Anne babalar, yetişkinler olarak gençlerimizi zaman zaman acımasızca eleştiriyoruz. "Senin yaşındayken ben şöyle yapardım, böyle davranırdım” diye örnekler veriyoruz. Şimdi çocukluk yıllarımıza dönüp bakalım.Sinemadan başka bir eğlencemiz var mıydı? Orhan Günşıray’lı, Fatma Girik’li aşk filmleri, John Wayne’li, Burtlancester’li kovboy filmleri idi sadece bizi eğlendiren. Şimdi orta yaşın üzerinde olanlar çocukluklarında televizyonla bile tanışmamışlardı.Parayla çok fazla işimiz olmazdı. Cebimizdeki 25 kuruş leblebi, nohut, macun, şambali almaya yeter de artardı. 1 lirası olana gıpta ile bakılırdı. Oysa şimdi?Yeni nesil televizyonla büyüyor. Bebek, anne, baba demeden önce gözünü açtığında çizgi filmleri görüyor, cıvıl cıvıl reklamların büyüsüne kapılıyor.Daha ilkokula gitmeden bilgisayarla, internetle haşır neşir oluyor. Büyüklerin beceremediği bilgisayar arızaları onlara çocuk oyuncağı geliyor.Dizilerle yansıyan çarpık çurpuk bir kültürün içinde büyüyor. Kimin elinin kimin cebinde, kimin gözünün kimin oğlunda, kimin kızında olduğunu ayırt edebilmek için zihnini yoruyor.Biliyor ki artık günümüzde her şey paradır. Cep telefonu, internet bağlantısı, minibüse yol parası, varsa otomobiline benzin… Artık kızlarla erkekler bahçelerde, ağaç altlarında da buluşamaz. İlla bir pastanede, kafede, restoranda oturmaları ve günde en az 25-30 lira harcamaları gerekir.Gazete manşetleriyle beyni allak pullak olur. Hangi gazetenin, hangi manşeti, hangi düşünce ile attığını çözemez. Ortalığı hep güllük gülistanlık sanır. Sorunlar karşısında zayıf olanlar çareyi keyf almak için başladıkları alkolde, uyuşturucuda arar, müptelası olurlar.İşte böyle bir ortamda gençliğin elinden sağlıklı düşüncelerle, sağlıklı insanların tutması gerekir.Anne babalar, öğretmenler düne göre çok daha dikkatli çok daha ihtiyatlı olmak durumundadırlar. Seferihisar’da bu konuda güzel gelişmeler gördük. 29 Mart 2009’da Seferihisar Belediye Başkanlığı’na seçilen Tunç Soyer, günümüzdeki bu tehlikeyi gördü, okullara ve gençlere önem verdi. Bana göre de gençlere ‘göstermelik’ değil, ‘içten’ yaklaştı.Spora dönük yaşam tarzıyla, gençleri pahalı otomobiller yerine bisiklete yönlendirmeye çalıştı.Yoz kültürden sıyrılmanın yolunun iyi bir eğitimden geçtiği gerçeğinden hareket ederek üniversiteyi kazanan her gence 500 lira yardımda bulundu. Çevresini kullanarak maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına burslar sağladı.Eşi Neptün Soyer, okumak isteyip de maddi imkansızlıklardan dolayı öğrenimlerini sürdüremeyen çocukları tespit etti, evlatlarını okutabilmeleri için ailelere çeşitli destekler sağladı.Başkan ve eşi, sağlıklı bir nesil için biz anne babalara, yetişkinlere örnek oluyor. Bizler de çocuklarımıza önem vermeli, günümüzün değişen kültürü içinde boğulmalarını önlemeliyiz.SOYER’İN HEDEFLERİ Söz Başkan Tunç Soyer’in gençliğe ve eğitime verdiği değerden açılmışken, biraz da belediye çalışmalarına bakalım.Gerek bölgesel, gerek ulusal yayın organlarında Seferihisar’ın haberinin olmadığı veya konu edilmediği tek bir hafta geçmiyor. Gazete veya televizyonlardaki her haberde Sakin Şehir ön planda tutuluyor, "Seferihisar’ın yaşanacak bir ilçe olduğu” ima ediliyor. Bunda Başkan’ın rolünü görememek, insanın aslını inkar etmesi gibi bir şeydir diye düşünüyorum.Belediye ile ilgili haberler titizlikle inceleniyor, basın toplantısı yapılarak veya muhatap gazeteciye bilgi verilerek, gerçekler sonuna kadar irdeleniyor. özetle hem şeffaf belediyecilik yapılıyor, hemde belediye başkanının hafta sonlarında bisikletle gezmesi, Seferihisar gençliğine iyi örnek oluyor. Gençlerimizin Lüks araba sevdalısı olarak yetişme yerine daha sağlıklı bir gençlik yetiştirebilmek için yaya veya bisikletle yürüyebilmeye teşvik ediliyor. Kısacası AB standartlarına uygun bir gençlik yetişiyor Seferihisar’da mustafa@seferihisar.com