21 Aralık 2024, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 28.09.2018

Tunç Soyer Seferihisar’a bol geliyor!..

Bugünlerde bir yerlerden düğmeye basıldı İzmir’de, Ankara’da ve İstanbul havuz medya’da birileri harekete geçti.

Hedef tahtasına da Tunç Soyer yerleştirildi.

6-7 yıl önceki hikayeler yeni baştan yazılıyor. Seferihisar ve Türkiye’yi tanıtma amaçlı yurt dışı seyahatleri, bölgeye yatırımcı çekmek ve istihdam yaratmak amacıyla meclis kararıyla gerçekleştirilen gayrimenkul satışları ısıtılıp ısıtılıp gündeme taşınıyor.

Çünkü yerel kalkınma modelinde CHP’nin Türkiye’deki yüz aklarından birisi Tunç Soyer…

Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı ile ilgili anketlerde de açık ara önde çıkıyor.

Bu, sadece yandaş basını kudurtmuyor, Soyer’in önünü kesmek için her yolu mubah sayan her partiden insanları çıldırtıyor.

Bu arada Seferihisar‘ın menfaatini ve geleceğini düşünen hemşerilerimiz, CHP Genel Merkezi’nde Soyer için verilecek kararı bekliyor.

Seferihisar, 9 yıl önce ekonomisi ile sosyal yaşamı ile nasıldı, şimdi nasıl?

Öncelikle esnafımız. Elini çenesine koyup düşünmeli…

Üretici ve tüketici de düşünmeli.

Köylü, sebze ve meyve üretimini neredeyse terk etme noktasına gelmişti.

Çünkü bin bir zahmetle yetiştirdikleri ürünleri götürdükleri ‘Sebze ve Meyve Komisyoncuları Hali’nde çeşitli adlar altında ücret kesintileri oluyor, kazançları kuşa dönüyordu.

Bırakın para kazanmayı, hal esnafına borçlu bile kalıyorlardı.

Komisyoncular, düşük fiyat ve kesintinin yanında, ‘’Senin ürünün satılmadı, çöpe atmak için de işçilere şu kadar para ödedik’’ diyerek üreticiyi borçlu çıkarıyordu.

İŞGALİYE HARCI YOK

Tunç Soyer ne yaptı? Köy ve mahallelerde yetiştirilen sebze ve meyvelerle, ev kadınlarının yaptığı pasta, börek, reçel, keşkek, sarma, baklava gibi yerel lezzetlerin aracısız tüketiciye ulaşmasını sağladı. Kent merkezinde ve Sığacık Kaleiçi’nde rüsumsuz, işgaliye harçsız pazarlar açtı..

Neptün Soyer’in öncülüğünde kurulan Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi sayesinde de yerel lezzetlerimiz yurdun dört yanına ulaştırıldı, Seferihisar’a para aktı.

Bugün Seferihisar’da daire üstüne daire alan üreticiler ve kadınlar dikkati çekiyorsa, aracısız satış fırsatını iyi değerlendirdikleri ve hallerde sömürülmedikleri içindir.

Bundan sonra da kazanmayı sürdüreceklerdir. Yeter ki dürüstçe çalışsınlar ve aile üretimine katkıda bulunsunlar…

En yakınımda bulunan bir kadın anlatıyor, "Haftada bir gün Sığacık Pazarı’nda kendi yaptığım yaprak sarmasını, kabak çiçeği dolmasını ve içli köfteyi satıyorum, kazancımla 4 kişilik ailemi bir hafta boyunca rahat rahat geçindiriyorum”.

Bu arada yerli tohuma sahip çıkılması ile yeni neslin hibrit ve GDO’lu besinlerden uzak yetiştirilmesini sağlayan organik tarım atakları…

Kentin marka değerinin hızla artırılması ve Seferihisar’ın Ege’den doğan bir güneş olarak pek çok belediye tarafından örnek alınması az şey midir?..

Bugün Beyler köyüne yakın dağlar taşlar villalarla doluyorsa, evler altın fiyatına satılıyorsa bu durum dostları sevindirmekte, düşmanları çatlatmaktadır.

