17 Aralık 2024, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 17.10.2017

Tunç Soyer ile Seferihisar!

Tunç Soyer Seferihisar’a belediye başkanı olduktan sonraki yıllarda ilçede yaşamadığımız, dahası hayal bile edemediğimiz olaylarla karşılaşıyoruz!

Düşünün; bu ilçede bir litre zeytinyağının kilo gramının 22 bin liraya satılacağı, hayallerimizde var mıydı? Aklımıza gelir miydi, hayal edebilir miydik?

Haydi bu müthiş fiyatı bir tarafa bırakın da tüm ülkenin televizyonlarının ana haber bültenlerinde bas bas “Seferihisar“dan bahsediyor olması, daha önce gördüğümüz, duyduğumuz olaylar değildir!

Milyonlar harcasan ilçenin reklamını böylesine etkin bir şekilde yapamazsın! Bu, en büyüğünden en küçüğüne kadar her Seferihisarlı’ya fayda sağlayacak önemli bir başarıdır!

Ve dikkat edin!

Tunç Soyer belediye başkanlığı görevine geldikten sonra Seferihisar adına her yaptığı icraat aynı etkide ulusal basında yer aldı. Almaya da devam ediyor gördüğünüz gibi!

Zeytinyağı ihalesi yapıldığı güne gelelim…

Manzara müthiş…

Geçtiğimiz pazar gününden bahsediyorum. Sığacık’ın bırakın meydanını, sokaklarında bile yürüyebilmek, araç park edebilmek imkansızdı!

Yani müthiş bir yoğunluktan söz ediyorum. Yıllardır dilimize pelesenk olan ama bir türlü gümletemediğimiz

Turizm patlaması” tanımının gerçek anlamı bu değilse nedir?

Bu ilçede geçmişte görev yapmış belediye başkanlarının da hep “Turizmi patlatmak” hayalleri olmuştu ama, patlama sesini bir türlü duyamamıştık!

Hani madem patlatma tabirinden yola çıktık şöyle anlatayım…

Her yıl bir fitil ateşleniyor haberi yayılıyordu ama, o “güm” sesini hiç duyamıyorduk. Fitil baruta gelmeden sönüyordu.

1980 li yıllarda merhum Cumhur Gürüz, her turizm mevsiminin başında “Bu yıl turizm patlayacak” derdi mesela ve ben bunun en yakın tanığıyım!

Ardından Ethem Çalış turizmin Sığacık‘ta patlayacağını söyleyip durmuştu. On yıl Belediye Başkanlığı yapan Hamit Nişancı‘nın ise zaten böyle bir iddiası hiç olmamıştı.

Özet şu;

Geçmişteki belediye başkanlarının hayalini Tunç Soyer gerçekleştirdi. Pazar günü duyduğunuz “güm” sesi, hem de bu mevsimde, turizmin patlamasıydı.

Şimdi geçmiş yıllarda kurulmuş bir önemli hayal daha geldi aklıma…

Cumhur Başkan, ” Sığacık‘a yat limanı ” hayalini çok dillendirir “İlçenin kapılarını bu yat limanı ile dünyaya açacağız” der dururdu.

Gürüz bu cümlesi ile ne demek istiyordu?

Yapılacak yat limanı ve oluşacak gümrük müdürlüğü ile Seferihisar’dan dış ülkelere çıkış veya giriş yapılabilecek…

Hayal, her işin başlangıcı için ilk adımdır, doğru…

Ama ilk adımdan sonrası gelmiyorsa, hayal hayal olarak kalıyorsa ne fayda?

Bu söylemlerin ilçede uçuşmasından tam 25 yıl sonra yat limanı hayalini gerçekleştiren yine Tunç Soyer oldu!

Bir ilkten daha bahsedeyim mi?

Kimse alınıp kırılmasın ama, bu güne kadar bu ilçede görev yapmış belediye başkanlarımızın hemen hepsinde bir lüks araç sevdası vardı.

