Yılları geride bırakırken aklıma 29 Mart 2009 geldi, belediye seçimini kazanan Tunç Soyer ve ekibi, mazbatalarını alabilmek için seçim kuruluna gitmeye hazırlanırken, onları destekleyen vatandaşlar da zafer kazanmanın sevincini, mutluluğunu yaşıyordu.Bir yıl sonra Meclis’teki CHP’li üyelerin tavırları gündeme geldi. Her biri ayrı bir köşede kulis yapıyor, iç muhalefet yaratıyordu.İki yıl geçmeden Meclis’teki CHP kanadı tam anlamıyla darmadağın olmuştu. CHP ve AK Partili üyelerin bir kısmı toplantılara gelmiyor, Başkan Tunç Soyer de ‘Gelmeyenlerin mazeretlerinin kabulüne…” diyerek konuyu oylamaya sunuyor, eller havaya kalkıyor, devamsızlığa yeşil ışık yakılıyordu.Bu olay ben diyeyim 10, siz deyin 20 kez tekrarlandı. Yıllardır Meclis toplantılarına katılmayan üyelerin bu kadar önemli ne mazereti olabilirdi ki?..MAKAMLAR İNSANLARI YORUYOR MU, DEĞİŞTİRİYOR MU?Hiç unutmam. Etem Çalış ikinci dönem seçildiğinde ‘Niçin beni ikinci kez bu makama seçtiniz” dercesine üç gün evinden çıkmamıştı.Tunç Soyer’in başkanlık görevini üstlenmesinin birinci yılının sonunda İzmir’den gazeteciler davet edildi, on iki aylık çalışmalar anlatıldı, daha sonraki sürece ilişkin projeler üzerine bilgi alındı, verildi. Yerel ve genel basınla içli dışlı olan Soyer, takip eden yıllarda bu toplantılara gerek görmedi.Başkanlığının dördüncü yılında 29 Mart sabahında belediye çalışanlarının düzenlediği 4. Yıl kutlamasında pastayı kesti, ardından ver elini İstanbul…Soyer, ilk yıldan sonra basının karşısına geçmemesini ‘kahvehane toplantılarıyla halka bilgi vermek’ olarak açıkladı.Halkla yüz yüze olacak, onlardan gelecek sorulara birinci elden yanıt verecekti. Dördüncü yılın ilk toplantısını da 2 Nisan Salı günü yapacaktı. Duyumlarımıza göre bu toplantı 8 Nisan’a ertelenmiş.Soyer’in basından uzaklaşan bu tutumu doğrusu bizleri şaşırtıyor. Görevi üstlendiği ilk yıllarda sürekli desteklediğimiz, şeffaf yöneticiliğini örnek gösterdiğimiz Başkan için kullandığımız, "İşte şeffaflık bu olmalı… AB standartlarına uygun başkan” yazılarının yanlış mı olduğunu düşünür olduk.Basının sorularından kaçan, ‘İcraatlarımı sadece halka anlatacağım’ diyen bir Tunç Soyer ile karşı karşıya kalınca, ister istemez kendimize, ‘Acaba bu makamlar insanları yoruyor mu yoksa değiştiriyor mu? ‘ diye sormaya başladık.2009 Mart ve 2013 Mart…Gelinen noktayı Seferihisar halkı olarak bir de siz değerlendirin bakalım.Yanlış gören biz miyiz, yoksa yanlış olan Başkan Soyer’in çizgi değişikliği mi?mustafakarabulutyenihaber@gmail.com