05 Şubat 2025, Çarşamba Yeni Haber
Haber Girişi : 10.09.2008

Sydney notları

Pekçok dostumun da bildiği gibi geçtiğimiz hafta sevgili Hisarcık Gurubu üyesi dostlarımızın (Hisarcık Bağları sahipleri) daveti üzerine eşim Fatma Hanım, Muammer Abi (Toprakçı) ve değerli eşi Nuran Hanım ile birlikte ülkemizden, yani sizlerden, 17 bin km uzakta bulunan Avustralya’nın Sydney şehrine, 21 saati uçak yolculuğu ve altı saati Kore molası olmak üzere toplam 27 saat sonra indik.

Takdir edersiniz ki bu kadar uzun bir yolculuktan sonra (hele de geceniz ve gündüzünüz birbirine karışmış, sonbaharınız ilkbahar olmuşsa) kendinizi toparlamanız kolay olmuyor.
Beynimizle birlikte bedenimizde Sydney’e uyum sağlar sağlamaz fotoğraf makinasını boynumuza takıp düştük Sydney’in yollarına …

Burada insan yaşamı Türkiye ile karşılaştırıldığında o kadar değişik ki…
Hepimizin bildiği araç direksiyonlarının sağda yer alışına değinmeyeceğim ama bu değişiklik dahi Türkiye ile Avustralya arasındaki farklılığın bir göstergesi.
Sydney’den yazdığım ilk yazı da bu farklılıkların birkaçını sizinle paylaşayım:
Araç sürücüleri çok sabırlı

Sokak ve caddelerde korna sesi duyabilmeniz neredeyse imkansız. Bazen önünüzde giden aracın sürücüsü durur bir yaya veya bir araç sürücüsü ile dakikalarca görüşür. Böyle bir durumda arkadaki araç sürücüsü onu sabırla, kornasına basmadan bekliyor.
Tuvaletler ücretsiz

Şehrin her üçyüz metre mesafesinde bir tuvalet var. Tuvaletlerin temizliği belediye görevlilerince yapılıyor. Tuvaletler tertemiz. Üstelik de ücretsiz. Yani tuvaletten ayrılırken arkanızdan kimse para diye bağırmıyor.
Aracınıza benzininizi kendiniz dolduruyorsunuz

Aracınıza benzin almak için istasyona yanaştığınızda bizlerdeki misafirperverliği buralar da bulamazsınız. Yani benzin istasyonunda çalışanların size "Abi arabanın camını silsinler mi­?” veya “Aracınıza su tutalım mı?…” gibi benzer misafirperverlikler göstermesi nerdee. Eldiveninizi takıp Aracınıza benzininizi kendiniz dolduracak ve içeriye gidip ücretini ödeyecek bir de istasyon sahibine teşekkür edeceksiniz.
Resmi görevli göremiyorsunuz

Bir aylık Sydney gezimizin onuncu gününü doldurmamıza rağmen bu güne kadar sokak ve caddelerde bir inşaatın yıkımı sırasında inşaat alanınında güvenlik oluşturan bir tek trafik polisinin dışında hiçbir ünüformalı asker veya polis görmedim. Nedenini sorduğumda "Burada trafik veya asayiş polisine ihtiyacımız olmaz. Çünkü burada yaşayan insanlar başkalarının, yani karşı tarafındaki insanların haklarına herzaman saygı gösterirler” yanıtını aldım.

Şu ana kadar İzlenimlerim sadece bunlar mı? Tabiki değil…

Engelli insanlara toplumda verilen önem…Siydney halkın hafta sonunu veya mesai sonrasını nasıl, nerede ve kimlerle geçiriyor, nelerle uğraşıyor?

Yarın on günlüğüne Sydney’den ayrılıp 1500 km uzalıktaki kuzey bölgelerini gezecek ve gördüğüm ilginç konuları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Yorum