Bunlar yapılanlardan birkaç örnek sadece…

SEFERİHİSAR NASIL TANITILDI!

Tunç Soyer,Türkiye’deki hatta yurt dışındaki basın kuruluşları sayesinde Seferihisar’ın adını dünyaya duyurdu.

Bunun için de ikili ilişkilerdeki becerisini kullandı. Seferihisar’ın tanıtımı için yüzlerce kilometre yol kat etmekten geri kalmadı.

Prens Charles Türkiye’den konuşmacı olarak İngiltere’ye kimi davet etti bir düşünün…

Tunç Soyer’i Tunç Soyer olduğu için değil vizyon sahibi bir belediye başkanı olduğu için dinlemek istemedi mi?

Neymiş, Soyer belediye gayrimenkullerini satmış… Öncelikle şu bilinmelidir ki Soyer’e satış yetkisini veren Seferihisar halkının seçtiği Belediye Meclisi üyeleridir ve az sayıda muhalefet hariç ilçe halkının çoğunluğu da bu satışlarda bir yanlışlık görmemektedir.

Ayrıca konuya şöyle de bakalım…

Akkum’daki alanlar makilik, çalılık olarak kalsaydı, bugün sadece Seferihisarlı değil, Özdereli, Gümüldürlü, Menderesli gençlerimize de iş sahası olan yıldızlı oteller, tesisler kurulabilir miydi?

Bakir araziler milyon yıldır kime ne kazandırmıştı?

Bugün bu tesisler şehrin bakkalına, kasabına, berberine, terzisine para kazandırmıyor mu?

Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin özelleştirme adı altında bunca malı mülkü elden çıkarmasına ses çıkarılmazken Seferihisar’daki yatırım, istihdam ve belediyeye kaynak yaratma amaçlı satışlara göz dikilmesinde art niyet aranmaz da ne yapılır?

Sığacık’taki küçük bir adanın satışı 7 yıl sonra temcit pilavı gibi hortlatılıyorsa burada iyi niyet aranmaz.

SEFERİHİSAR’A 7 YILDA İNSAN YAĞDI

Geçtiğimiz haftalarda, "Tunç Soyer’den imar müjdesi” başlığı altında bir haber yayımladık. Haberin altına çok sayıda yorum geldi. Bu yorumların tamamına yakını da Seferihisar’a son 7 yılda yerleşen hemşerilerimizdi. Yorumlarında, "Seferihisar beton yığını oldu!’’ ‘’Seferihisar’da mandalina bahçeleri sökülüp yerlerine binalar dikildi’’ ve ‘’Seferihisar’ı yaşanmaz hale getiren Tunç Soyer oldu” türünden cümlelerle Başkan Soyer yaylım ateşine tutuldu.

Ben bu yorumları yazan okurlarımızı kısaca bilgilendirmek istiyorum.

Seferihisar’ın imar haritasının temeli, Tunç Soyer döneminde değil, 1989-1999 yılları arasında belediye başkanı Etem Çalış döneminde atıldı.

Dört katlı binaların önü de aynı imar planları ile açıldı. Daha sonra görev yapan Hamit Nişancı ve Tunç Soyer’in bu konuda hiçbir günahları yoktur.

Ayrıca bu planlara müdahale yetkilerinin olmadığını da herkesin bilmesini isterim.

Son cümlem:

Altı ay sonra Seferihisar Belediye Başkanlığı görevine Tunç Soyer tekrar gelirse ne ala… Başka bir isim gelirse (Seferihisar’da çok değerli isimler var ve olacaktır da…)  yeni başkan ve yeni yönetim mutlaka birçok hizmet yapacaktır.

Ancak şu iyi bilinmeli ki bir insanın arkasından iyi veya kötü tarafları konuşulur.

Seferihisar, özellikle de genç nesil ise Tunç Soyer’i uzun yıllar çok olumlu ifadelerle konuşacaktır.

Tunç Soyer gibi vizyonu düzgün ve Seferihisar halkı için her sabah saat 08.15’de makamına gelen bir belediye başkanı kolay kolay bulunmayacaktır…

Aksini iddia edenler, bu yazımı arşivlerinde saklasınlar…

Yorum