Seferihisar Belediyesi’nin 2009 yılının 29 Mart’ında başlayan ve günümüze kadar uzanan Tunç Soyer başkanlığındaki dönemini ve Seferihisar’ın 8 yıl 1 ay sonraki durumunu bir özetleyelim…Cumhur Gürüz 1982-1989: Yat limanının tamamlanmasıyla Seferihisar dünyaya kapısını açacak! Seferihisar’da turizm patlaması olacak!..Seferihisar yönetimini 1989 yılında devralan Etem Çalış: Sığacık Seferihisar’ın gerdanlığı!Seferihisar turizmde hak ettiği yeri bulacak ve önümüzdeki yıllarda turizm patlayacak!..Sığacık ve Seferihisar’ın altyapısını yapan Etem Çalış ile geride kalan 10 yıl ve 2009 sonrası…Yine Sığacık ve Seferihisar’a önemli altyapı hizmeti veren ve her yeri pırıl pırıl yapan Hamit Nişancı ile geçen 10 yıl, yani 1999-2009 arası..Allah var, kendisinden veya gazete beyanatlarından "Seferihisar turizm yönünden patlayacak veya Seferihisar dünyanın kapısı olacak” türünden açıklamalar duymadık, okumadık…Bu nedenle Nişancı dönemindeki 10 yılı turizm açısından saymıyorum!Önceki gün, günlerden pazar.Eşim Fatma Hanım ile saat 19.00 sıralarında Sığacık’ta bir akşam yemeği için yola çıktık! Sığacık yolunda boncuk dizisine benzer, adeta aralıksız bir konvoy.Kendi kendime sordum: "Bu araçlar gün boyunca Sığacık’ın neresine park ettiler?”Yine kendi kendime "Sığacık Kalesi’nin arkasına, ana caddelerine ve düz alanına vs…” cevabını verdim…Sığacık merkezine doğru girerken bakıyoruz ana ve ara caddelerde yüzlerce araç. Bu demektir ki Sığacık yolu akşamın geç saatine kadar yoğun ve dönüş yolunda konvoy devam edecek…Zor şartlarda Sığacık Liman Restoran’a ulaştık. Restoranda deniz kenarına dizilmiş, ben diyeyim yüz, siz deyin yüz elli masa.Restoranın içi ve sahil boyu masalardaki müşterilerle dolu… Garsonlar fır dönüyor ve müşterilerini memnun etmeye çalışıyor.Bu arada ilgimi başka bir şey çekiyor. Ön tarafta bulunan restoranda üç-beş masa ya var ya yok! Bu manzara da çok ilginç! Yani hem ön tarafta iş yerin olacak, hem arkadaki restoran fulleyecek, dolup taşarken senin ön tarafında üç- beş masa olacak! Hakikaten ilginç bir görüntü!Konuya dönelim!Liman Restoran’a yaklaşırken pazar yerinin kapısı önünde bir kamyonete onlarca tepsi yüklüyorlar. Fatma Hanım’a "Nedir bu konu? Hani dışarıdan gelenler bu pazarda satış yapamayacaklardı!’’ diye seslendim. Fatma Hanım, "Onlar Seferihisarlı, her pazar 20-25 tepsi börek, çörek, tatlı getiriyorlar ve tükeniyor…’’ dedi.Bu arada laf açılmış iken bizim bir yakınımız, her hafta sonunda 8-10 tepsi börek ve dolmayı bu pazara götürüyor… Bana, "Mustafacığım, ben böyle bir şey görmedim benim tepsiler saat 12.00’ye kadar tükeniyor” demişti.Fatma Hanım’ın ayak ameliyatından dolayı on dakika içerisinde 50 metre yol kat ederek Liman Restoran’da yerimizi aldığımızda büyük bir feribot karşı limana yaklaşıyordu. Birbirimize ‘’Nedir bu’’ der gibi bakıyoruz. Cevabını da birlikte buluyoruz…Seferihisar’dan Yunanistan’ın Samos’ adasına sefer yapan yolcu gemisi…Yani Seferihisar’ın kapısı dünyaya açılmış.Bir ara gözümüz Sığacık Kalesi’ne takılıyor, kalenin üstünde kızlı erkekli onlarca genç, akşamın karanlığında selfie yapıyor.Bu görüntüler anlatıyor ki, 1980’li yıllarda Cumhur Gürüz’ün hayal ettiği "Seferihisar’ın kapısı dünyaya açılacak ve ilçede turizm patlaması olacak” hayallerini Tunç Soyer 2009-2017 arasında gerçekleştirmiş.