimizin sonunda, "Başkan aradığınız için teşekkür ederim var mı bir isteğiniz” dedim.Vefalı Başkan, ‘’Yok yok Mustafa abi, sadece sağlığını sormak için aradım, iyi akşamlar diliyorum’’ dedikten sonra telefonu kapattı.Olayın ardından derin derin düşünürken, ‘’Fatmacığım, yaşamımda ilk kez bir belediye başkanı durup dururken ve sadece sağlığımı sormak için beni aradı” sözleriyle şaşkınlığımı eşimle paylaştım….Bu vefayı gösteren Başkan İsmail Yetişkin’e sonsuz teşekkürler…