29 Mart 2009 ve 29 Eylül 2010. Bugün CHP’li Başkan Tunç Soyer’in belediye yönetimini devralışının üzerinden tam 18 ay geride kaldı. Seçilmişler ve atanmışlar, geride kalan bu bir buçuk yılın muhasebesini yapıyorlar mı dersiniz? Acaba hiç, "Biz Seferihisar için bu sürede neler yaptık ve Seferihisar’ın geleceği için ellerimizi hangi kararlar için havaya kaldırdık” diye vicdanlarıyla konuşuyorlar mı? Bence böyle bir hesaba hiç girmediler. Zahmet etmediler, lütfetmediler. Çünkü bazıları artık siyasette uzatmaları oynadıklarını artık iyi biliyor. Bu durum sadece CHP kanadından seçilenler için değil elbette… Diğer partiler de dahil olmak üzere bu dönemde seçilenlerde öylesine disiplinsizlik ve öylesine vurdumduymazlık görülüyor ki anlatılır gibi değil… Tarih, bu yaşananları mutlaka bir kenara yazacaktır. Düşünün… Birkaç meclis üyesi, hiçbir mazeret göstermeden toplantılara katılmıyor, katılan üyeler de hiçbir mazeret göstermeyen devamsız üyeleri, " Katılmayan meclis üyelerinin mazeretlerinin kabul edilmesine” diye el kaldırıyor. Bunun halk arasındaki anlamı, "Şıracının şahidi bozacıdır.” Özetle birbirlerini aklamaktadırlar. Böyle bir yönetim olur mu sevgili okurlar? Disiplinsizlik sadece meclis üyeleri arasında mı? Tabi ki değil! Düşünün, bir belediye başkanı belediye binasına giriyor, çalışanların umurunda değil… Sanki belediye binasına okul veya sınıf arkadaşları geldi… Disiplin olmayan bir kurumda nasıl bir çalışma ve ahenk olur ki? Bazı isimler haber konusu oluyor, adamlara bir baklava ikram edilmediği kalıyor. Sonuçta bu lakayıtsızlık halka yansıyor. Kısaca Seferihisar belediyesi, hemen her gün fısıltı gazetesinin manşetinden düşmüyor..Bugün Seferihisar Belediyesi’nin Doğanbey veya Ürkmez’deki hizmet binalarını bir tarafa bırakalım. Merkez belediyesine giren bir vatandaşı "Hoş geldiniz” diye karşılayan bir personel var mı Allah aşkına!! Elektrikler kesildiği zaman Seferihisar Belediyesi arandığında karşıdaki ses, "Buyrun Seferihisar Belediyesi” diyecek kadar aciz ve sadece"Efendim” demekle yetiniyor..Belediye görevlileri, işi için gelen vatandaşlara, sanki, "Ne işin vardı da geldin!” der gibi bakıyor.Belediye önünde mini bir park var. Akıl ve sağduyu ile bu parkla hükümet konağı önündeki parkı bir karşılaştırın! Düşüncenizi de yorum olarak yazın! Mini bir parka bile sahip çıkılmayan bir kurumun kararını siz verin! Burada Başkan Tunç Soyer’e hiçbir sözümüz yok! Başkan Soyer Seferihisarlılar istedi diye bir ismi siyasetten başkan yardımcılığına atadı. Bir başka ismi de siyasetten belediye şirketinin başına getirdi. Soyer, daha doğrusu Seferihisarlılara, "Buyurun top sizde”dedi..Peki ben soruyorum. Bu iki arkadaş atandıktan sonra belediyede ne değişti?Gerçekten çok merak ediyorum. Hüseyin Ercan ile Ali Taşkın, seçilmiş ve atanmışlar olarak çıkıp desinler ki, "Biz bu göreve geldikten sonra şunları, şunları değiştirdik ve Seferihisar’dan Ürkmez’e kadar şunları yaptık. Bundan sonra da bunları yapacağız” desinler.. Lütfen bunu söylesinler de bizlere de moral gelsin..Son sözüm! Bu olumsuzluğun seçilmiş ve atanan iki arkadaş, yani Hüseyin Ercan ve Ali Taşkın ile başlamadığını iyi biliyorum. Bu olumsuzluğu 15 ay önce başlatanın baş ismini de çok iyi biliyoruz ama şimdi buna girme zamanı değil…Zamanı geldiğinde o günlerde yaptıkları ve bıraktığı izler de kamuoyuna yansıtılacaktır. Ancak umutsuz değiliz ve tüm umudumuz önümüzdeki günlerde atılacak adımlarda! Merakla bekleyip göreceğiz.