Eski adıyla ‘mevkute’ bildiğimiz adıyla ‘basın’ son dönemde yerleştirilmeye çalışılan adıyla da ‘medya’…Süreli yayın anlamına gelen bu organın görevi, kamunun bilgi edinme ve haber alma ihtiyacını karşılamaktır. Beslendiği kaynak da kendi muhabir ağı, haber ajansları, kamu veya özel kurumların basın müdürlükleri veya basın birimleridir. Buralardan sağladıkları bilgi ve fotoğrafları haber haline getirerek kamuya aktarırlar.Bu kısa genel özetten sonra gelelim Seferihisar Belediyesi’nin basınla ilişkilerine…Tunç Soyer’in belediye başkanlığına seçilmesinden ve Cittaslow (Sakinşehir) oluşumundan sonra Seferihisar’ın adı yerel, bölgesel, genel basından düşmedi. Hatta dünyadaki yazılı ve görsel yayın organları da sık sık Seferihisar adından söz etti.Ancak,Başkan Soyer’in Seferihisar’ı basınla barıştırma, dostluk kurma çabasına belediyenin ilgili birimlerinin yeterli desteği verdiğini söylemek biraz zor.örnekler vermek gerekirse, Belediye Kültür merkezinde bazı etkinlikler oluyor belediye başkanlığı bu etkinliklere katılmamış ise yapılan etkinlikler basın bürolarına servis edilmiyor.Aradan iki gün geçmesine rağmen haber ve fotoğrafları sorduğumuzda , "Abi işimiz yoğun onun için gidemedik veya haberini yapamadık..” cevabını alıyoruz.Rusya’nın bir kentinden Seferihisar’a ‘Sizinle kardeş şehir olalım” teklifi geliyor. Bu olayı görüşmek üzere de Belediye Meclisi’nin iki üyesinin 28 Mart’ta Rusya’ya gitmesi kararlaştırılıyor. Ama bu olaydan belediyenin ilgili biriminin haberi bile yok.Seferihisar’ın caddeleri şantiye gibi! Bir yandan TEDAŞ, bir yandan TELEKOM altyapı çalışması yapıyor. Yakında da içme suyu ana borularını yenilemek amacıyla İZSU çalışmaya başlıyor. Bütün bu olup bitenler belediyenin bilgisi dahilinde hatta işbirliğinde gerçekleşiyor. Basında yine tek satır yok.Basın bürolarında veya halkla ilişkiler servislerinde çalışanlar, bir süre sonra yapılan her güzel şeyden kendilerine pay çıkarırlar. Hele hele ‘Büyük Basın’ denilen yazılı ve görsel medya organlarında birkaç haberleri yayınlanırsa, "Vay anasını… Biz neymişiz” derler ve etrafındaki gazetecileri göremez hale gelirler. Bu bir gazetecilik hastalığıdır.Anlaşılan hastalık Seferihisar Belediyesi’nin basın bürosuna da bulaşmış.Sevgili arkadaşlar,Star TV, atv, Hürriyet, CNN Türk buraya gelse gelse, yılda bir bilemediniz iki kez gelir. Her gün yüz yüze olunan ise yerel basındır, yerel gazetecilerdir. Özellikle seçim kazanılmasında veya kaybında en büyük rolü de yerel medya organları oynar.Gelin, çalışmalarınıza bir çeki düzen verin. İşte genel seçimler geldi. Üç ay sonra milletvekillerini seçeceğiz.Yerel seçimlere de daha üç yıl olduğunu düşünmeyin, zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçer.Sonra ne siz ‘Keşke’ deyin, ne de Başkan Tunç Soyer, ‘Keşke basın bürosunu daha işlevsel hale getirseydim” diye dizini dövsün.Yol yakınken işinize biraz daha sıkı sarılın..Bu nasihat, gazeteci değil, ömrünün 32 yılını gazeteciliğe veren bir ağabeyin sizlere uyarısıdır.