Arkaya kurulmaları, pencereyi açıp, halka el sallamaları hoşlarına gitti hep!

Soyer ne yaptı?

İlçede bisiklete bindi veya yürüdü…

Bu bir mesajdı aslında ve çok anlaşılır şekilde sunulmuştu halka…

Yürümek veya bisikletle gezmek neredeyse moda oldu…

Daha da yayılacağını düşünüyorum.

Hatta uçuk bir fikir gibi görünse de, arkasında iki kişilik oturma yeri olan bisikletlerle insan gezdirmek bu ilçede bir farklılık yaratacak, öğrencilerimize gelir kapısı olacaktır diye düşünüyorum. Tunç Bey‘in dikkatine sunalım!

Demem o ki;

Bu gün, Büyükşehir Belediye Başkanı olur mu, yapılır mı, yapılmaz mı, diye tartıştığımız Belediye Başkanımızın, icraatları tüm Türkiye’de örnek oluyor!

Bu gerçek!

Üretici pazarlarında işgaliye alınmaması, atalarımızdan kalan tohumların çoğaltılması ve yaşamın içine bırakılması gibi daha bir çok ilk sayabiliriz. Tohum çoğaltma işinin buradan yayıldığını söylememe gerek olmadığını sanıyorum.

KONUYU ÖZETLER İSEK!

Konuyu özetlersek bir litre zeytin yağının kilosunun 22 bin liraya satılması bekli de bir semboldür, ancak önemli olan üreticinin ürettiğine sahip çıkmaktır…

Kısacası İsrail’in ürettiği zehirli tohuma karşı Seferihisar büyük bir taarruz ile karşı koymuştur….

Türkiye’de Tunç Soyer benzeri yüz idareci olsa ve Seferihisar gibi yerleşim birimlerinde ikişer Aziz Nesin yaşasa, Türkiye uçar!

BİZİM İŞ TAKİPÇİSİ MECLİS ÜYESİ

Bizim iş takipçisi gelenek ve değerlerine hiç alışık olmadığı CHP’nin saflarına KATILDI.

CHP eğitimi ile mazbata alan insanlar kendi menfaatleri ile belediyenin hiçbir birimine gitmez! Gidiyorsa halkın bir sorununu çözmek içindir emin olun!

Görüyorum ki; bizim takipçi, bir türlü CHPli olamıyor, olmak da istemiyor zaten! Fırsat bulsa, geldiği yere dönüverecek gibi yaşıyor! Ama geldiği yer de ona kilitli!

Bu zat-ı muhterem’e iki satırla nasihatte bulunmak istiyorum.

Senin menfaatlerine fazlaca düşkün olduğunu sadece biz değil, yedi düvel biliyor kardeşim.

Arkanda türlü türlü yanlışlar var ve bu yanlışlar çok konuşuluyor!

Mesela belediyeye inşaat ruhsatı parası ödemiyorsun, biz yazdıktan sonra belediyeye gidip “Kim söyledi benim ödeme yapmadığımı” diye çemkiriyorsun. Bu pişkinlik…

Kaçak yerlerine kira ödediğini iddia ediyorsun, öyle bir şey olmadığını ortaya koyuyoruz. Ödediğin işgaliye be birader. Yani işgalcisin…

Hal böyle iken senin yapman gereken bir iş var. İstifa etmek. İcraatlarını madde madde saymak gibi bir küçüklüğü yapmayacağım. Ama bil ki, senin maceraların çok konuşuluyor, çok eleştiriliyor. Toplumda karşılığın kötü anılmalarla var!

Öyle ise CHP’de yerin olmamalı…

Üzüldüğüm yalancı dünyada bu kadar dünya malına tamah etmen… Nihayetinde sofraya oturduğumuz zaman ne yiyebiliyorsak onunla mutlu olabiliyoruz! Fazla hırs bu dünya için de öbür dünya için de iyi değil.

Yorum