04 Ekim 2025, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 4.10.2025

SEMERKANT- AKIL VE BİLİM

Ve şimdi gezdir gözlerini Semerkant’ın üzerinde.” (E.Allan Poe)

   Ve şimdi gezdir gözlerini

          Semerkant’ın üzerinde.”

                             (E.Allan Poe)

 

Nuran ile Özbekistan ve Kazakistan’a gidiyoruz.

Görmek istediğimiz yerler listesinde ilk sıralardaydı;

Semerkant,Buhara,Hive ve Türkistan…

Kısmet bugünlere imiş.

 

Uçağın yarısı Alman turistlerle doluydu.Semerkant’a indiğimizde de,başta Avrupa,Çin,Kanada,Türkiye ve dünyanın dört bucağından gelmiş yoğun bir turist akımıyla karşılaştık.

Özbekistan,turizmin  yükselen değerlerinden…

 

Özbek rehberimiz Yıldız Hanım bizi “Ata topraklarına hoş geldiniz…” diye karşıladı.

 

İlk izlenimim,kentin temizliği oldu.Her yer pırıl pırıl.

Sokaklarda,sonbaharın döktüğü rengarenk çınar yaprakları dışında tek çöp yok desem yeridir.

(Hem Özbekler bu konuda çok duyarlı hem de sokağa bir kağıt parçası bile atmanın cezasının ağır olduğunu öğrendik.)

 

Sigara içini de görmedik.Açık alanlarda da sigara içilemiyor.

İçim için özel yerler ayrılmış…

 

Sonra çocuklar,canım çocuklar…

Sade,özel üniforma ve çoraplarla şen şakrak okullarına giderken,bize gülümseyerek merhaba demeden geçenini görmedim…

 

İnsanlar genelde güleryüzlü,

sakin ve saygılı…

 

Sonra da kentin kişiliği sizi etkiliyor.

Tüm binalar,kentin tarihi dokusunu,geçmişin kültürünü yansıtan tarzda yapılmış…

 

Semerkant…

3000 yıllık;Türk,İran,Çin,

Grek…nice uygarlığın harmanlandığı kadim bir kent.

Turan’ın başkenti.

 

Maveraünnehir(iki nehir arası) dediğimiz,Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin arasındaki bölgenin en önemli kenti.

Cengiz Han’ın yakıp yıktığı,

Büyük İskender’in ele geçirdiği,Timur’un imparatorluğunun başkenti yaptığı,Şaman ve Zerdüştlüğün…izlerinin hala görüldüğü bir kültür harmanı.

 

Üç büyük medrese ile çevrili Registan Meydanı,dünyanın en önemli meydanlarından…

Yalnız Semerkant’ın değil,Özbekistan ‘ın da tanıtım yüzü…

 

Uluğ Bey Rasathanesi…

Timur’un aile ve yakınlarının da türbelerinin bulunduğu Şah-ı Zinde türbeler kompleksi…

Timur’un eşi Bibi Hanım Camisi ve görülmeye değer sayısız tarihi eser…

Hemen hepsi de Birleşmiş Milletler’in koruma altına aldığı Dünya Kültür Mirasları…

 

Semerkant’ın bir diğer önemi de, 14. yy sonları ile 15.yy’da dünyanın en önemli bilim ve kültür merkezlerinden birisi,(hatta en önemlisi) doğunun ‘Rönesans’ merkezi olması..

 

Bunun önemli bir nedeni,

Çinliler ile yaptıkları Talas Savaşı’nda esir aldıkları Çinli askerlerden kağıt yapımını öğrenmeleri ve kaliteli kağıt üretilmesi ve kullanılmasının bilim ve kültürün gelişimine yaptığı katkı…

(O günkü yöntemlerle bugün hala kağıt üreten bir atölyeyi  de gezdik.)

 

Diğer bir nedeni,ilk medreselerin Semerkant’da yapılmaları ve verilen eğitim.

 

Bilimin gelişiminin bir diğer önemli etkeni de sanırım,

Dar-ül Cüzcaniye Medresesi başmüderrisi olan,Semerkant doğumlu İmam Maturidi…(Türbesi de Registan Meydanı’nın hemen yanında.)

 

Nedir 853-944 yılları arasında Semerkant’da yaşayan İmam Maturidi’nin önemi?

 

İslam’da bilgiyi öne çıkarması.

 

Dış dünyanın ‘bilgi’ yoluyla bilinebileceğini söyleyip,bilgi edinme yollarını göstermesi…

 

Nedir İmam Maturidi’ye göre bilgi kuramının kaynakları?

Duyular. Akıl. Tecrübe-Deney.

 

Diyor ki, akıl bilgiye ulaşılmasında ve duyularla elde edilen bilgilerin doğruluğunun teyidinde en önemli ölçüttür…

Bu yüzden varlığın bilgisine ulaşmak için akıl kullanılmalıdır.

Aklını kullanan insan kendi varlığının anlamını da kavrar…

Akıl yalnız dünyayı anlamanın değil, dünyayı yeniden şekillendirmenin; iyiye ve güzele ulaşmanın da özüdür…

 

İmam Maturidi, iman ve ahlakı akıl üzerinden temellendirip, akıl ve kalbi birlikte değerlendirir…

Akıl, eğitim ile daha da gelişir,etkinleşir…

Öğrenme,soru sormayı zorunlu kılar.Bu da insanı meraka iter,merak da yeniliklerin keşfini sağlar…

 

(Sonraki dönemlerde ve bugün mü? Yorum sizin.)

 

İlk durağımız Semerkant, Nuran’ı ve beni derinden sarstı,çok etkilendik…

 

Belki sıkılacaksınız ama birkaç yazı bu geziye ilişkin olacak…

Gelecek yazı, Uluğ Bey Rasathanesi ve ardından Buhara yolculuğu…

 

Muammer Toprakcı

Yorum