30 Mart’a, yani yerel seçime sayılı günler kala, ülkenin pek çok yerinde olduğu gibi Seferihisar’da da bayram havası esiyor.Cadde ve sokaklara, seçim bürolarının önlerine asılan parti bayrakları dostça birbirine girmiş, güneşli havalarda gölgelik, yağmurlu havalarda şemsiye görevi yapıyor. Belediye başkanlığına ve meclis üyeliğine aday olanlar da 30 Mart sonuçlarına kitlenmiş, sandıktan çıkacak sonucu bekliyorlar.Uzun maratonda vatandaş için heyecanlı, adaylar için stresli günlerin bitmesine az kaldı kalmasına da acaba seçimi hangi partinin adayı kazanacak ve 5 yıllığına başkanlık koltuğuna oturacak?Bu sorunun cevabını alabilmek için günde en az 10 kez, "Siz gazetecisiniz, çok geziyor ve insanlarla çok konuşuyorsunuz. Sahi seçimi kim kazanır veya ne kadar fark atar” sorularıyla karşılaşıyoruz.Evet… Şu ana kadarki gözlemlerimle kimin ne kadar farkla kazanabileceğini tahmin edebiliyorum ama aleni yazmam halinde peşin hükümlü davranarak diğer partilere haksızlık yapmış olacağımı da biliyorum. Bu nedenle tahminimi aleni söylemek yerine ipuçları halinde vereyim.Kaybedecek aday şudur:1-Seçim konuşması yapacağı yer ve saat belli olunca, yakın kurmayları seçmenleri tek tek arayarak, "Bak, başkanımın selamı var. Başkanımızın şu saatte ve şurada konuşması var! Seni de orada görmek istiyoruz” der.2-Size vaatlerini anlatırken sıkça gözü başka yerlere kayar. Size bakarken de hafifçe yüzü kızarır. Çünkü kazanacağına kendisi de inanmamaktadır.3- Seçimi kazandığı takdirde yapacaklarını sıralarken bölge vatandaşının kişisel çıkarını, yani ekmeğini konuşmak yerine konularının çoğunu genel yatırımlara ayırır.4-Ekibinde de seçimi kazanacaklarına ilişkin inanç ve heyecan yoktur. O nedenle de meydanlara koşarken asla dişlerini tırnaklarına takmazlar.Kazanacak aday1-Konuşmaları yapmacık değil samimidir. Karşısındaki insanı kendisinden akılsız yerine koymaz, tam tersine karşısındaki insanı kendi yerine koyarak konuşur.2-Seçim meydanlarında devletin yapması gereken işleri vaat olarak sıralamaz, ailelerin para kazanabileceği işlerden, belediyenin yapacağı yerel hizmetlerden söz eder.3-Kendisini toplumdan soyutlayarak, kendisini vatandaşın üzerinde görmez. Kendisinin vatandaştan daha üstün olduğu saplantısına kapılmaz, vatandaştan daha akıllı olduğunu düşünmez, hükmederek konuşmalar yapmaz, dediğim dedik türünden konuşmaz. Vatandaşı kategorilere ayırmadan, vatandaşa yerli yabancı gözüyle bakmaz, her vatandaşın sözünü içtenlikle dinler.4-Ortalıkta seçim havası yokken vatandaşa nasıl davranıyorsa seçimler yaklaştığında da seçmenin karşısına aynı şekilde çıkar. Çünkü kendisine güvenir ve yapmacık değildir. İşte o aday seçimi şimdiden kazanmıştır.Aslında küçük yerlerde yaşayan ve aynı gün iki veya üç kez birbirleriyle karşılaşan insanlar, seçimi kimin kazanacağını çok iyi bilirler ama yine de karşısındakilere sormadan edemezler. Çünkü kendi bilgilerine destek ararlar.Şimdi siz okurlarıma ben bir soru sorayım!Sahi seçimi kim, hangi partinin adayı kazanır?Kaç farkla kazanır? Bir de siz söyleyin….GENÇLİKAtatürk, gençlik üzerine ne kadar güzel sözler söylemiş. En anlamlı cümlesini de "Türkiye Cumhuriyetini gençliğe emanet ediyorum” diyerek kurmuş."Yani, ben Türkiye’yi filan ailenin filan oğluna veya torununa teslim ediyorum” dememiş.Çoktandır Seferihisar Belediyesi’ne gitmemiştim. Önceki gün gittiğimde ortalıkta fır dönen, vatandaşın işini görmek için koşuşturan gençleri görünce Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladım.Geleceğimiz adına çok umutlandım.Niçin biliyor musunuz?Gençlerin yüzünden enerji fışkırıyor. Bir işiniz varsa anında yerine geliyor. Hiçbir cümlenizi kulak arkasına atmıyorlar.Okumuşlar, eğitimlerini almışlar. Yani bazı çalışanlar gibi memur kadrosuna geçtiklerinde kasıntı. Kibirli davranmıyorlar. Hepsiyle gurur duydum ama şimdi zamanı olmadığı için bu güler yüzlü, atik ve çalışkan gençlerimizin isimlerini yazamıyorum.Evet, kimse, kusuruma bakmasın ama 30 Mart seçimlerinde ben bir belediye başkanı seçilmiş olsaydım, emekliliği gelmiş tüm çalışanlardan izin ister, kendime genç ,simlerden yepyeni bir kadro kurar, Türkiye’nin yarınlarının temelini Seferihisar’daki o gençlerle atmak isterdim…